LOJİSTİK ÜS NEDİR?
Lojistik üs, taşıma, dağıtım, depolama, yükleme ve boşaltma, konsolidasyon, tasnif, gümrükleme, ihracat, ithalat ve transit işlemleri, altyapı hizmetleri, sigorta ve bankacılık, danışmanlık gibi belirli bir alanda çoklu entegre lojistik faaliyetlerin gerçekleştirilmesini ifade eder ve üretim. Lojistik üssü, teknik ve hukuki altyapısı ve coğrafi konumu ile yerel ölçekten başlayarak bölgesel, uluslararası ve küresel ölçekte bir çekim merkezi haline gelebilir.
Lojistik üs konseptinin tarihsel gelişimi dikkate alındığında, ilk uygulama alanları ağırlıklı olarak deniz ve hava limanlarıdır.
Bugün ve gelecekteki rolü göz önüne alındığında, dünya ticaretinin çekirdeğinin lojistik üssü olduğu şüphesiz ve her ülke ticaret potansiyelini artırmak ve mal akışını hızlandırmak için bazı politikalar oluşturmuştur.
LOJİSTİK ÜSLERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
- Coğrafi Konum
- Demiryolu, Denizyolu, Karayolu, İç Suyolu Ve Boru Hattı Bağlantıları-Kombine Ulaştırma Altyapısı
- Gümrük Sistemlerinin İhracat, İthalat, Transit Ve Ticaret Yönelimi
- Bölge Ülkelerine Yakın
- Üretim Merkezlerine Yakın
- Tüketim Merkezlerine Yakın
- İşletmenin Standardizasyonu Süreçler
- Basit Yasal Çerçeve
- Gelişmiş Bilgi Ve İletişim Teknolojisi Altyapısı
- Lojistik Taban Genişliği (Ofisler, Konteyner Sahaları, Otoparklar, Depolar Vb.)
- Liman Altyapısı; Teknik Ekipman; Vinçler, Forkliftler Vb.
- Liman Derinliği Ve Gemi Manevra Kabiliyeti
- İskele Uzunluk (Deniz), Pist Uzunluğu (Hava)
- Ro-Ro Gemileri Ve Yolcu Terminalleri
- Transit Taşıma Kolaylığı
- Lojistik Operasyon Ofisi
- Gümrük Yönetim Birimi
- Dağıtım Merkezi
- Paketleme
- Paketleme-Elleçleme Hizmetleri
- Sigorta Hizmetleri
- Bankalar Ve Finans Kuruluşları
- Kapalı Ve Soğutmalı Depolar, Silolar
- Tehlikeli Madde Depolama Merkezleri
- Tersaneler, Bakım Hizmetleri
- Hava Kargo Pistlerinin Sayısı Ve Uzunluğu
- Hava Kargo İçin Gelişmiş Yer Hizmetleri Hizmetlerinin Varlığı
- Lojistik Eğitim Kurumlarının Ve Mesleki Eğitime Uygun Yerlerin Varlığı
- Lojistik Profesyonellerinin Çeşitliliği Ve Uzmanlaşması-Sosyal Alan; Konaklama, Eğlence Ve Eğlence Alanı
LOJİSTİK ÜS BİLEŞENLERİ
ALTYAPI BİLEŞENLERİ
- Nakliye, Havacılık, Karayolları, Demiryolları, Boru Hatları, Telekomünikasyon.
- Lojistik Parklar, Dağıtım Merkezleri, Rıhtımlar, Depolar.
DIŞ ÇEVRE BİLEŞENLERİ
- Ulaşım Politikaları, Yatırım Ortamı, Vergilendirme, Dağıtım, İşçilik Ve Depolama Maliyetleri.
ARZ BİLEŞENLERİ
- Lojistik Hizmet Sağlayıcıları, Lojistik Şirketleri, Nakliye Firmaları, 3 PL Faaliyetleri, Taşıyıcılar, Gümrük Komisyoncuları, Depolar Ve Antrepo Operatörleri, Terminal Hattı Hizmet Gereksinimleri.
TALEP BİLEŞENLERİ
- Ekonomi, Nüfus, Tüketim, Küreselleşme, Nakliyeciler, Alıcı, Üretim, Teknoloji
TÜRKİYE VE DÜNYA’DA LOJİSTİK ÜSLER
Küresel ticarette bir ülkenin lojistik üs olabilmesi için; coğrafi, fiziki ve o ülkenin altyapısının güçlü olmasını gerektirmektedir. Lojistik hizmetler, ticaretin küreselleşmesine paralel olarak, uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde etmenin önemli bir aracı haline gelmiştir. Lojistik hizmetlerdeki yüksek performans, özellikle gelişmekte olan ülkelerin küresel ticareti kontrol etmeleri ve küreselleşmenin getirilerinden pay almaları için ayrı bir öneme sahiptir.
Küresel ticarette lojistik, gerek uygulamada gerekse teorik olarak oldukça yeni bir alandır. Özellikle lojistik konusunun Türkiye açısından değerlendirildiği bilimsel çalışmalar oldukça sınırlıdır.
Türkiye’nin, İpek Yolu güzergâhında bulunması, kıtaları birleştirmesi, üç tarafı denizlerle çevrili olması gibi coğrafik özellikleri, lojistik bir üs olmasına yetememektedir. Başta, kombine taşımacılık, bilgi teknolojileri gibi fiziki alt yapı alanlarında ve yine yasal, finansal ve yönetsel gibi kurumsal alanlarda iyileştirmeler yapılması gerekmektedir.
Dünya ticaretinin küreselleşmesi, önce sermayenin, sonra üretimin ve tüketimin küreselleşmesiyle gerçekleşmiştir. 1990’da 3 trilyon ABD doları olan dünya ticareti 2007 yılında 14 trilyon dolara ulaşmıştır. Dünya ticareti hiçbir dönemde böyle büyük bir büyüme yaşamamıştır. Aynı dönemde küresel ticarette yıllık ortalama büyüme %10’lar düzeyinde olmuştur. Bu büyüme oranlarına istinaden 2021 yılında %10,8 düzeyinde 2022 yılında ise 4,7 büyüme beklenmektedir.
Küresel üretimin hızla “Asyalaştığı” ve Asya ekonomilerinin dünya ekonomisi içindeki paylarının giderek arttığı bir süreç yaşanmaktadır. Yaşanan küresel dönüşüm süreci içerisinde Asya’da üretilen malların Batı pazarlarına en hızlı ve en ucuz şekilde ulaştırılması hayati önem taşımaktadır.
Bu durum dokuz yeni ulaştırma rotası arayışını beraberinde getirmiştir. Bu arayış sürecinde Avrasya ve Karadeniz bölgesinin kara ve demir yolları son derece önem kazanmıştır. Son yirmi yılda dünyada meydana gelen değişim ve dönüşüm süreci, tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması ve bu güzergâh üzerinde bulunan ülkelerin küresel ekonomik sisteme entegrasyonu gereğini doğurmuştur. İpek yolunun bir ucunda Çin diğer ucunda ise Avrupa Birliği ülkeleri bulunmaktadır. Bu güzergâhın ortasında yer alan Türkiye, bu imkânları en iyi şekilde kullanması ve lojistik kapasitesini artırabilmesi durumunda önemli bir üs haline gelebilecektir.
Küresel ticaretin hızla artmasının yanında, küresel üretimin daha fazla paylaşılması, ürünlerin kısalan raf ömürleri ve gittikçe artan küresel rekabet sonucunda lojistik hizmetler, “stratejik rekabet avantajı” sağlamanın önemli bir aracı haline gelmiştir. Dünya ticaretindeki dönüşüm ve yeni oluşumların etkisi yoğun bir şekilde lojistik sektörü üzerinde görülmektedir. Hemen hemen bütün sektörlerle bire bir, doğrudan ilişkisi olan lojistik, uluslararası pazarlarda rekabet avantajının elde edilmesinde kilit rol üstlenmektedir. Ürün ve/veya hizmetlerin hedef pazarlara rakiplerden önce daha hızlı ve daha ekonomik biçimde ulaştırılması lojistik faaliyetlerin özünü teşkil etmektedir.
Teknolojik ilerlemeler ve dünya çapında ticaretin ve yatırımların serbestleşmesi, ülkelere büyüme ve yoksulluğu azaltma konularında küresel pazarlardan kendi çıkarları doğrultusunda faydalanmaları için yeni fırsatlar sunmaktadır. Küresel lojistik ağı bağlantıları zayıf olan ülkelerin bu ağın dışında kalmalarının maliyetleri de gittikçe artacaktır.
Küresel ekonomide dış ticaret lojistiği, gelişmekte olan ülkelerin küresel ticareti kontrol etmeleri ve küreselleşmenin getirilerinden pay almaları için ayrı bir öneme sahiptir. Türkiye, doğu batı arasında 600 milyar dolarlık mal hareketinin geçiş noktasında, karayolları, demiryolları, üç tarafını çevreleyen denizleri, hava limanları ve dağıtım merkezleri ile Avrasya ticaretinin merkezinde, Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Orta Doğunun bağlantı merkezi konumundadır. Bulunduğu bu stratejik konum sayesinde bu coğrafyanın en önemli ve değerli lojistik üssü olma potansiyeline sahiptir. Türkiye, Çin ve Avrupa’yı birleştirecek İpek Yolu projesinde ana rotada bulunan, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar uzanan bölgeden yapılan sanayi ürünleri ihracatının %65’ini tek başına gerçekleştiren, bölgenin en girişimci, en dinamik, dünyaya en fazla açılmış özel sektöre sahip bir ülkedir.
TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK ÜSLERİ
Türkiye, coğrafi konumu itibariyle pek çok alanda ve her dönemde önemli bir ülke olmuştur. Bu nedenle başının ağrıdığı zamanlar olsa da bu coğrafi konum ekonomik ve sosyal anlamda kendisine büyük avantajlar sağlamaktadır. Doğu-Batı, Kuzey-Güney hatlarında bulunan Türkiye için lojistik vazgeçilmez ve doğru adımlar atıldığında hızla ilerleyecek bir alandır. Dünya ticaretini İpek Yolu, Kral Yolu, Baharat Yolu ile yüz yıllardır ağırlayan ülke topraklarımız bugün artık son teknoloji ile bu önemli geçişleri sağlamaktadır.
300 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip Türkiye, 1,2 trilyon olan 2023 yılı hedefine ulaşmak için lojistik sektörünü daha ileri noktalara taşımanın bilincinde hareket etmektedir. Yaşanan bazı aksaklık ve eksikliklere rağmen Türkiye lojistik alanında yeni projeler üretmekte, yeni yasal düzenlemeler getirmektedir. Ulaştırma Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, çeşitli meslek odaları ve belediyeler lojistiğin gelişimine gereken önemi vermektedir.
Özel sektör tarafından işletilen Ankara Lojistik Üssü, Samsun Lojistik Merkezi, Mersin Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi gibi lojistik merkezler harici TCDD tarafından toplamda 25 lojistik merkez kurulması planlanmaktadır. Toplam 25 lojistik merkezin hizmete girmesi ile 72,6 milyon ton ilave taşıma kapasitesi ve 16,2 milyon metrekare konteyner stok ve elleçleme sahası kazandırılacağı belirtilmektedir.
TCDD 2019 Faaliyet Raporu’nda belirtildiği üzere lojistik merkez kurulmasının temel amaçları aşağıdakilerdir:
- Yük taşıma faaliyetlerinin şehir dışına kaydırılması, şehir içi trafiğinin rahatlatılması,
- Çevre ve trafik kirliliğinin önlenmesi,
- Daha verimli lojistik sistemler kullanarak nakliye ve lojistik şirketlerinin rekabet gücünün arttırılması, lojistik maliyetlerinin azaltılması,
- İntermodal alt yapının kurularak taşımaların karayolundan demiryoluna ve denizyoluna aktarılması.
Lojistik merkezlerin sağladığı temel faydalar ise aşağıdaki gibi belirtilmektedir:
- Yük taşımalarıyla ilgili ticari faaliyetlerin bir araya toplanması sonucunda lojistik zincirinde optimum fayda sağlayacak hizmetin sunulması,
- Taşıma ve aktarma sürelerinin ve maliyetlerinin düşürülmesi,
- Araç (özellikle kamyon ve tır), depolama alanı ve insan gücü kullanımının en uygun hale getirilmesi,
- Tüm faaliyetler için güvenli bir ortam ve çevrenin oluşturulması,
- Toplam nakliye ve personel maliyetlerinde düşüş sağlanması,
- Tek elden ve merkezden yönetim oluşturulması,
- Tek elden planlama yapılması,
- Taşıma cirolarının artırılması,
- Kaliteli çalışma ortamı sağlanması,
- Destekleyici hizmetler sunulması.
25 lojistik merkezden tamamlananlar Samsun (Gelemen), Uşak, Denizli (Kaklık), İzmit, (Köseköy), İstanbul (Halkalı), Eskişehir (Hasanbey), Balıkesir (Gökköy), Kahramanmaraş (Türkoğlu), Erzurum (Palandöken), Konya (Kayacık) ve Mersin (Yenice) Lojistik Merkezleri’dir.
TCDD tarafından açıklanan en son verilere göre faaliyetteki lojistik merkezlerden 2019 yılında toplam 1.280.151 ton demiryolu yük taşıması gerçekleştirildi.60 Faaliyetteki lojistik merkezlerin toplam kapasitesi 10.639.000 tondur. Türkiye Lojistik Master Planı (TLMP) yönetici özetinde lojistik merkezlerin TLMP kapsamında oldukça önemsenmekte olduğu görülmektedir. Lojistik merkezlere ilişkin TLMP projesinin amaç ve hedefleri arasında,
- Lojistik merkezlerin yer, kapasite ve benzeri niteliklerinin belirlenmesi,
- Lojistik merkezlerin kurulmalarına ilişkin yapım usul ve esaslarının belirlenmesi,
- Lojistik merkezler için altyapıların kurulması hususunda gerekli teknik ve emniyet standartlarının oluşturulması,
- Lojistik merkezler için ihtiyaç duyulacak arazi tahsisi ve elde edilme şekilleri ile ilgili usullerin belirlenmesi,
- Lojistik merkezlerin yer seçimi, sınıflandırılması, kurulumu, yönetim modellerinin ve teşvik şekillerinin belirlenmesi,
- Türkiye’de kurulacak lojistik merkez planlama çalışmalarına mevzuat niteliğinde temel oluşturulması yer almaktadır.
LOJİSTİK ÜS OLMAYI ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER VE TÜRKİYE
Lojistik üs; taşımacılık, dağıtım, depolama, elleçleme, konsolidasyon, gümrükleme, ihracat, ithalat ve transit işlemler, alt yapı hizmetleri, sigorta ve bankacılık, danışmanlık ve üretim gibi bir çok entegre lojistik faaliyetin belirli bir bölgede gerçekleştirilmesini ifade etmektedir.
Lojistik üsler, faaliyetlerini belirli bir merkezden yürütmekle birlikte, dünyanın her yerine ulaşabilme imkânı sağlamaktadır. Bu üsler, teknik ve hukuki altyapısı ile coğrafi konumu elverdiği ölçüde, yerel ölçekten başlayarak bölgesel, uluslararası ve küresel boyutta bir cazibe merkezi olabilmektedir.
Türkiye’nin, İpek Yolu güzergâhında bulunması, kıtaları birleştirmesi, üç tarafı denizlerle çevrili olması gibi coğrafi açıdan önemli üstünlükleri bulunmaktadır. Diğer taraftan, Çin ve Asya’daki büyük değişimlerle birlikte dünyanın ekonomik ve ticari yapısındaki önemli gelişmeler, Asya ile Avrupa arasında ticarette görülen artış, yeni ulaştırma koridorlarının geliştirilmesini zorunlu kılmakta ve Türkiye’yi önemli bir transit ülke konumuna getirmektedir. Türkiye’nin lojistik üs olabilmesi için bu coğrafi üstünlüğünü iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Ancak tek başına transit ülke (geçiş ülkesi) olmak zenginlik sağlamayacaktır.
Küresel ticarette gelirin önemli bölümünü “geçiş ülkeleri” değil, “merkez ülkeler” almaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin temel stratejisi, küresel ticarette “geçiş ülkesi” değil “merkez ülke” olmalıdır. Türkiye’nin “merkez ülke” diğer bir ifadeyle bir ticaret üssü olabilmesi için, fiziksel ve kurumsal alanlarda eksikliklerini gidermesi gerekmektedir.
TÜRKİYE’DE LOJİSTİK ÜS UYGULAMALARI
Yaşadığımız devirde dünyada ve Türkiye’de taşımacılık ve ticaret alanında yaşanan gelişmelerle doğru orantılı olarak lojistik merkezlerin kurulması neredeyse bir mecburiyet haline gelmiştir. Lojistik üs veya merkezlerin kurulması gerekliliği ülkemizde ilk kez 2000’li yılların başlarında konuşulmaya başlanmış, 2006 yılında ise TCDD tarafından lojistik köylerin kurulmasına yönelik ilk çalışmalar başlatılmıştır. Devam eden süreçte değişik kurum ve kuruluşların ve özel sektörün de sisteme dâhil olmasıyla lojistik köylerin kurulması süreci başlamıştır.
KONTEYNER TAŞIMACILIĞINDA İLK 20 LİMAN
KÜRESEL TİCARETTE LOJİSTİK ÜSLERİN ÖNEMİ
HAMBURG LİMANI
Küresel ticaretin artmasıyla birlikte lojistik, ülkelere stratejik rekabet avantajı sağlamada önemli bir araç haline gelmiştir. Rekabet gücünü artırmaya ve sürdürmeye yönelik eylemler, lojistik hizmetlerin etkinleştirilmesini, entegrasyonunun sağlanmasını ve uzun vadeli stratejik planların formüle edilmesini içerir. Bu eylemlerden en önemlisi ülke içinde stratejik lokasyonlarda lojistik üslerin işletilmesi ve bu üslerin etkin bir şekilde işletilmesidir. Lojistik faaliyetler, ülkelerin dış ticareti zamanında ve düşük maliyetle gerçekleştirmelerinde belirleyici olmaktadır. Lojistik ve hizmet unsurlarının artan önemi ile teknolojinin
gelişmesiyle birlikte büyümeye ve modernleşmeye devam eden geleneksel terminaller, ekonomik, operasyonel ve lojistik faaliyetlerde küresel ticaretin devamlılığı için önemli bir altyapı haline gelmiştir. Küresel lojistik akışlarının artmasıyla birlikte lojistik iş yapısında ve iş süreçlerinde bazı farklılıklar ortaya çıkmış ve yeni talepler ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlisi entegre bir ulaşım sistemi kurmak, trafik problemlerini önlemek ve lojistik maliyetlerini azaltmaktır. Yukarıdaki faktörlere dayanarak, lojistik taban, küresel ticaret akışlarının devamını ve özellikle bölgesel ve küresel pazarlara erişim açısından lojistik ve ulaşım alternatiflerinin koordinasyonunu sağlar. Baz, belirli bir merkezden lojistik faaliyetlere izin verir. Üssün verimliliği ve tercihleri için teknik ve hukuki altyapı önemlidir. Ek olarak, coğrafi konum, lojistik üssün geniş bir ticari coğrafi alana ulaşmasını sağladığından, dolayısıyla iş ilişkilerinin sayısını artırdığından, üssün tercihini belirler. Bu, çeşitli ürün gruplarının depolanması ve dağıtılması için tabanın işlevini güçlendirir. Lojistik tabanı, navlunla ilgili süreçlerin tek elden yönetimini sağlar. Üssün çalışabilmesi için altyapı sisteminin uygun şekilde organize edilmesi gerekmektedir. Üs, gümrükleme, gözetim, kargo stabilizasyonu ve kalite kontrol gibi operasyonları ve hizmetleri sağlayabilmelidir. Lojistik tabanındaki en önemli altyapı sistemleri depolar ve rıhtımlardır. Lojistik üssünde yurt dışına ithal ve ihraç edilen ürünlerin depolanması için depolar bulunmaktadır. Bu antrepolar, kargo elleçleme ve montaja uygun olmalıdır. Bir diğer önemli faktör, üssün kurulması için yer seçimidir. Lojistik üssü, kapsamlı ve kombine taşımacılık faaliyetlerinin gerçekleştiği bir yer olduğu için yerleşim yerlerinden uzak, liman ve havaalanlarına yakın olmalıdır.
Avrupa’da bir lojistik üssü kurulurken bu faktörler dikkate alındı. Bu kapsamda Avrupa’nın en önemli limanlarından biri ve küresel bir lojistik üssü olan Hamburg Limanı, 2018 Lojistik Performans Endeksi’nde ilk sırada yer aldı. Hamburg Limanı, 2019 yılında 136,6 milyon tonluk iş hacminden 9,3 milyon konteyner elleçleyerek, onu Avrupa’nın üçüncü, dünyanın ise 17. büyük konteyner limanı haline getirdi. Hamburg Limanı, Avrupa için stratejik öneme sahip önemli bir ticaret kapısı ve denizaşırı ülkeleri birbirine bağlayan bir köprüdür. Liman, taşıma, dağıtım, depolama ve kargo elleçleme süreçleri için üretim ve tüketim merkezlerini bir araya getirerek verimli liman hizmetleri sunar. Elbe Nehri üzerinde yer alan ve büyük bir lojistik potansiyele sahip olan Hamburg Limanı, tüm lojistik faaliyetlerini yürütebilen ve multimodal taşımaya uygun bir lojistik merkez olacak şekilde genişletildi.
Demiryolu, kara, deniz ve nehir ulaşım imkanlarını bünyesinde barındıran liman, müşterilerine maliyet ve rekabet süresi açısından avantajlar sunmaktadır. Hamburg Limanı, malların Avrupa’ya uygun nihai navlun oranlarında sevk edilmesini sağlamak için 5 uzun mesafe demiryolu hattına ve 2 bölgesel demiryolu hattına sahiptir. Aynı şekilde iç su taşımacılığına da uygun olan limanlarda yük taşımacılığı mavna ile yapılmaktadır. Geçmiş kara taşımacılığı yöntemlerine göre mavna taşımacılığı fiyat avantajına sahiptir. Hamburg Limanı’nın karayolu ağı ulaşım açısından oldukça pratiktir. Limanın yoğunluğu ve elleçlediği yük hacmi göz önüne alındığında etkin bir karayolu sistemine ihtiyaç duyulmakta ve bu amaçla çeşitli projeler geliştirilmektedir.
Bu projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte intermodal taşımacılığın sağladığı lojistik akış değişecek, bu da trafik sorunlarının çözülmesine yardımcı olacak ve lojistik maliyetleri önemli ölçüde azaltılacaktır. Hamburg Limanı, birçok kara, deniz ve suyolunun kesiştiği noktada yer almaktadır. Ancak liman alanı genişlemeye uygun değil ve sınırına ulaşmış durumda. Buna karşılık, Hamburg Liman İdaresi, limanın büyük hacimli lojistik işlem hacmini optimize etmek için bulut tabanlı bilgi ve iletişim teknolojisini kullanıyor. Bu nedenle, bir tablet, bir bilgisayar, bir akıllı telefon ve hatta kabin içindeki bir telematik cihazı aracılığıyla, limanın yük dinamiklerine, liman çevresindeki güncel bilgilere ve tahminlere ulaşmak mümkündür.
Sistem ayrıca sürücülere Hamburg trafik durumu ve boş park yerleri hakkında bilgi veriyor. Liman sınırları içerisinde trafik yoğunluğu azaltılarak teslimat sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Hamburg Limanı, coğrafi konumu, pazara yakınlığı, entegre lojistik sistemlerin entegrasyonu ve lojistik hizmetlere katkıda bulunmak için gelişen teknolojik altyapının kullanılması nedeniyle bölgesel ve küresel ticaret zincirinde kilit bir konumdadır. Bu özelliklerinden dolayı gelecekte limanların lojistik üs olarak öneminin artacağına inanılmaktadır.
ROTTERDAM LİMANI
Rotterdam, kuzeybatı Avrupa’ya açılan kapıdır. Rotterdam Limanı, tarım ürünlerinin ithalatı, ihracatı ve aktarması için uygun, avantajlı bir coğrafi konuma sahiptir. Liman, kilit veya köprü benzeri engeller olmaksızın 7/24 erişilebilir ve iyi deniz bağlantılarına sahiptir.
Geniş açık deniz, iç ulaşım, demiryolu ve karayolu tesisleri ağı; özellikle Almanya, Fransa, İrlanda, Birleşik Krallık, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da çok çeşitli transfer seçenekleri sunmaktadır.
Rotterdam, Avrupa’nın en büyük limanı ve tüm Orta ve Doğu Avrupa Beet & Feed ürünlerinin üssüdür. Ürünlerimizi taşımak, taşımak ve depolamak için gerekli tüm seçenekleri (karayolu, demiryolu ve mavna) sağlar.
Control Union Hollanda B.V, ARAG (Amsterdam, Rotterdam, Antwerp, Ghent) limanlarında çalışırken Beet & Feed için tercih edilen izleme şirketidir. Profesyonel ekibi, ARAG bölgesinde işlem yaptığımız tüm ürünlerin menfaatlerini gözetmektedir.
KOPER LİMANI
Koper Limanı 1956 yılında kurulmuş ve 1990’lardan bu yana hızla gelişmiştir. Adriyatik Denizi’nde birçok rakip liman olmasına rağmen, Koper kaliteli liman hizmetleri ve depolama seçenekleri ile tanınır. Coğrafi konumu, Koper Limanı’nı Orta ve Doğu Avrupa’da demiryolu ve karayolu mallarının tedariği ve bu malların konteynerlere ve dökme yük gemilerine aktarılması için mükemmel bir seçim haline getiriyor (Tuna üzerindeki kısıtlamalar göz korkutucu olsa da).
BALTIK ÜSSÜ – KLAIPEDA LİMANI VE LIEPAJA LİMANI
Klaipeda Limanı. Baltık Denizi’nin doğu kıyısındaki en kuzeydeki buzsuz limandır. Litvanya’nın doğu-batı denizi, kara ve demiryolu yollarını birbirine bağlayan Beet & Feed’in en önemli ve en büyük ulaşım merkezidir. Klaipeda, limanın konteyner taşımacılığının %60’ını gerçekleştiren KKT (Klaipeda Konteyner Terminali) ile konteyner taşımacılığında da mükemmel hizmet vermektedir.
Liepaja Limanı. Eskiden bir Sovyet deniz üssü olan Liepaja Limanı, şimdi rakip limanlar Riga ve Klaipeda’ya gerçek bir alternatif haline getirildi. Sürekli olarak inşa edilmekte ve geliştirilmektedir ve Rusya Federasyonu’ndaki emtialar için ideal bir limandır. Beet & Feed, tüm faaliyetlerini Liepaja’da yürütmek için ortağı Liepaja Bulk Terminal (LBT) ile işbirliği yapıyor. LBT’nin mevcut ve yeni müşterilere en yüksek düzeyde hizmet kalitesi sağlamaya yönelik yatırımı ve ilgisi, Liepaja’yı Baltık bölgesinin mükemmel bir merkezi haline getirmektedir.
Sekargas, Klaipeda, Liepaja veya Riga’da çalışırken Beet & Feed’in tercih ettiği izleme şirketidir. Sekargas, 1996 yılında, mallarımızın varıştan sevkiyata kadar uygun koşullar altında taşınmasını sağlamak da dahil olmak üzere eksiksiz bir denetim hizmetleri sunmak üzere kurulmuştur.
KÜRESEL LOJİSTİK PERFORMANSI
Küresel ticaretin gelişmesinde lojistik sektörünün önemli bir yeri olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda Dünya Bankası ülkelerin lojistik konusundaki performanslarını belirlemiştir. Dünya Bankası tarafından yayımlanan “Küresel Lojistik Performans Endeksi ve Göstergeleri” araştırmada ülkelerin lojistik konusundaki durumları belirlenmiştir.
KÜRESEL LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİNİN HESAPLANMASI
Dünya Bankası tarafından yayımlanan Küresel Lojistik Performans Endeksi (LPE), taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren uluslararası firma yöneticilerinin katılımıyla, internet üzerinden yapılan ankete göre anket sonuçlarından elde edilmektedir. Ülkelerin küresel lojistik performansı 7 kıstas esas alınarak ölçülmektedir. Yapılacak araştırma için belirlenen 7 performans alanı şunlardır;
- Gümrüklerin ve diğer sınır kuruluşlarının yaptıkları işlemlerin verimliliği,
- Ulaştırma ve bilgi teknolojilerine ait altyapının lojistik açıdan kalitesi,
- Uluslararası sevkiyatların düzenlenmesinin kolaylık ve maliyetine katlanalabilirlik düzeyi,
- Yerel lojistik sektörünün yetkinliği,
- Uluslararası sevkiyatları izleyebilme kabiliyeti,
- Yurtiçi lojistik maliyetler,
- Sevkiyatların varış yerine zamanında ulaşabilirliği.
Yapılacak ölçümde 1 en düşük puanı, 5 ise en yüksek puanı ifade etmektedir.
ÜLKELERİN KÜRESEL LOJİSTİK PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Küresel lojistik performans ölçümü, malların uluslararası piyasaya ne ölçüde rahat ve düşük maliyetle çıkabildiğini belirlemektedir.
Rekabetin temel sürükleyicisi olarak lojistik, bugünün küreselleşmiş dünyasında ülkelere kazandırabildiği gibi aynı zamanda kaybettirme potansiyeli de taşımaktadır. Bir ülke çok iyi bir gümrük yapısına sahip olsa bile tedarik zincirinin sadece bir ya da iki alanında performansının yetersiz olması, güvenilmezlik algısı meydana getirerek ülkenin ekonomik performansında da ciddi olumsuzluklara yol açabilmektedir.
Lojistik açıdan elverişli ülkeler küresel değer zincirine daha iyi entegre olmakta ve ihracata yönelik doğrudan yabancı yatırımı çekebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, artan ticaret; lojistik performansa yönelik talebi artırabilmekte, reformları hızlandırabilmekte ve modern hizmetler için piyasayı sürdürülebilir kılabilmektedir.
Rekabetin yoğun şekilde devam ettiği günümüzde, lojistik hizmetlerin kalitesi, bir firmanın hangi ülkede konuşlanacağına, hangi tedarikçilerle çalışacağına ve hangi hedef pazarlara gireceğine ilişkin kararı etkilemektedir. Bu bağlamda Türkiye’deki lojistik sektörün başarısı, dış ticaret yapan firmalar için olduğu kadar, Türkiye’nin de başarısı anlamına gelecektir.
DIŞ TİCARETTE LOJİSTİK YÖNETİMİ
Son yıllarda küresel düzeyde yaşanan rekabet, firmaların ürünlerini daha hızlı hazırlamaya ve teslim etmeye doğru zorlamaktadır. Günümüzde üretim maliyetlerinin birbirine yakın değerler arz ettiği bir ortamda, rekabet edebilmek açısından lojistik hizmetlerin önemi artmaktadır. Lojistik faaliyetler üzerinde yapılacak uyarlamalarla rakiplerinin önüne geçmek mümkündür. Böyle bir rekabet ortamında pazar payı ve karın artırılabilmesinin ve muhafazasının en önemli yolu, lojistik faaliyetlerdir. Diğer bir deyişle; lojistik hizmetin kalitesi uluslararası pazarlarda rekabet edebilmenin önemli bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.
Lojistik, en genel anlamıyla, bir malın kaynağından nihai tüketicisine ulaştırılması için gerekli tüm faaliyetler olarak tanımlanabilir. Bu faaliyetler, tedarik zinciri olarak adlandırılan bir akış içinde gerçekleştirilir. Günümüzde lojistik faaliyetler; sadece eşya ve belgelerin hareketleri ile sınırlı olmaktan çıkmış, uluslararası ticaretin bir alt fonksiyonu biçiminde gelişme göstermiştir. Lojistik, müşteri siparişlerinin alımından mal bedellerinin tahsiline, gümrük ve transit geçiş evrakının hazırlanmasından depolamaya ve tüm iş süreçlerinin hizmet perspektifi ile entegrasyonuna kadar çok geniş bir boyuta ulaşmıştır.
SWOT ANALİZİ
Bir sektörde başarıya ulaşma öncelikle var olan sektörde avantaj ve dezavantajlar gibi durumların tespit edilerek çevresi ile etkileşiminin sistematik bir biçimde ortaya konması gerekmektedir. Swot analizi; Strengths (Güçlü Yönler), Weaknesses (Zayıf Yönler), Opportunities (Fırsatlar) ve Threats (Tehditler) kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşan risk analizidir.
NE İŞE YARAR SWOT ANALİZ?
Herhangi bir konu ile ilgili karar verme ve bu konuyla ilgili detaylı inceleme yapıp olumlu bir sonuca varabilmeyi sağlayan sadece iş hayatında değil kişisel hayatla ilgili karar verme sürecinde de kullanılabilecek bir çeşit analiz sistemidir.
SWOT (GZFT) analizi yöntemi ile inceleme ihtiyacı duyulan konunun güçlü ve zayıf yönlerini belirlemekte ve dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditleri belirlemekte kullanılan bir yöntemdir. SWOT (GZFT) analizinden beklenen; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, var olan güçlü yönler ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yanların tesirini en aza indirecek stratejiler ve planlar ortaya koymaktadır.
KARADENİZ LOJİSTİK ÜS POTANSİYELİ
Türkiye’de Karadeniz bölgesi bulunduğu konum itibari ile önemli ticari geçiş yolları üzerinde bulunmaktadır. Bölge olarak yapılan durum analizleri değerlendirildiğinde; başta insan kaynağı, coğrafi ve stratejik konumu olmak üzere, araç filosu bakımından Avrupa’nın en büyük filolarından birine sahip olması önemli bir avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bunlar bilgi paylaşımı yapabilmek için organize olmuş çeşitli birlik ve derneklerinin varlığı, tarihi ticaret yolları üzerinde önemli bir konumda bulunması ve yeni altyapı çalışmaları bölgenin sektör açısından öne çıkan taraflarını oluşturmaktadır. Bu güçlü yönlerin yanı sıra geleneksel taşımacılık anlayışı, lojistik birimlerin kent içlerinde plansız ve dengesiz dağılması, yetişmiş eleman eksikliği, havayolu taşımacılık altyapısının lojistik hizmetler açısından yetersizliği iklim ve coğrafi özellikler, üretim merkezlerine olan uzaklık, nitelikli depolama kapasitesinin olmayışı ve demiryolu ağlarının yetersizliği gibi zayıf yönlerde göz önünde bulundurularak gereken altyapı çalışmaları bu doğrultuda gerçekleştirilmelidir.
ÖZEL TEŞEKKÜR
Bu değerli konuyu hazırlamamda yardımcı olan Sayın Editörüm Asude YAĞCI Hanımefendi’ye teşekkürlerimi iletiyorum.
KAYNAKÇA
https://www.worldshipping.org/top-50-ports
istemiparman.com.tr/lojistik-us-kavrami-ve-turkiye-acisindan-degerlendirilmesi
https://ulk.ist/kutuphane/kitap/ULUK2020/kuresel-ticarette-lojistik-uslerin-onemi-hamburg-limani-ornegi/
beetfeed.com/tr/home-hubs
http://www.mku.edu.tr/files/25_dosya_1337929965.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/748165
https://www.tcddtasimacilik.gov.tr/uploads/images/Strateji/TCDD-Tasimacilik-2019-Faaliyet-Raporu.pdf
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet