İletişim ve ulaşım ağlarının küreselleşen dünyada her ürüne ulaşmayı oldukça kolaylaştırmış olması rekabeti acımasız hale getirmiştir. Bu acımasız rekabette yerlerini alabilmek için firmalar, hiçbir taviz vermeden kaliteli ürünleri istenilen yer ve zamanda sunma işlevini üstlenen lojistik faaliyetlerine daha fazla önem vermektedir. Bu noktada lojistik performansı ön plana çıkıyor. Hammadde temininden ürünün müşteriye teslimine kadar olan süreçte lojistik faaliyetlerin bir performans üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.
Günümüzde üretici firmanın bakım, tedarik ve depolama gibi tüm lojistik destek faaliyetlerine dahil edilmesiyle etkin bir lojistik sistemi mümkün olacaktır. Bu durum, üretici ile arz artışının büyüklüğünün, sistemin performansı üzerinden arzı sadece kullanıcının yapma şansına sahip olacağını ve dolayısıyla PBL (Performance Based Logistics / Performansa Dayalı Lojistik) kavramının geliştiğini ortaya koymuştur. Tarihte lojistik operasyonların yaratıcısı olarak görülen askerler, Performansa Dayalı Lojistik (PBL) ile bu konsepte yeni bir soluk getirmektedir. PBL özellikle savunma sanayinde gelişmiş sistemin işletilmesi ve bakımında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yurt dışında son 30 yıldır PBL yaklaşımının özellikle ticari havayolu şirketleri ve motor üreticisi firmalar tarafından yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Lojistik ihtiyaçlarının ve bileşenlerinin satın alınması yerine, ihtiyaç duyulan hizmetin performans düzeyinde alınmasını sağlayan yaklaşım, ABD ve İngiltere’nin savunma sektöründe de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu uygulamalar işletmeler tarafından dikkatle izlenirken, PBL telafi edilemeyen faaliyetlerde daha çok savunma sektöründe kullanılmaktadır. PBL’ nin ortaya çıkmasını ve başarılı bir şekilde uygulanmasını destekleyen en önemli faktör hızlı teknolojik gelişmelerdir. Bu bağlamda PBL, gelişen teknoloji çerçevesinde özellikle bilişim destek ve ileri teknoloji sistemlerinde kullanılacaktır.
PBL ‘nin aktif uygulayıcısı olan savunma sanayicilerine göre PBL, optimizasyon ve performans amaçlarını hedefleyen ve yetki ve sorumluluk sınırlarının net çizgilerle belirlendiği uzun vadeli destek sözleşmelerini de içeren entegre bir destek paketidir. Basitçe performansa dayalı stratejiler koymak için ürün veya hizmetleri değil sonuçları satın alın. Burada önemli olan, PBL ‘nin performansa dayalı sözleşmelerle canlı olması ve içinde ürün ve hizmetler olsa bile sonuçların satın alınmasıdır.
LOJİSTİK ALANINDA PERFORMANS KAVRAMI VE PERFORMANSI
Performans, kelimenin tam anlamıyla başarı ve güç sınırı anlamına gelir ve aynı zamanda gerçekleştirilmesi gereken bir faaliyet için belirlenen başarı derecesidir. Örgütsel anlamda, bir grubun / sistemin işlevsel birimin amaçlarına kalite ve nicelik açısından katkısının genel ölçüsü olarak açıklanabilir. Bu açıdan performans, hedefin gerçekleşme derecesidir. Hizmet veren bireyin, grubun veya kuruluş biriminin bu iş aracılığıyla hedefe ne kadar yaklaştığını gösterir. Bu nedenle, performans, önceden belirlenmiş beklentiler ile işle ilgili gerçekte ne yapıldığı arasındaki ilişkinin bir işlevidir. Daha sonra performans, belirtilen koşullara göre bir işi yerine getirme düzeyi olarak özetlenebilir.
Bir performansın göstergesi, tüm sistemin, organizasyonun veya bir kısmının belirtilen bir hedefe karşı etkinliğini ve verimliliğini sayısal olarak gösteren bir değişkendir. Performans ölçümü, performans göstergelerinin kullanıldığı performans ölçüm faaliyetidir. Performans yönetim sistemi performans ölçümünü uygun şekilde uygulayan bir sistemdir. Bu sistem yazılım, veri tabanları veya prosedürlerden kaynaklanabilir.
Bu tanımlara paralel olarak lojistik için performans, 10,000 ürün için ihtiyaç duyulan hammadde ve malzemelerin ne zaman, nerede ve hangi durumda hazır olması gerektiği konusundaki sorumlulukları kapsamaktadır.
Performans ölçümü bir işletmenin stratejisine bağlıdır ve stratejik girişimlerin uygulanması ile birlikte performans ölçümünün uygulanması mümkündür. Performans kriterlerinin seçimi ve bu kriterlere yönelik hedeflerin belirlenmesi, işletmenin stratejik hedeflerinin somut olarak formüle edilmesidir. Çeşitli kriterler için elde edilen gerçek sonuçlar, işletmelerin stratejik hedeflere ulaşmalarındaki başarısını göstermektedir.
Operasyonel araştırma ve yönetim muhasebesinde performans ölçümü çok önemli bir konudur. Geleneksel performans yönetim sistemleri maliyetlendirme ve muhasebe sistemlerini temel alırken, operasyonel performans değerlendirmesi tedarik zinciri boyunca çeşitli finansal veya finansal olmayan noktalardaki ölçüm değerlerini alır.
İşletmeler için farklı performans önlemleri vardır. Genel olarak işletmelerde yedi performans kriteri dikkate alınır. Bunlar etkinlik, verimlilik ve kullanım girdileri, verimlilik, kalite, yenilik ve çalışma hayatının kalitesi, karlılık ve bütçeye uygunluğudur. Ancak lojistik alanında performans ölçüleri Nitel ve Nicel Performans Ölçütleri olarak gruplandırılmıştır. Lojistik faaliyetlerinde kullanılan nitel performans ölçüleri şunlardır; müşteri memnuniyeti, esneklik bilgi ve malzeme akışının entegrasyonu, etkin risk yönetimi, tedarikçi performansı.
Lojistik faaliyetlerde kullanılan nicel performans kriterleri; doğrudan maliyet ve kar bazlı kriterler ve müşteri sorumluluğuna dayalı kriterlerdir.
Maliyet / Kar Bazlı Kriterler şunlardır; Maliyet Minimizasyonu, satış maksimizasyonu, kar maksimizasyonu, stok yatırımının minimizasyonu, yatırım getirisi maksimizasyonu.
Müşteri Sorumluluğuna Dayalı Kriterler şunlardır; Doluluk oranının maksimize edilmesi, ürün gecikmelerinin en aza indirilmesi, müşteri teslim süresinin en aza indirilmesi, tedarik süresinin en aza indirilmesi.
PBL ‘de yukarıda belirtilen performans kriterleri kullanılırken, lojistik desteğin büyüklük, özellik ve savunma sistemi gibi hassasiyetine göre farklı olabilir ve farklı kriterler kullanılabilir. PBL için belirlenen kriterler aşağıdaki bölümlerde açıklanacaktır.
PERFORMANSA DAYALI LOJİSTİK (PERFORMANCE BASED LOGISTICS)
Daha önce de belirtildiği gibi PBL, sistemin hedeflerine ulaşmak ve uzun vadeli lojistik anlaşmalarla sistemi optimum seviyede tutmak için lojistik desteğin makul bir performans paketi olarak satın alınması türüdür.
Burada önemli olan ekipman, yedek parça veya veri almak yerine sistemin hedeflerine ulaşmak için hizmeti satın almaktır. ABD Savunma Bakanlığı’na göre, PBL, satın alınan sistemin lojistik desteğinin beklenen performansını karşılamak için açıkça belirtilen yetki ve rezonansları içeren entegre, finansal açıdan makul ve günlük vadeli bir lojistik organizasyon konseptinde bir şey satın almaktır. Diğer bir tanımlamaya göre PBL, bir sistemin alt lojistik desteğini, sistem fonksiyonlarının açıkça belirtilen oranını ve bir anlaşma kavramındaki fizibiliteyi içeren bir paket proje ile karşılamaktadır. Görevleri ve sorumlu birimleri açıkça belirtmelidir.
Tüm tanımları göz önünde bulundurarak; PBL performans kriterlerine göre tasarlanmış entegre bir performans paketi ile bir sistemin lojistik desteğini karşılamaktır. PBL çoğunlukla teknolojik ve maliyetli sistemlerin lojistik ihtiyaçları için kullanılır.
PBL çoğunlukla dünyadaki ülkelerin savunma gereksinimlerini karşılamak için kullanılır. Geleneksel sistemlerden farklı olarak, bu yeni konsept, yalnızca ekipman, yedek parça veya veri almak yerine, sistemin hedeflerine entegre bir şekilde ulaşmak için hizmeti satın almayı iddia ediyor. Bu kavram, bilgi teknolojisi (web, bilgisayar, programlar, uydular vb.) İle entegre bir destek programı ile sağlanabilir.
Bu kavramda, PBL zorunlu değişiklikleri gündeme getirse de lojistik destek sistemlerinin karmaşıklığına çözümler sunan bir felsefe türüdür.
PBL KAVRAMININ NEDENLERİ (REASONS FOR PBL CONCEPT)
Toplam Yaşam Döngüsü Miktarı, PBL ’nin yaygın olarak kabul edilmesinin sebebidir. Savunma sanayinde bu sistemin toplam yaşam döngüsünün işletme ve bakım maliyetinin %60 civarında olduğu kabul edilmiştir. Geleneksel sistemlerden farklı olarak, sistemi tasarlayan, geliştiren ve üreten operatörün lojistik destekten sorumlu olması, sistemin toplam yaşam döngüsü miktarını azaltmaktadır. Ayrıca, bu sistem için yedek parçaların tutulması ve stoklanması maliyetini düşürür.
Yeni konseptin bir diğer nedeni de operatörlerin kendi işlerine odaklanma eğilimidir. PBL yardımıyla, operatörler bakımla uğraşmak yerine işlerini yaparlar. PBL, sistemi tasarlayan ve üreten kişinin bunu en iyi şekilde bilebileceğini ve koruyabileceğini iddia ediyor.
PBL hem kamu hem de özel sektör sektörlerinde büyük ilgi görmektedir. Şu anda PBL sözleşmesi kapsamında yaklaşık 100 savunma edinme programı var ve en az 15 programda uygulandı. PBL ürün destek stratejilerinin hem yeni programlar hem de mevcut programlardaki değişiklikler için etkili olduğu kanıtlanmıştır. Irak ve Afganistan angajmanlarında, PBL’ yi içeren bileşenlere sahip olan F / A-18E / F’nin genel kullanılabilirliği, geleneksel lojistik uygulamaları kapsamında desteklenen ve yalnızca %73 kullanılabilirliğe ulaşan eski FA-18C / D’ye kıyasla %85 olmuştur.
PBL ve geleneksel sistemler iş birliği ile bazı ABD sistemlerinde maliyet tasarrufu ve mevcut ekipman oranındaki gelişmeler caziptir. Sonuç olarak, PBL sadece sistemin maliyetini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda performansı da arttırır ve bu da bizi PBL ‘yi seçmeye zorlar.
PERFORMANSA DAYALI ANLAŞMALAR (PERFORMANCE BASED AGREEMENTS)
PBA, PBL’deki en önemli kalitedir. PBL anlaşmaların bir uygulamasıdır. Üzerinde çalışılması zor olan ve planlanan bu PBL anlaşmaları, sistemle ilgili performans değerlerinin çok hassas bir şekilde belirlendiği ve sorumlulukların belirli hatlar tarafından belirlendiği anlaşmasıdır.
Ticaret dünyasında Performansa Dayalı Anlaşmalar, özellikle Rolls-Royce ve General Electric gibi uçak motorlarına verilen hizmetleri içeren ‘saat başı güç’ anlaşmaları olarak ortaya çıkmıştır. Rolls-Royce ‘un Hawker HS-125 programı için ilk kez kullandığı ‘saat başı güç ‘, bugünlerde birçok şirket tarafından kullanılıyor. Bu yaklaşımda saat başı maliyet konusunda anlaşma yapılır ve bu maliyet saat başı peşin ödenir. Gerçekleşen değerler dikkate alınarak; düşük veya yüksek gerçekleşmeler, başlangıç dönemine eklenir veya bu süreden çıkarılır.
Sözleşme ilişkilerine uygun olarak yapılan kriterler ile PBL Sistemi, müşteriden yükleniciye ürüne yönelik performans riski ve sorumluluğu vermektedir. Bu yaklaşım, mevcut koşullarda, dünya çapında etkin lojistik sisteme dayalı olarak kuruluşun mevcut sistemleri arasında en etkili yöntem olarak kabul edilmiş ve benimsenmiştir. Başta ABD olmak üzere İngiltere ve Avustralya’daki birçok savunma sanayii işletmesi PBL Sistemini uyarlayarak ürün ve hizmetlerde güvenilirliği ve uygunluğu artırmıştır.
Bu konseptte lojistik destek alan kuruluş ve yüklenici arasında yapılan anlaşma çok detaylı ve hassas olmalıdır. Performans kriterleri usulüne uygun olarak belirlenmelidir. Sözleşme, tüketici ve yüklenici arasındaki ilişki ve sorumlulukları açıkça belirtirken, performans kriterleri gereklilikleri doğru tanımlamalıdır.
Performansa Dayalı Sözleşmelerin en önemli noktalarından biri performans ölçümleridir. Pbl’nin klasik lojistik yaklaşımdan farklı ölçümler kullandığı daha önce de belirtilmiştir. Klasik yaklaşımda kaç yedek parçanın tedarik edileceği, tedarik sürecinin ortalama olarak ne kadar süreceği ve sistemin tekrar aktif hale geleceği gibi girdiler önemli olmakla birlikte, PBL tamamen sistem etkinliği performans ölçümlerini kullanmıştır.
Örnek olarak, PBL Üst Düzey Ölçüm Hedefleri Savunma Bakanı Muhtırasında tanımlanmıştır. Bu mutabakat PBL Kriterlerine göre:
- Operasyonel Kullanılabilirlik: Operasyonel Kullanılabilirlik, bir sistemin bir görev için kullanılabilir olduğu sürenin veya operasyon temposunu sürdürme yeteneğinin yüzdesidir.
- Operasyonel Güvenilirlik: Operasyonel Güvenilirlik, bir sistemin misyon başarı hedeflerini karşılamadaki ölçüsüdür (sistem tarafından karşılanan hedeflerin yüzdesi). Sisteme bağlı olarak, bir görev hedefi sıralama, tur, fırlatma, varış noktası, ulaşılan yer veya hizmete ve sisteme özgü başka bir metrik olabilir.
- Birim Kullanım Başına Maliyet: Birim Kullanım Başına Maliyet, belirli bir sistem için uygun ölçü birimine bölünen toplam işletme maliyetidir. Sisteme bağlı olarak, ölçüm birimi sıralama, tur, başlatma veya başka bir hizmete ve sisteme özgü metrik olabilir.
- Lojistik Ayak İzi: Lojistik Ayak İzi, bir sistemin konuşlandırılması, sürdürülmesi ve taşınması için gereken devlet / yüklenici büyüklüğü veya konuşlandırılmış lojistik desteğinin varlığıdır. Ölçülebilir unsurlar envanter / ekipman, personel, tesisler, ulaşım, varlıklar ve gayrimenkulleri içerir.
- Lojistik Yanıt Süresi: Lojistik Yanıt Süresi, gönderilen lojistik talep sinyalinden söz konusu lojistik talebinin karşılanmasına kadar geçen süredir. Lojistik sistemleri, lojistik destek için gerekli elemanlar, ya da kaynaklar için talep anlamına gelir.
Son olarak, Performansa Dayalı Anlaşmaların en önemli dezavantajı, riski belli düzeyde paylaşan tarafların tatmin olmalarıdır. Performans çıktılarının aralıklarını belirlerken, Anlaşmalar her PBL yeteneği için hedef fiyat belirler. Özellikle kriz konusunda örgütten destek alma anlaşmasının ihtiyacı karşılayacak kadar esnek olması ve riskin büyük kısmını üstlenen yüklenicinin ticari kaygılarını azaltan kriterlerden oluşması çok önemlidir.
UYGULAMA STRATEJİSİNİN PERFORMANSA DAYALI LOJİSTİK SEVİYELERİ
Uygulamada belirlenen stratejiler üzerinde PBL ‘nin uygulandığı görülmektedir. Strateji bu seviyelerde belirleyicidir. PBL stratejileri, sistemin yaşı, lojistik altyapısı, yapısı ve toplayıcı yetenekleri, yasal düzenlemeler ve sınırlamalar gibi niteliklere göre değişmektedir. PBL, değişik derecelerde organizasyon / devlet – sanayi ortaklığının stratejik olarak uygulanması yoluyla Proje Yönetimlerinin performans ve destek ve maliyet hedeflerini optimize etmelerine yardımcı olabilir. PBL destek stratejileri, sistem desteğinin sorumluluğunu, müzakere edilen performans sonuçlarını karşılamada kamu ve özel destek kaynaklarını yöneten bir veya daha fazla Proje Destek Entegratörüne entegre eder. Kuruluş ile yüklenici arasındaki sorumluluk, tüm sorumluluğun kuruluşa ait olduğu klasik lojistik sistemden sorumluluğun yükleniciye ait olduğu yüklenicinin lojistik desteğine doğru değişmektedir.
PBL uygulamasında genel olarak ödeme koşullarına, sözleşme süresine ve destek düzeyine göre farklı seviyelerde uygulanmaktadır. PBL ‘de farklı uygulama seviyeleri vardır. Söz konusu hizmete bağlı olarak, kuruluş ve işletme arasında çeşitli düzeylerde sorumluluklar paylaşılarak iş birliği oluşturulabilir. Burada amaç sorumluluk, risk ve karı paylaşmaktır. Risk paylaşımı düzeyi diğer sorumluluk paylaşımını etkiler. Bu iş birlikleri ile kamu ve özel sektör tesislerinin kullanımı ile maliyet tasarrufu sağlanabilir. Devlet iş birlikleri, özellikle ilk yatırım maliyeti yüksek olduğunda Özel Finans Girişimi olarak uygulanmaktadır.
PERFORMANSA DAYALI LOJİSTİĞİN UYGULAMA SÜRECİ
ABD Savunma Satın Alma Üniversitesi, Performansa Dayalı Lojistiğin uygulanmasına adanmış on iki aşamalı bir süreç önerdi. Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan on iki adımdan oluşan PBL’nin her hızı aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
1. Adım: Lojistiğin İhtiyaç Duyulacak Sistemle Entegrasyonu; Sistem kullanıcılarının talepleri doğrultusunda PBL yönetim ekibi, sözleşme sözleşmesinde yer alacak ve destek sağlayıcının performansını ölçmede birincil kaynak olacak sistem gereksinimlerini performans ve takviye standartlarına daha iyi dönüştürmüştür.
2. Adım: PDL Ekibinin Oluşturulması; sistemin yaşam döngüsü dikkate alınarak, ekiple ilgili tüm birimlerin sisteme dahil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, çeşitli kamu / kuruluş yetkilileri ve özel sektör danışmanlarıyla kullanıcıları ekibe dahil etmek de vazgeçilmezdir.
3. Adım: “Temel” in Oluşturulması; Sistemin temelinin tanımlanması ve belgelenmesi bu dört ana soruyu yanıtlar; destek gereksiniminin içeriği nedir? Ana ilgili insanlar kimlerdir? Maliyet ve performans hedefleri nelerdir? Mevcut sistemler için takip ve eski hazırlık verileri nedir?
4. Adım: Performans Çıktılarını Belirterek; probleme dayalı Ana hedefi, tedarik zinciri yönetimi harekete geçirmek ve gereksiz adımları kaldırmak ve görev sisteminin hazırlık durumunu arttırmak suretiyle maliyeti azaltmak için. Bu amaca hizmet edebilmek için performans sonuçları ve ilgili standartlar; Görev Uygulanabilirliği Oranı, Görev Yerine Getirilme Oranı, Uçuş Saati Maliyeti, Süresi, Onarım Süresi, Eğitim Süresi vb. Hususları karşılamalıdır.
5. Adım: Ürün Destek Entegratörü’nün Seçimi; Sistem üreticisi, ana yüklenici, organizasyonel veya resmi bakım tesisleri, lojistik birimleri veya bir entegratör, şu soruları yanıtlamak zorundadır: Ürün stratejisi için ne tür destek fonksiyonları planlanmaktadır? Bu işlevleri yerine getirmek için ne tür yeteneklere ihtiyaç vardır? Bu işlevler genellikle özel sektör tarafından yerine getiriliyor mu? En düşük yaşam döngüsü maliyetiyle hedeflenen performansı kim sunar?
6. Adım: İş Yükü Paylaşım Stratejisinin Geliştirilmesi; en iyi yetenek iş birliği fırsatlarından yararlanılarak etkin bir destek stratejisi oluşur. Vakfın geliştirilmesinden sonra PBL Ekibi yasal düzenlemeler kapsamında her görevin en iyi kim, nerede ve nasıl tamamlanabileceğini belirlemelidir.
7. Adım: Tedarik Zinciri Yönetimi Stratejisinin Geliştirilmesi; Genel olarak maddi destek oldukça kritik sistem desteği. Dört önemli malzeme destek kategorisi vardır: orijinal bakımsız ünite, ortak bakımsız ünite, orijinal sarf malzemeleri ve ortak sarf malzemeleri.
8. Adım: Performansa Dayalı Sözleşmelerin Oluşturulması; performansa dayalı sözleşmelerin oluşturulmasının amacı, kullanıcı, program yönetimi ve servis sağlayıcı arasında destek seviyelerine uygun resmi bir ilişki oluşturmaktır. Sözleşmeler hedeflenen performans sonuçları, destek gereksinimi arasındaki ilişkiyi belirler ve bunları yerine getirmek için gerekli kaynaklar.
9. Adım: PBL İş Durumu Analizi Uygulaması; Bir PBL ürün destek stratejisi uygulamaya karar vermeden önce, kesin ve ayrıntılı bir iş Durumu Analizi yapmak esastır. İş Durumu Analizi, nitel ve nicel faktörleri maliyet göz önünde bulundurarak en iyi değer analizinin yapılmasını sağlar. Ayrıca performans, tekrarlanabilirlik, güvenilirlik alanlarındaki gelişmeleri de içermekte fayda vardır. Bakım kolaylığı, desteklenebilirlik. PBL İş Durumu Analizi Uygulaması, ürün desteği için en iyi değeri elde etmek için genişletilmiş bir maliyet fayda analizidir.
10. Adım: Bir Sözleşme Oluşturmak; Mümkün olduğunca PBL sözleşmeleri, çalışma saati başına sabit fiyat ödemek gibi sabit fiyatlı olmalıdır. Sistem, maliyet teşvik devam etmek için bir araya geldi bu Sözleşmede Ürün Destek yaşam başlamak için ve sabit fiyat ile sonuna kadar tahmin edilmektedir.
11. Adım: Finansal Faktörlerin Belirlenmesi; PBL, sistem paketinin başlangıcından yaşam döngüsünün sonuna kadar en iyi değeri bulma çabası olarak ortaya çıktığından, ihtiyaç duyacağı kaynağı verimli bir şekilde planlamak ve sistemin yaşam döngüsü boyunca gerektiğinde hazır olmak esastır.
12. Adım: Uygulama ve Değerlendirme; PBL yöneticileri, performansı takip etmek ve performans değerlendirme planını, ürün destek stratejisini ve sözleşmeleri gözden geçirmekten sorumludur.
ÖRGÜT KÜLTÜRÜ VE DEĞİŞİMİ
PBL araştırması boyunca sabit bir tema, uygulayıcı organizasyonun kültüründe değişiklik yapılması gerekliliğiydi. Başarılı bir değişim yöntemi stratejisinin temel bileşenleri şunları içerir: değişim ajanslarının motivasyonu, çalışanlar için teşvikler, çalışanların yetkilendirilmesi ve çalışanlarla iletişim. PBL’ yi başarılı bir şekilde uygulamak için hükümet, performans yönetimlerini dikte etmede ortaklıkların gerçekleştirmesine izin verirken mal ve hizmetleri elde etme yeteneğine sahip olmalıdır. Ancak bunu başarmak için çalışanların eğitimli ve hareket kabiliyetine sahip olması gerekir. Kültür, doğru ortamın yaratılmasına yardımcı olmada önemlidir. Kuruluş, değişimle ilerlemeden önce, beklenen değişiklikleri desteklemek için belirli bir kültür geliştirilmelidir.
ORGANİZASYONEL HİZALAMA
Tam teslim zamanında çalışan dünyamızda, müşterilerin gereksinimlerine her zamankinden daha kısa teslim sürelerinde yanıt verebilme yeteneğine sahip olmalıyız. Dell bilgisayarlar, tedarik zinciri performansı temelinde rekabeti kazanmanın önde gelen bir örneğidir.
Benzer bir konuma ulaşmak için kuruluşlar, işlevsel departmanların (satın alma, tedarik, kaynak yönetimi vb.) rollerini değiştirmeli ve süreçleri ve üstün hizmetler sunan insanları yönetmeye dayalı başarıya yönelik geniş tabanlı entegratörler oluşturmalıdır.
Bu yeni organizasyon yapılarına geçmek için en iyi uygulamalardan altı tanesi şunlardır:
- Firma genelinde sorumlulukları net bir şekilde belirleyin,
- Doğru davranışı motive etmek için metrikler tasarlayın,
- Risk almaya yönelik caydırıcı unsurları sınırlamaya yönelik başarısızlıkları yönetin,
- Araçlar için destekleyici bir organizasyonel bağlam geliştirin,
- Paydaşlarla ilişkileri yönetmek ve
- Sürekli iyileştirmeyi teşvik etmek için kıyaslama yapın.
Sonuç olarak AMCOM için zorluk, PEO topluluğuna gerekli hizmet seviyesini sunmanın bir yolunu bulmaktır.
FİNANSAL YÖNETİM
Mali yönetim politikası genellikle PBL uygulamasının önünde bir engel olarak tanımlanır. Operasyon ve Bakım fonlarının kullanıma ilişkin kısıtlamalar, fonların süresinin dolması ve bir işlem bazında destek satın almak için operasyon komutları aracılığıyla fonların geleneksel akışından bahsedilmiştir. Mevcut finansal süreçler, işlevsel soba borularını destekler ve müşteri hizmetlerini iyileştirmek için gerekli entegrasyonu engellediği düşünülür.
Savunma İşletme Sermayesi Fonları Savunma Bakanlığı genelinde aynı kurallar altında faaliyet göstermekle birlikte, fonların işleyişinin hizmetten hizmete değiştiğine dair bir algı mevcuttur. AWCF, NWCF ve AFWCF, kapsanan faaliyet türlerine ve ilgili fonlardaki para miktarına göre değişir. Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri WCF, AWCF’den neredeyse beş kat daha büyük tür ve Ordunun fonların büyük bir yüzdesini ‘ödemesi gereken’ PBL sözleşmelerine kilitleme konusunda neden yalnız olduğunu açıklayabilir.
Rekabetçi olmak için bir kuruluş, operasyonlarının gerçek maliyetini bilmelidir. Bir hizmet organizasyonunda en büyük gider işçiliktir. Bir organizasyonun nasıl yapılandırıldığı ve çalışanların bir hizmeti ne kadar verimli ürettiği, karı veya WCF’nin net işletme sonuçlarını belirler.
NWCF ve AFWCF faaliyetleri, stratejik kaynak sağlama girişimleriyle yoğun bir şekilde ilgilenmektedir ve A-76 yarışmaları ve işlevsellik incelemeleri gibi eylemler yoluyla tasarruf sağlamayı beklemektedir. Aynı yarışmalardan ve incelemelerden elde edilen AWCF tasarruflarından bahsedilmiyor.
Savunma Bakanlığı, daha esnek program merkezli finansal yaklaşımlara izin vermek için finansal süreçleri yeniden yapılandırmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Bir DWCF Görev Gücü mevcut politikayı inceliyor ve OSD(Kontrolör), ürün desteğini finanse etmede daha fazla esnekliğe izin vermenin yeni yollarını onaylıyor.
SÖZLEŞME VE PERFORMANS SÖZLEŞMESİ YÖNETİMİ
Caterpillar ve Dell gibi özel sektör şirketleri, sanal bir organizasyon oluşturmak için sözleşmeler ve ortaklıklar kullanır. Dell’in 150’den fazla satıcısı vardır. Dünya çapında 30.000 saha teknisyeni ve 3.600 teknik destek personeli. Dell ‘in küresel tersine lojistik ağı, iş süreçleri ve bir Dünya Zinciri otomosyon sisteminden yararlanarak tedarik zinciri katılımcıları arasında milyonlarca yedek parça alışverişini içerir. Caterpillar, tedarikçi performansını izlemek için bir CAT envanter kontrol sistemi tarafından desteklenen bir sözleşme yönetim sistemi kullanılır.
PBL ortamındaki ilişkiler, şartlar ve koşullar değil, sözleşmelerin etkili bir şekilde çalışmasını sağlar. İlişki yürümediğinde, şartlar ve koşullar önemlidir. Görüştüğümüz tüm program yöneticileri, sözleşme düzenlemelerinin ilişki yönlerini tartışmak istedi. Alfa sözleşmesinin kullanımı dışında, sözleşme mekanizmalarının nasıl değiştiğine dair çok az tartışma vardı.
GENEL BAKIŞ ÖZETİ
“Performansa dayalı lojistik” terimi, ABD Savunma sektöründen gelir ve başlangıçta karmaşık silah sistemlerinin lojistik hizmetleri için performans ve sonuç odaklı hizmet tedarikini uygulamak anlamına gelir. Genel olarak, PBL, uçaklar veya çok aşamalı üretim tesisleri gibi karmaşık nesnelerin bakım yönetimine yenilikçi bir yaklaşım olarak anlaşılabilir. İlk vaka örnekleri, PBL ile performansta önemli bir artış sağlanabileceğini göstermektedir. Bu yaklaşımın temel özü, bir görüntüleme birimi için bakım sorumluluğunun, sonuç ve performansa dayalı bir sözleşme ile koordine edilen tek bir servis sağlayıcıya mümkün olan en büyük şekilde Birleştirilmesidir. Servis Sağlayıcı, bakım, muayene, onarım ve Yedek Parça lojistiği gibi ilgili faaliyetlerin tüm sorumluluklarını üstlenir. Bu katkının amacı bir iş ve iş birliği modeli olarak PBL ‘nin kontrolü ne ölçüde yeni zorluklarla karşıladığını belirlemektir.
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
One response
yazan arkadaşın eline sağlık çok güzel olmuş.