Tedarik zincirleri ve enerji problemleri gibi pek çok algoritmaya sahip lojistik alanında ve pek çok alanda düşük karbon seviyesinde bir dünya nasıl gelişecek? Tüm dünyanın geleceği gibi lojistik sektörünün de geleceği bu soruya bağlı durmaktadır. Yeşil Lojistik kavramı, çevreye verilen zararları en aza indirerek yeni ve çevreci bir dünya oluşturma sistemi üzerine kulu bir sistemidir.
Bu kavramın uygulamaların en basitten açık bırakılan bir ışığı kapatmak ile başlayarak daha komplike durumlara doğru gitmesi olarak tarif edebiliriz. Yeşil lojistik bağlamında uygulanmaya çalışılan bu basit ve komplike uygulamalarla: kaynakların verimli kullanılması, geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımının arttırılması, daha az enerji tüketimi, Maliyeti azaltıp geliri arttırmak, sera gazının salınımını engellemek gibi amaçlar güdülmektedir.
Yeşil kavramı, lojistik ile entegre edilmiş ve ortaya “yeşil lojistik” adlı çevresel ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurarak sürdürülebilir yolda üretilen ve dağıtılan mallar ile ilgilenen ve farklı dağıtım stratejilerinin çevresel etkilerinin ölçülmesini, lojistik faaliyetlerde enerji kullanımını azaltmayı, atıkların azaltılmasını ve işleyişinin yönetimini amaçlayan yeni bir uygulama alanı çıkmıştır.
Türkiye’de pek çok firma tarafından lojistik faaliyetlerin tamamına ya da bir kısmına ‘yeşil’ çözümler eklenerek sürdürülebilir ilkeler doğrultusunda çevreyle dost birtakım politikalar üretilmektedir. Yabancı yazında yaklaşık on yıl öncesine ait yeşil lojistik konusu ile ilgili yayınlara ulaşılabilirken, ülkemizde bu konuda araştırmaların henüz çok yeni olduğu görülmektedir.
Yeşil Lojistik temelinde yedi bileşenden oluşur:
Yeşil Tedarik Zinciri: Çevresel yönetim stratejileri geliştirmek için nüfus, kaynak ve çevresel gereksinimlerin karşılanması olarak tanımlanmaktadır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi, çevresel problemlerin çözümündeki en etkili yollardan biridir. Yeşil tedarik zinciri yönetimi, sürdürülebilir kalkınma teorisini temel alarak geliştirilmiştir.
Yeşil Üretim Lojistiği: Yeşil üretim lojistiği, doğru zamanda ve doğru kalitede doğru ürün ile beslenen çalışma istasyonu ve makinenin olmasını sağlamaktır.
Yeşil Ulaşım Lojistiği: Yeşil ulaşım lojistiğinin amacı, ulaşımda enerji tüketimini azaltmak, atık malzemeleri azaltmak ve karayolunda ulaşım aracı doluluğunu azaltmaktır.
Yeşil Paketleme: Atıkların artması, sürdürülebilir kalkınmayı etkilemektedir ve ambalaj atıkları, katı atıkların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yeşil paketleme, yasalar, yönetmelikler ve dönüşüm sistemleri ile ambalaj atıklarını azaltabilecek bazı önlemlerin ortaya konulmasını içermektedir.
Yeşil Dağıtım Süreci: Yeşil dağıtım süreci, iki önemli boyutu içermektedir. Birincisi, kaynak kullanımında verimliliği artırmak için firma ölçeklerine bağlı olarak profesyonel işlem süreçlerine odaklanarak tüketici sürecini değiştirmektir. İkincisi ise tüketicilerin atıkları tarafından oluşan çevre kirliliğini azaltmak için işlenmiş hurda malzemelerinin toplanmasıdır.
Yeşil Dağıtım Lojistiği: Yeşil dağıtım lojistiği, alıcının pazar koşulları altında büyük bir önem arz etmektedir. Bu yalnızca, depolama, sınıflandırma, ambalajlama, taşıma şeklinde değildir; aynı zamanda daha iyi bir hizmet sağlayarak müşterilerin güvenini kazanmayı da sağlamaktadır.
Atık Malzeme Lojistiği: Kaynakların, çevrenin, toplumun ve ekonominin sürdürülebilir gelişmesi için gerekli olan atık malzeme lojistiğine çok fazla dikkat çekilmesi gerekmektedir. Atık malzeme lojistiğinin önemi, giderek daha fazla dikkat çekmektedir. Atık malzeme yönetiminde fayda-denge prensibi, kontrol prensibi ve sistem prensibi önemli bir yer almalıdır. (Tao,2001 )
Yeşil tedarik zinciri içerisinde yeşil satın alma, yeşil üretim, yeşil pazarlama, yeşil paketleme, tersine lojistik kavramlarını barındırır.
Genel anlamda yeşil lojistik ve tersine lojistik anlamdaş olarak kullanıla gelmektedir fakat iki kavramda içerisinde farklılıklar barındırır. Yeşil lojistikte çevresel kaygılar ağır basmaktayken tersine lojistikte ekonomik kaygılar ağır basmaktadır. Tersine lojistik kurumların maliyetlerini azaltmak, satılan ya da kullanılan malların değerini arttırmak gibi çeşitli amaçlara hizmet etmektedir. Yeşil lojistik kavramı ise söz konusu maliyeti asgari düzeyde bırakıp çevreye zarar vermeyecek faaliyetleri kapsar.
Tersine lojistikte tüketici tarafından kullanılan ürün, geri dönüşüm yoluyla tekrar üreticiye gitmelidir. Böylelikle tersine lojistikte atık azalışı söz konusudur. Tam bu noktada tersine lojistiğin tedarik zincirine yeşil lojistik dâhil edilmektedir. Yeşil lojistik, “lojistiğin ekolojik etkilerini anlama ve minimize etme” tanımından hareketle ekolojik lojistik olarak da adlandırılmaktadır (Rogers ve Tibben-Lembke, 1998).
YEŞİL LOJİSTİK GÖSTERGELERİ
Kurumların yürüttüğü faaliyetlerin hangilerini yeşil lojistik bağlamında değerlendirilebileceğini belirlemek için bazı işaretler belirlenmiştir. Bir işletmenin faaliyetlerinin yeşil lojistik kapsamına alınıp alınamayacağına ilişkin göstergeler ortaya konmaktadır.
Seroka(2014)’e göre yeşil lojistik göstergelerini ürün tasarımcısı ve tedarikçi arasındaki işbirliğine, müşterilerle çevresel işbirliğine, yasal mevzuata, yeşil tasarıma ve tersine lojistiğe bağlarken Lopes ve arkadaşları (2010) bu göstergeleri, çevresel yönetim sisteminin sertifikasyonuna, enerji tüketimini azaltmaya ve yenilenebilir enerji kullanımına, ürün tasarımında yeşil bilinçle hareket edilerek ürün ve ambalajın geri dönüşüme çevre dostu ve koordine edilmiş ulaşıma dayandırmaktadır.
Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere ‘daha düşük karbonlu bir dünya ve saha oluşturulabilir mi? ‘ sorusu üzerinde durmak gerekmektedir. İleriye yönelik senaryolarda dört faktörün belirleyici olacağını tespit etmişlerdir:
- Enerji ve Emisyonlar
- Tüketici Davranışı
- Taşıma Türleri
- Tedarik Zinciri Tasarımı
Öte yandan özellikle gelişmiş ülkelerdeki sürdürülebilir toplum olma baskısının giderek arttığı günümüzde, taşımacılık sektörü sürdürülebilirlik ile ucuz, kirli yakıt arasında bir ikilemde kalmıştır. Sürdürülebilirlik çalışmalarının, gelişmiş ülkelerdeki tüketici baskısı ve toplum bilincinin artmasının uzantısı olarak, globalleşmekte olan ve ağırlıklı gelişmiş ülkelerdeki şirketlerle çalışan veya rekabet eden firmaların bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde de sürdürülebilirlik çalışmaların ilerlediği görülmektedir. Türkiye gibi lojistik habı olma yolunda ilerleyen ülkemizde de Lojistik firmalarının yeşil lojistik çalışmalarına yöneldiğini görebiliyoruz.
1) YEŞİL LOJİSTİK
Yeşil lojistik, dışsallıkların azaltılması ve çevresel, ekonomik ve sosyal hedeflerin arasında daha sürdürülebilir bir denge elde etmenin yollarını incelemek şeklinde tanımlanır. Yeşil Lojistik alanındaki tüm çabalar, sürdürülebilirliği sağlamak ve katkıda bulunmak üzerine odaklanır.(Seroka-Stolka,2015:302-309)
Geleneksel Lojistik taşıma, depolama, paketleme ve stok yönteminin üreticiden tüketiciye olan dağıtımını organize ederken, çevresel değerlendirmeler geri dönüşüm ve ürün imhası için yeşil lojistik adı altında yeni bir dal oluşmuştur. Artık maddeler, tehlikeli ve zehirli mallar dâhil olmak üzere yeni bir piyasayı ortaya çıkarmıştır. Örneğin; BMW araç tasarlarken, mevcut parçaların tamamen geri dönüştürülebilir olacak şekilde olmasına dikkat etmektedir.
Yeşil Lojistik; lojistik, kavramına ek olarak yenilenemeyen doğal kaynakların tüketimi, gaz emisyonu, gürültü kirliliği, zehirli ve zehirli olmayan çöplerin imha edilmesi gibi konulara yoğunlaşarak katlanabilir bir maliyetle tüketiciye son ürünü ulaştırmayı hedeflemektedir(Bolat v.d, 2011).
2) YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ
Sürdürülebilir çevresel uygulamalar, zincir sisteminde yeşil tedarik zinciri yöntemi olarak kabul görür ve iş yaşamındaki yöneticiler ile akademisyenler açısından önemli bir alan teşkil etmektedir.
Süreç içerisinde oluşan çevre sorunları ve doğal kaynak tüketimi sebebiyle iş yerleri daha güvenli, sağlık açısından ve çevre bağlamında zararları minimum seviyeye çekmek; daha az kirlilik oluşturan, riskleri azaltan üretim sistemi tasarlamak, sosyal sorumluluk yüklenerek bu bilinç doğrultusunda hareket etmek amacıyla çevreye duyarlı bir tedarik zinciri oluşturmakta ve yeşil tedarik zinciri adı verilen bu yöntemi kullanmaktadır.
Kavramsal açıdan bakıldığında yeşil tedarik zinciri yönteminin tanımlarının birbiriyle benzerlik gösterdiği görülmektedir. Yeşil Tedarik Zinciri yönteminin tanımının temelini tedarik zinciri yönteminde bulmak olasıdır. Yeşil bileşenleri tedarik zinciri yöntemine eklemek, tedarik zinciri yönteminin tesirini ve bağlantısını doğal çevreye yöneltmeyi içeren bir kavramdır (İnce,10 Mayıs 2015:1-14).
2.1) YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNTEMİ
Yeşil tedarik zincirinin faaliyetleri, yeşil satın alma, yeşil üretim, yeşil pazarlama, yeşil paketleme ve tersine lojistik şeklinde sıralanabilir (İnce,2015:1-14).
3) YEŞİL SATIN ALMA
Yeşil tedarik zincirinin faaliyetleri, yeşil satın alma, yeşil üretim, yeşil pazarlama, yeşil paketleme ve tersine lojistik şeklinde sıralanabilir (İnce,2015:1-14).
4) YEŞİL ÜRETİM
Çevre etkileri düşük girdiler kullanan, yüksek verimliliğe sahip olan ve çok az veya sıfır atık içeren ve kirlilik oluşturmayan üretim süreçlerini kapsar. Bu tanımıyla yeşil üretim atık ve kirliliğin engellenmesi veya azaltılmasını, geri dönüşümü ve yeşil ürün tasarımını içeren faaliyetler çerçevesinde ele alınabilir. Tasarımıyla, bileşimiyle ve kullanımıyla çevreye olan etkileri yasam döngüsü süresince en aza indirilmiş ürünlerin yaratılması süreci yeşil ürün tasarımını ifade etmektedir (Yavuz, 2010: 77).
5) YEŞİL PAZARLAMA
Yeşil pazarlama, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını karşılarken işletmenin de hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğa ile dost ürünlerin, üretilmesini, fiyatlandırılmasını, tutundurulmasını ve dağıtımını içeren ve ürününün kullanım sonrasını da kapsayan pazarlama faaliyetleridir (Keleş, 2007’den akt. Kuduz, 2011: 171).
Kirlilik üzerine yapılan pazarlama çalışmalarını, enerji tüketimiyle ilgili konuları ve yenilenemeyen kaynakların tüketiminin olumlu ve olumsuz yanlarını inceleyen bilim dalıdır. Yeşil pazarlama, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini yerine getirirken işletmenin de hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğa ile dost ürünlerin üretilmesini, fiyatlandırılmasını, dağıtılmasını ve tutundurulmasını içeren ve ürünün kullanım sonrasını da kapsayan pazarlama faaliyetleridir (İnce, 2015: 1-14).
6) YEŞİL PAKETLEME
Çevreye duyarlı paketleme uygulamalarında, gereksiz paketlemenin azaltılması, çevre dostu paketleme malzemelerinin kullanılması, bir defadan fazla kullanılabilen paketleme araçlarının geliştirilmesi gibi önlemler alınabilir (Emgin, Türk, 2004).
7) YEŞİL LOJİSTİK VE UYGULAMALARI
Yeşil Lojistik çevre düzenine uyum sağlayan, doğaya karbon salınımını azaltan, taşıma ve dağıtım sürecini verimli hale getirmesi, ambalaj ve atıkların paketlemede azaltılması, emisyon ve gürültü kontrolünü sağlayan; malzeme, enerji, mesai, taşıma faaliyetlerinde tasarruf sağlayan faaliyetlerdir.
Yeşil Lojistik uygulamalarına örnek verecek olursak (Kaus, 2012);
- Ürünlerin küçük gruplar halinde nakliyesinden ziyade daha büyük gruplar halinde taşınması,
- Üretim ve sevkiyat için alternatif çevre dostu yakıtlı araçların kullanılması (LPG, CNG vb.)
- EURO 5’ e sahip araçların kullanılması (çevre dostu motorlu araçlar),
- Araçlara gürültü ve ses önleyicilerin takılması,
- Çevre dostu verimli ulaşım ve dağıtım sistemlerinin kullanılması,
- Genel paketleme işlemlerinin ve kullanılan malzemelerin azaltılması,
- Paketlemeler plastik malzeme yerine geri dönüşümlü malzemelerin kullanılması,
- Sürdürülebilir bir şekilde saf (karışımsız) ürünlerin kullanılması,
- Çevre dostu geri dönüşüm,
- Personelin bilişsel ve duyuşsal alanda eğitilmesi,
- Müşterinin bilinçlendirilmesi,
- Tersine lojistik programlarının teşvik edilmesi vb. sıralayabiliriz.
8) INTERMODAL TAŞIMACILIK
Evangelista ve arkadaşları (2012) yaptıkları araştırmada yeşil lojistik göstergelerine yasal mevzuatın ve yük taşımacılığına yönelik eylemlerin de eklendiği görülmektedir. Wichaisri ve Sopadang (2014) ise atık oranını minimize etmeye yönelik faaliyetlerin, Intermodal taşımacılık sistemlerinin, yük taşımacılığına yönelik faaliyetlerin ve organizasyon yapısının çevre konusunda bilinçlendirilmesin de yeşil lojistik göstergeleri arasında yer aldığını ortaya koymuştur.
INTERMODAL TAŞIMACILIK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
Literatürde Intermodal taşımacılık kavramı değişik isimler altında kullanılmıştır. Örneğin Lowe (2005) çalışmasında “Intermodalizm”, Zeybek (2007) “Intermodalite”,Çekerol (2007) ise “Intermodalizm” ya da “Intermodalite” kavramlarını kullanmıştır. Fakat yaygın olarak “Intermodal Taşımacık” ya da “Modlararası Taşımacılık” isimleri tercih edilmiştir.
Intermodal taşımacılık için literatürdeki bazı tanım ve açıklamalar ise şöyledir:
*Lowe (2005) çalışmasında Intermodal taşımacılık için tek bir yükleme ünitesinde bulunan malların bulundukları yerden nihai varış noktasına kadar karayolu ve demiryolu, karayolu ve su yolu, demiryolu ve diğer taşıma türleri gibi iki veya daha fazla taşıma modunun birleştirildiği ya da entegre edildiği bir sistem olduğunu belirtmiştir. Aldemir ve Beldek (2017:10) çoklu taşımacılığın özel bir türü olarak nitelendirdikleri Intermodal taşımacılığı, birden fazla veya en az iki taşıma türünün kullanılmasıyla, aynı taşıma birimi içerisinde bulunan ürünlere elleçleme yapmadan tek yükleme ile taşıma biriminin sadece teslim yeri veya noktasında açılmasıyla gerçekleştirilen bir taşıma şekli olarak tanımlamışlardır.
INTERMODAL TAŞIMACILIĞIN TEMEL BİLEŞENLERİ
Uluslararası Intermodal taşımacılık sisteminde üç temel bileşenden söz etmek mümkündür. Bunlar Intermodal taşımacılıkta kullanılan aktörler, Intermodal taşımacılığı gerçekleştirmede yer alan faaliyetler ve gerekli görülen kaynaklardır. Intermodal taşımacılığın asıl altyapısını oluşturan ve aynı zamanda aktörlerinden olan Intermodal taşımacılık şirketleri, taşıma işleri organizatörleri, temel faaliyeti olan sistem yönetimi, temel kaynağını oluşturan bilgi sistemleri Intermodal taşımacılığın yönetim sistemi kısmını oluşturmaktadır. Göndericiden başlayıp taşınan yükün boşaltılmasına kadar olan tüm süreçler ise Intermodal taşımacılığın üretim süreci olmaktadır. Ancak bu süreçte kanunlar ve yönetmelikler, politik ve ekonomik kararlar, ulaşım hizmetleri talebi, tek türlü (modlu) taşımacılıkta rekabet etmek gibi dış etmenler mevcuttur. Tüm bunlar ayrıntılı biçimde Şekil 1’de verilmiştir. Ayrıca söz konusu üç bileşen ve kapsadıkları unsurlar, Intermodal taşımacılık esnasında ciddi bir entegrasyon içerisinde olması önem arz etmektedir. Aksi takdirde tedarik zincirinde de yer alan kamçı etkisi/kelebek etkisi/domino etkisi ile sistemde aksamalar oluşabilmektedir.(Woxenius, 1998; Zebek,2007).
9) YEŞİL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR UYGULAMA ÖRNEKLERİ (MAYIS, 2015)
BOEING
Boeing sera gazı salınımlarını 2012’ye kadar %25 azaltmayı hedefleyerek bir program oluşturmuştur ve bu program için “Conservation Project Fund” adında bir fon oluşturarak 2007 yılında bu programı başlatmıştır. Tüm tesislerde enerji kullanımının azaltılması ve aksiyon planları oluşturulmuş her bir tesis için fondan kaynak ayrılmıştır. Projede değişken frekans sürücüler, tasarruflu düşük enerji tüketimli armatürler, izolasyonların yenilenmesi, otomasyon ve kontrol sistemleri gibi uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Tüm çalışanlar “Environment Information Center” web sitesi ile bilgilendirilerek katılımları sağlanmış ve hedefe çok rahat bir şekilde ulaşılmıştır. Energy Star’ın 2011 enerji yönetimi ödülü alınmıştır.
TOYOTA
Toyota 2005 ve 2006 yıllarında Amerika’da Energy star programında üst üste 2 yıl mükemmellik ödülü almıştır. Bu programda tesislerde enerjinin %80 oranında kalıp ve boya kısmında kullanıldığı tespit edilip bu kısımlara ağırlık verilmiş. ”Energy Process Assesment ” ismi ile dünyadaki tüm tesislerinde tüm proseslerin performans analizleri yapılmıştır. Analizler sonucu en verimli teçhizat ve yöntem diğer fabrikalarda uygulanmıştır. Proje sonucu 8 yılda enerji yoğunluğu %26 seviyesinde azalmıştır. Toyota bu programın başarısı için anahtar olarak örgütün ve yöneticilerin yüksek katılımı olduğunu belirtmiştir.
DESERTEC
Dünyanın en büyük ve iddialı temiz enerji projesidir. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun uzun, geniş ve boş Çöllerinde gerçekleştirilecektir. Projede bu çöllerde Güneş Pilleri (PV) ve Rüzgâr Enerjisi çiftliklerinde temiz enerji üretimi yapılacak, üretilen enerji Akdeniz’ in altından geçmesi planlanan yüksek gerilim hatlarıyla Avrupa’ya aktarılacaktır. Proje ile Avrupa’nın enerji ihtiyacının %15’ inin karşılanması hedeflenmektedir.
İlk pilot uygulama 2013 de Fas’tan başlatılmıştır, ilk etapta 2015 yılında İspanya’dan aktarılacak 2020 yılında tamamlanacaktır. Proje’nin ilk pilot uygulamasında 500 MW’ lık bir enerji üretilecek ve yatırım bedeli 2,5 milyar $ civarındadır. Proje Dünya Bankası ve birçok enerji firması tarafından desteklenmektedir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR MARKETLER ZİNCİRİ CO-OP GROUP
Co-Op Group, Birleşik Krallıktaki en büyük gıda perakendecilerinden ve eczane zincirlerinin sahibi ayrıca seyahat şirketi ve ziraat faaliyetleri bulunmaktadır. 120.000 kişi istihdam edilmekte 4.800 perakende mağazası vardır. Projenin hedefleri kısaca faaliyetleri çevre dostu bir yaklaşımla sürdürmek, faaliyetlerin çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek, temiz ve yenilenebilir enerji kullanımı, atıkların geri dönüşümü ve azaltılması ve etkilerin ölçülmesidir. Proje kapsamında elektrik, su ve rüzgâr gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiş, atıklar için geri dönüşüm merkezi kurulmuş, ambalajlama sürecinde atıklar azaltılmış, atıkların parçalanabilmesi ve bakterilerden ayrıştırılması daha iyi bir duruma getirilmiştir. Kendi markasına ait her balık ürününün, konserve ve sandviçler de dâhil olmak üzere, sorumlu bir kaynak tarafından titiz bir biçimde incelenmesi anlamına gelen, yeni bir ‘Sorumlu Balık Kaynağı Politikası’nın başlatılmıştır. Co-Operative Gıda, 20’yi aşkın kimyasal çeşidin kendi markasını taşıyan ürünlerden çıkarılması için, bir liste oluşturulmasına öncelik verdi.
Söz konusu liste düzenli olarak gözden geçiriliyor ve gerekli görüldüğü takdirde yenileri listeye ekleniyor.
Proje sonucunda ise;
- 2007 yılında atıklarının 72.000 tonundan fazlası geri dönüştürüldü ya da yeniden kullanıldı.
- Grup, dünyanın ilk Fairtrade (adil ticaret) pamuktan taşıma çantasını oluşturdu.
- 2005 yılında, yılda 38,5 GWh, yani İngiltere’de 9.000 eve elektrik sağlanmasına yetecek kadar elektrik üreten, sekiz türbinli bir rüzgâr çiftliğinin kurulmasına öncülük etti ve böylece yılda tahminen 36.000 tonluk karbon dioksitin atmosfere bırakılmasını engelledi.
- BK’ deki en geniş kapsamlı müşteri cep telefonu geri dönüştürme programını yürütmektedir.
- 2009 yılında, Uganda’daki Kibale Ormanı Ulusal Parkı’nda 91 hektarlık alanı yeniden ağaçlandırarak 36.400 tonun üzerinde karbonu telafi etmiştir.
EKO VERİMLİ HAZIR YEMEKLER – SOTRAL SPA İTALYA
Sontral kamuya hizmet veren bir hazır yemek tedarik zinciridir. Ayrıca lojistik konusunda da uzmanlaşmış hizmet veren bir firmadır. Zincirde üretim ve kamuya ait noktalar arasında bütün hizmetler yer almaktadır. Sontral sürdürülebilir bir Yeşil bir tedarik zincirinin hem kendilerine hem de diğer firmalara değer katacak bir kavram olduğunu benimsemiş bu perspektifde her faaliyetin içine yaşayan bir vizyon özelliği taşıyan “Yaşam Döngüsünü Düşünme (LCT)” felsefesini eklemiştir. Projede yemeklerin okullara ve diğer kurumlara çevre için en az olumsuz etki yaratacak şekilde dağıtılması, ambalaj kullanımının azaltılması ve müşterilerin, tedarikçilerin bilgilendirilmesi hedeflenmiştir. Proje kapsamında etkin bir lojistik ağının oluşturulması, kantin ve yemekhanelerde atıkların toplanması ve geri dönüşümü için kabinlerin oluşturulması, personel için eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmiş. Ayrıca YDA (Yaşam Döngüsü Değerlendirme, LCA) gereği ölçümler gerçekleştirilmiştir. Yemek dağıtımında kullanılan araçların bakım ve temizlikleri artırılmış kirlilik ve ambalajlama önemli ölçüde azaltılmıştır. 2005 yılında, SOTRAL’ın kurucusu ve asli üyesi olduğu RISTECO Konsorsiyum’u kuruldu. RISTECO kendisini, aralarında modern hazır yemek sektöründe sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden yaklaşık yüz ulaştırma şirketinin de bulunduğu referans pazarda, yeni kurulan şirketlerin destekleyicisi yerine koymaktadır. SOTRAL’ın ve RISTECO’nun hem ulusal hem uluslararası alanda oluşturduğu geniş ortaklık ağı sayesinde şirket, kamuya yönelik hazır yemek sektöründe eko verimliliği teşvik etmek için yenilikçi çözümler konusunda araştırma yapmaya kendisini adamıştır. Şirket aynı zamanda çevresel iletişim ve yeşil pazarlama araçlarını da kullanmaktadır. Proje sonucunda ayrıca ekolojik lastiklerin kullanılması da keşfedilmiştir.
MAMAK ENTEGRE EVSEL ATIK BERTARAF PROJESİ
Ankara Mamak ilçesinde yapılan çevresel ve sosyal faydaları yüksek dünya standartlarında örnek bir tesis yapılmıştır ITC Mamak Entegre Evsel Atık Bertaraf Projesi atıkların ayrıştırılması (kâğıt, cam, pet, plastik, naylon) ve kazanımını sağlamakta ayrıca çöplerden elektrik enerjisi üretimini sağlamaktadır, 22,4 MW kurulu güce ulaşılmıştır. Besleme tanklarında ve çöp alanlarında oluşturulan biyogaz gaz jeneratörlerinde yakılarak elektrik enerjisi üretilmektedir. Projede çöp kaynaklı metan gazının doğaya salınımı önlenmiştir.
EKO-ENDÜSTRİ PARKI, KITAKYUSHU
Japonya’da ağır sanayi endüstrisinin yaşanılamaz bir hale getirdiği bölgede uygulanan bu proje çok önemli uygulamalar içermektedir. Kitakyushuda ağır metal sanayi ve rafineri tesisleri bulunmaktadır, Daikin körfezinde bulunmaktadır. Yüksek seviyelerdeki çevre kirliliği sebebiyle bölgeye “ölüler körfezi” ismi verilmiştir. Japonlar durumun farkına varıp çevreci ve ekolojik prensiplere göre bölgeyi düzenlemişlerdir. Proje tüm habitatı kapsayacak şekilde tek merkezden ve profesyonelce yürütülmüştür. Projede yerel atıklar değerlendirilmiş, kaynak paylaşımı sağlanmış ve yan ürünler paylaşılmıştır. Projedeki atıkların tamamı park içinde diğer fabrikalara girdi olarak değerlendirilmiştir. Böylelikle lojistik için harcanan enerji ve finans çok düşük bir seviyeye gelmiştir ve sıfır atık oluşturulması hedeflenmiş ve başarılmıştır. Proje “Resource Recovery Based Eco-Industrial Park” olarak tanımlanmış 7 ana grupta çok büyük kapasiteli yeniden değerlendirme tesisleri oluşturulmuştur bunlar PET şişeler, Ofis Ekipmanları, Beyaz eşya, İnşaat atıkları, Medikal atıklar, Floresan Lambalar, Otomobiller.
Örneğin dünyanın en büyük çelik üreticilerinden Sumitomo ve Nippon fabrikalarında yukarıda sayılan atıkların metal kısımları ayrıştırılıp hammadde olarak kullanılmıştır.
ÜSTÜN İLETKENLİK TEKNOLOJİSİ İLE VERİMLİLİK – ZENERGY POWER GMBH VE BULTMANN GMBH
Bakır, pirin, alüminyum gibi metallerin işleme ve şekillendirme süreçlerinde ısının homojen olarak dağılımı en önemli parametredir. Isıtma işlemi zor bir süreçtir ve CO2 salınımı fazladır, kayıp miktarı da fazla olup %50 mertebesine ulaşabilmektedir. Dünyadaki tüm uygulamalarda metalleri ısıtmak ve şekillendirmek için büyük indüksiyon fırınları kullanılmaktadır ve çok büyük enerji harcanmaktadır. Projede enerji tüketimini azaltmak ve CO2 salınımlarını minimum düzeye indirmek hedeflenmiş ve üstün iletken teknolojisi kullanılmış, kayıplar da minimuma indirilmiştir. Sonuçta üretkenlikte %25 artış sağlanmış, enerji tüketimi %50 oranında azaltılmış, makine verimleri %40 ‘dan %80 seviyesine çıkarılmış, karbon salınımları önemli ölçüde azaltılmıştır. Proje, 2009 Almanya çevre ödülünü kazandı ve Almanya’da İklim Koruma alanındaki 2010 Yenilik Ödülü’nün sahibi oldu.
AKILLI İNŞAAT TEKNOLOJİLERİ – FUNDACION SAN VALERO
Dünyadaki enerji tüketiminin ve CO2 salınımının büyük bir kısmının binalardan kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Özellikle aydınlatma, ısıtma, soğutma ve havalandırma için enerji harcanmaktadır. Projede DOMOTICS isminde bir otomatik kontrol sistemi geliştirilmiş ve büyük ölçüde tasarruf sağlanmıştır. Projede kontrol sistemi ile zamana ve çevresel durumlara (sıcaklık, nem, gün ışığı) bağlı olarak cihazlar programlanmış ve otomatik çalışması ve sağlanmıştır. Aydınlatma sistemlerinde %80 ‘ye varan HVAC sistemlerinde ise %50 ‘ye varan tasarruf sağlanmıştır. 3 pilot projede elektrikte 750,00 Kw, doğalgaz için 40,000 m3 tasarruf sağlanımı bu 400 ton sera gazı salınımına karşılık gelmektedir.
AVRUPA’NIN EN İYİ ÜRÜNLERİ – EUROPE TOPTEN
Projede piyasada bulunan ürünlerin enerji tüketimleri ve çevresel olarak etkileri tarafsız bir şekilde değerlendirilmekte ve tüketicilere sunulmaktadır. Projenin birçok ulusal ortağı bulunmaktadır, projenin web sitesi www.topten.info dur. Birçok firma enerji tüketimi beyanlarda bulunmaktadır bu tür ürünlerin karşılaştırılması ve en doğru bilgiyi tüketicilere sunmak temel hedeftir. Projenin amaçları arasında tüketiciler açısından bilinç oluşturmak ve üreticileri düşük enerji tüketimli ürünlerin imalatına yönlendirmek de vardır.
Buzdolabı, ofis ekipmanları, fırın, TV, aydınlatma ürünleri gibi birçok ürün ve markanın karşılaştırılması yapılamamaktadır. Benzer şekilde projede 12 adet daha farklı bölgeler için web siteleri oluşturulmuştur.
PAMUKLU TEKSTİL ÜRÜNLERİNE EKOLOJİK KRİTERLERİN UYGULANABİLİRLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Boğaziçi Üniversitesi ve proje ortakları BO Group, BOY-BO Tekstil San. Tic. Ltd. Şti tarafından gerçekleştirilmiştir. Projenin hedefi geleneksel tişört üretimi ile eko-tişört üretiminin çevresel etkilerinin karşılaştırılması ve Yaşam Döngüsü Analizi’nin yapılmasını hedeflemiştir. Alternatif bir tişört üretim sistemi (eko-tişört) modeli ortaya konulmuştur. Modelde kimyasal kullanımları azaltılmış, enerji ve su kullanımı minimum seviyeye indirilmiştir. Karşılaştırılmalarda GaBi 4 programı kullanılmış ve EDIP 2003 metodu kullanılmıştır. Geleneksel tişört ile eko-tişört tüm yaşam döngüsü açısından değerlendirildiğinde, eko-tişört, geleneksel yaşam döngüsüne göre, küresel ısınma potansiyelinde %15-17, asidifikasyon potansiyelinde %16- 24, ötrifikasyon potansiyelinde %73-75,5, karasal ötrifikasyon potansiyelinde %23-34,5 azalma sağlanmıştır.
Su kullanımında %40 oranında tasarruf, enerji kullanımında %39,5 tasarruf, kimyasal tüketimde %8,5 tasarruf sağlanmıştır. Ayrıca maliyetlerde de %25 azalma tespit edilmiştir.
DOĞAL ARITMA TESİSLERİ İLE TEMİZ ÇEVRE PROJESİ – BURSA İL ÖZEL İDARESİ
Bursa İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen projede sulak alanların korunması ve atıkların yarattığı ekolojik tehdidin azaltılması hedeflenmiştir. Arıtılan suların tarımsal faaliyetlerde kullanılması sağlanması ve verimliliğin yükseltilmesi hedeflenmiştir. Projede ayrıca atık suyun yarattığı sağlık problemlerini azalttığı sonucuna ulaşılmıştır. Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından eğitimler düzenlenmiştir.
Bunun yanında, bilgi ve deneyimler 15 ildeki Özel İdareler ile paylaşılmıştır. Doğal arıtma sistemi üzerine yayınlar çıkarılmış ve ilgili kamu kurumlarıyla paylaşılmıştır. Eskikaraağaç köyünde 2004 yılı sonunda devreye alınan ilk doğal arıtma tesisinde 400 mg/lt BOİ5 ve 132 mg/lt AKM kirlilik yüküne sahip atık suda, arıtma tesisi çıkışında 50 mg/lt BOİ5 ve 16 mg/lt AKM çıkış suyu kalitesi elde edilmiştir.
EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) PROGRAMI – TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI
Proje Birleşmiş Milletler Sınaî Kalkınma Örgütü (UNIDO), Birleşmiş Milletler Kalkınma programı (UNDP), Binyıl Kalkınma Hedefleri Fonu (MDG-F) ortaklığıyla gerçekleştirilmiştir. Projede eko- verimlilik (temiz üretim) yaklaşımın ülkemizde tanınması, geliştirilmesi, örnek projelerin gerçekleştirilmesi ve Eko Verimlilik Ortak Programının hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Proje danışmanı Prof. Dr. Göksel Demirel katılarıyla gerçekleştirilmiştir. İlk faz 2008-2009 arasında proje ekibi oluşturulmuş, danışma kurulu oluşturulmuş, öncelikli sektörler belirlenmiştir. İkinci faz 2009-2011 yılları arasında bilgi merkezi oluşturulmuş, çalıştay ve toplantılar gerçekleştirilmiş, pilot uygulamalar yapılmıştır. Üçüncü 2010- 2011 arasında fazda pilot uygulamaların sonuçları analiz edilmiş, öncelikli sektörler için rehberler hazırlanmıştır. Yatırım tutarı: 264.800 $, yıllık mali kazanç: 1.357.792 $, 6 projenin geri ödeme süresi: 2,3 ay olmuştur. Projede 784.550 m3 /yıl su tasarrufu, 4.681.00 kWh/yıl doğalgaz tasarrufu, 365.970 kWh/yıl elektrik enerjisi tasarrufu, 978 ton/yıl CO2 salınımı azalması sonuçları elde edilmiştir. Projenin web sitesi http://www.ecoefficiency-tr.org/ dir.
SONUÇ
Yeşil Lojistik, geri döndürülebilir bir çevre için önemli bir bölüm oluşturmaktadır. Çeşitli uygulamalar ve karbon ayak izi gibi çeşitli faaliyetlerle saha içine aktarımı sağlanmaktadır. Bu bağlamda önemli bir yer oluşturan uygulamalardan biri de Intermodal taşımadır. Sürdürülebilir bir yaşam alanı için ‘yeşil ‘ kavramı önemli yer tutmaktadır. Kurum ve kuruluşların önemli bir bölümünü günümüz çağında sürdürülebilirlik kavramı oluşturmaktadır. Değişen şartlar ve teknolojik ilerlemeler uygulama alanlarının genişlemesine ortam sağlamaktadır.
KAYNAKÇA
- ALDEMİR Gökhan, Tuğçe BELDEK, “A Lıterature Revıew On Intermodal Transportatıon”, Global Business Research Congress (GBRC), Vol:3, May 24-25 2017, pp. 9-20
Bolat, H.B. Bayraktar, D. Öztürk, M. Turan, N. (2011). “İstanbul Teknik Üniversitesi,Yeşil Lojistik Zincirinde Araç Rotalama Problemi İçin Bir Model Önerisi”, XI. Üretim Araştırmaları Sempozyumu
ÇEKEROL Gülsen Serap, Lojistik Açıdan İntermodal Yük Taşımacılığı ve Türkiye Hızlı Tüketim Ürünleri Dağıtımı İçin Bir Uygulama, (Doktora Tezi), Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007.
Emgin, Ö. Türk, Z. (2004). “Yeşil Pazarlama”, Mevzuat Dergisi, 7 (78).
Evangelista, P. Huge-Brodin, M. Isaksson, K. Sweeney, E. (2012), “A Case Study Investigation on Purchasing Green Transport and Logistics Services”, National Institute for Transport and Logistics, Dublin, Ireland.
İnce, M.E. (2015). “Yeşil Tedarik Zinciri Yaklaşımı Örnekleri”, Konya Ticaret Odası Etüd Araştırma Servisi, 1-14.
Kaus, K. (2012). “Liman İnovasyonları ve Bilgi Sistemleri: Türkiye Limanları Üzerine
Kuduz, N. (2011). Yeşil Pazarlama Faaliyetlerinin Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarına Etkilerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma, (Yayınlanmamış)
Yüksek Lisans Tezi, Konya: T.C. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı. Bir Araştırma”, Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Dergisi, 84 – 100.
Lopes, C.P. Akabane, G.Soares, W.L.Barreto, R.M. (2010), “Toyota Motor European (TME) Sustainable Logistics: An Example to Brazil”, POMS 21st Annual Conference, May 7-10, 2010, Vancouver, Canada.
- Lowe, David. Intermodal Freight Transport FCILT, Amsterdam; Boston: Elsevier Butterworth Heinemann, 2005.
- (MAYIS 2015) Gümüşhane Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 4.Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi Bildiriler El Kitabı, 21-23 Mayıs 2015, GÜMÜŞHANE, 1-9).
- Rogers, D. S.& Tibben-Lembke, R. S. (1999). Going backwards: Reverse logistics trends and practices, The University of Nevada, Reno Center for Logistics Management, Pittsburgh, PA, Reverse Logistics Executive Council.
- Seroka, O. (2014), “The development of green logistics for implementation sustainable development strategy in companies”, 1st International Conference Green Cities 2014, May 19-21, 2014, Szczecin, Polska, pp.302-309.
Tao, J. (2001), Researches on Establishment Model of Green Logistics System, Zhongyuan University of Technology, China.
Yavuz, V.A. (2010). “Sürdürülebilirlik Kavramı ve İşletmeler Açısından Sürdürülebilir Üretim Stratejileri”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7 (14), 63 – 86.
Wichaisri, S. Sopadang, A. (2014), Sustainable Logistics System: A Framework and Case Study, Department of Industrial Engineering,Faculty of Engineering, Chiang Mai University, Chiang Mai, Thailand.
- Woxenius, Johan. Development of Small-Scale Intermodal Freıght Transportatİon in A Systems Context, (Doctoral Thesis), Sweden/Göteborg: Chalmers University of Technology, 1998.
Zeybek Hülya. Ulaşım Sektöründe İntermodalite ve Lojistik Alanındaki Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansımaları, (Doktora Tez), Ankara: Gaz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007.
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet