Kalite fonksiyon göçerimi kavramı, temel olarak amaçları göz önüne alındığında müşterilerin istek ve beklentilerini iyi anlayabilmek, oluşan ihtiyaçları ortaya çıkarabilmek ve aynı zamanda bu ihtiyaçların tüm yönleri ve gereksinim duyulan tarafları ile birlikte ürünler ya da hizmetler üzerine lanse edilen bir kavramdır. Kavram, işletmeler üzerinde de çeşitli faydalar sağlamasıyla birlikte belirlenen temel ihtiyaçlar dâhilinde kavramı uygulamak isteyen kişinin (uygulayıcının) ihtiyaç giderimlerini önceliklendirme yetisi ve doğru noktalara dikkat çekebilmesine karşın imkân tanır. Böylelikle kalite fonksiyon göçerimi kavramı, elde edilen bu katma değer ile birlikte işletmelerin, elinde bulunan kıt kaynaklarının en doğru ve en etkili şekilde onarımını sağlayarak fuzuli olan ve finansal açıdan geri dönüşümü mümkün olmayan ve aynı zamanda maliyet getirisi yüksek yatırımlara karşın dikkatli ve mesafeli olmasını sağlar.
Zamanla iyileşmesi gereken kısımların da iyileşmesi ile birlikte hizmet ya da ürünün etki ettiği müşterilerin ilgisini çekerek onları harekete geçirmiş ve bu durum rekabet ortamını da beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla firmalar da kendi bünyesinde müşteri memnuniyetini maksimum düzeye taşımak istediklerinden belirlenen bu önemli noktada, başarı ve süregelen döngüyü devam ettirebilmek adına kalite göçerim fonksiyonu, tercih edilen ve kullanılmakta olan önemli bir kalite yaklaşımı olmuştur. Diğer bir ifade ile de kalite fonksiyon göçerimi kavramı, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarının doğru bir şekilde tespitinin yapılarak bir kalite elde edilmesi ve böylelikle müşterilerin olduğundan daha fazla memnuniyetinin sağlanabilmesi adına kullanılacak en iyi sistem olarak tanımlanabilmektedir.
KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİNİN ANLAMI, TANIMI VE AMACI
Kalite fonksiyon göçerimi kavramının Japonya’daki asıl ismi “Hin Shitsu, Kino, Ten Kai” olarak bilinmekteyken, İngilizcedeki karşılığı ise “Quality Function Deployment” olarak bilinmektedir. Görüldüğü üzere ülkeler arasında farklı diller ve farklı cümlelerle tercüme edilen bu kavram Türkçe karşılığını ise “Kalite Fonksiyon Yayılımı”, “Kalite Fonksiyon Açılımı” ve “Kalite Fonksiyon Göçerimi”, gibi cümleleri ile almıştır. Kavram, yalnızca bu tanımsal ifadelerle kalmamış bazı bilim adamlarınca da farklı yorumsal ifadelerle de tanımlanmıştır. Bu tanımı yapan kişilerden birisi de yöntemin temellerini atan Yoji Akao olmuş ve Akao, kavramı “Müşteri tatminini sağlamak ve onların taleplerini tasarım hedeflerine ve aynı zamanda üretim süreci esnasında kullanımı gerçekleştirilecek ana kalite güvence noktalarına dönüşümünü gerçekleştirmek amacıyla tasarım kalitesini geliştirmeyi ve büyütmeyi amaç edinen bir yöntemdir” şeklinde tanımlamıştır. Birçok farklı şekilde tanımı yapılan bu kavram esasen müşteri girdilerinin tasarımından imalatına kadarki iletimin yapılabildiği bir şekil ve aşağıdaki görselde de belirtildiği gibi tıpkı eve benzeyen şekli ile içerisinde barındırdığı kavramlardan da yararlanılarak fonksiyonlar yardımı ile yerine getirilen bir dizi hizmet geliştirme sürecini ifade etmektedir.
Tüm bu tanımsal ifadelerin yanı sıra kalite fonksiyon göçeriminin temelde üç ana amacı vardır ve bunlar aşağıda belirtildiği gibidir.
- Müşterilerin kim olduğunu tanımlayabilmek,
- Müşterilerin ne istediğini iyi anlamak,
- Müşterilerin isteklerinin nasıl karşılanacağını belirleyebilmektir.
Bir işletme, belirtilen bu amaçları yerine getirebiliyorsa eğer, yapmış olduğu herhangi bir işin, organizasyonun temelde kaynaklarına odaklanarak eldeki masraflarını azaltabilir, pazarda oluşabilecek değişikliklere kolay bir şekilde cevap verecek yetiye sahip olabilir ve aynı zamanda kendi bünyesinde iyileştirme yaptığı zaman dilimini genişleterek hızlı onarım imkânı sağlayabilir ve tüm bunlar dolayısıyla ilk seferinde doğru ürünü piyasaya dâhil edebilecek yetkinliği de yakalamış olur.
KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİNİN TARİHÇESİ
Kalite fonksiyon göçerimi kavramı, 1966 yılında ilk olarak Japonya’da Yoji Akao tarafınca gerçekleştirilen bir çalışma ile ortaya atılmış ve başlarda teorik olarak ele alınan çalışma, zamanla “Mitsubishi Heavy Industries Limited’ e ait olan Kobe tersanesinde uygulamaya geçirilmiştir. 1972 yılında ise ele alınan kavramla birlikte deneyimler de Yoji Akao tarafından ilk kez “Hinshitsu Tenkai” yani kalite yayılımı anlamına gelen bir ifade ile kavram anlam kazanmıştır. Aradan geçen zamanın ardından 1983 yılının Ekim ayında Yoji Akao, Quality Progress, aylık journal of the American Society for Quality Control (ASQC) adlı dergide kısa bir yere sahip makale ile ABD’ye kalite fonksiyon göçerimi kavramını tanıtma fırsatına sahip olmuştur. Bu tanıtımın ardından kalite fonksiyon kavramı, ABD’de bir yer edinmeye başlamış ve son yıllarda da ABD’de toplam kaliteye ulaşma konusunda önemli bir nokta haline gelmiştir. Tüm bunlar ile ismini duyurmayı başaran Yoji Akao, temelde Tokyo’da yer alan Tamagawa University’ de endüstri mühendisliği alanında profesördür ve aynı zamanda Japonya’da toplam kalite kontrolü çalışmaları konusunda da ileri gelen isimlerden bir tanesi olmayı başarmıştır. Dolayısıyla Dr. Akao, kalite fonksiyon göçerimi adlı çalışmasını ortaya atarak zamanla bu kavramın büyümesini ve bir öneme sahip olmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra Japonya’daki bazı bilim adamları ile birlikte de aynı zamanda kavram büyümeye ve önem kazanmaya devam ederken, toplam kalite anlayışı 1950 ve 1960’lı yıllarda müşteri öneminin ne kadar kritik bir role sahip olduğunun anlaşılması ile birlikte firmaların üretim bölümlerinde de hızla yayılım göstermeye başlamıştır. Daha öncelerde ise müşteri isteklerinin belirlenmesi ve bir tasarım kalitesi oluşturulabilmesi adına balık kılçığı diyagramı yani neden/sonuç ilişkileri ele alınırken Dr. Akao, 1966 yıllarında bu duruma karşılık esas göz önünde bulundurulması gereken şeyin kritik noktaların belirlenmesi gerektiği olduğu görüşünü ortaya atmıştır. Akao’nun bu görüşü zamanla bir karşılık bulmaya başlamış ve dolayısıyla kalite fonksiyon göçerimi kavramı, amaçları ve artıları ile birlikte daha görünür bir hal almaya başlamışlardır. Akao bunlarla sınırlı kalmayıp kalite fonksiyon göçerimi kavramını daha etkin bir hale getirebilmek ve sorunları bir nebze olsun çözümleyebilmek adına maliyet göçerimi sağlayabilmeyi hedef edinmiş ve bunu yerine getirebilmek içinse kalite fonksiyon göçerimi kavramını değer mühendisliği kavramı ile bütünleşik bir hale getirmiş ve böylelikle düşündüğü gibi kritik noktalarda önemli gelişmeler elde edebilmiştir. Kalite fonksiyon göçerimi, Amerika’da ilk kez 1984 yılında Xerox şirketinde yer alan Dr. Clausing tarafından uygulanırken ülkemizde ise 90’lı yıllarda Arçelik firması üretmiş olduğu bulaşık makinesi üzerine uygulamıştır. Günümüzde de halen kavramın önemini koruyabilmek ve dünya çapında bir yayılım sağlayabilmek adına sempozyumlar düzenlenmekteyken sabit bir noktada kalmayıp elde bulunan bilgilerin üzerine yeni bilgiler de eklenerek gelecekteki sürdürülebilirliği devam ettirebilmek adına bazı çalışmalar yapıldığı bilinmektedir.
KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİNİN YARARLARI ve SAKINCALARI
Kalite fonksiyon göçerimi kavramı, malların hizmet kalitesini yükseltmek adına kullanılan ve müşteri istek ve beklentilerini ortaya çıkaran sistemdir. Bu doğrultuda müşterilerin esas ihtiyaçlarının ne olduğunun anlaşılabilmesi ve zamanla gelişen, değişen isteklere karşın hızlı bir dönüt imkânı sağlanarak, müşteri tatminin en üst seviyelere çıkarılmasının amaç edinildiği bu kavram dolayısıyla firmanın da pazar payını artırması yönünde olanak sağlamaktadır. Bunların yanı sıra kavramın esas yararları ve dikkat çekilmesi gereken konularından bazılarıysa; Kavram, temelde müşterilerin daha iyi anlaşılması, analiz edilmesi ve mümkün olduğunca hızlı bir tasarım sağlanarak ürün kalitesi ve aynı zamanda ürün güvenirliğine dikkat çekmektedir. Bu doğrultuda kalite fonksiyon göçerimi kavramı; Müşteri tatmini, verimlilik ve gelirler üzerinde bir artış imkânı sağlarken ürün geliştirme aşamasında hızlı dönüt sağlayabilmekte ve zamandan da tasarruf sağlamaktadır. Dolayısıyla tüm bunlar yardımıyla da maliyetler üzerinde de düşüş gerçekleştirmekte ve firmalar üzerinde sağlamış olduğu etkileşim, iş birlikçi düzen ve uyum dolayısıyla firmalar içerisinde de iletişimde artış sağlamıştır. Kavram üzerinde, ürün bazında yapılan değişim ve gelişimlerin büyük bir çoğunluğu tasarım alanında olmaktadır ve dolayısıyla alınacak olan tasarım karar, plan ve aşamaları proje başında temkinli ve dikkatli bir şekilde belirleneceğinden karşı karşıya gelinme ihtimali olunan olumsuz durumlar bir nebze olsun engellenebilmektedir. Böylelikle herhangi bir olumsuz durum esnasında panik ortamı oluşmasının önüne geçilmiş olur ve dolayısıyla panikle ortaya çıkabilecek, atılacak adımların oluşması ihtimali olan maliyetlerin de önlenmesini ayrıca sağlamaktadır.
Yine benzer bir şekilde müşteri istek ve beklentileri de göz önüne alındığından ürün üretim ve süreci esnasında ya da sonrasında kaynakların temelinde müşterilerin asıl ilgilendiği, talep ettiği, önem verdiği ürün özellikleri ele alınır ve dolayısıyla doğru yöne, doğru alana, doğru bir şekilde adım atılabilmesinin imkânını elde edebilirken gereksiz alanlara yapılacak olan yatırım ve maliyetlerin de önüne geçilmiş olacaktır. Tüm bunlar ele alındığında kalite fonksiyon göçerimi kavramı, her ne kadar karışık bir sistem olsa da kavramı yerine getiren/süreci uygulayan bir işletmenin elde edeceği faydalar aşağıdaki şekilde olduğu gibi ifade edilmektedir.
Daetz, Barnard ve Norman ise kalite fonksiyon göçerimi kavramının yararlarının çok daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi sınıflandırma yoluna giderek kavramın faydalarına dikkat çekmişlerdir.
Tüm bunların yanı sıra artılarının olduğu gibi eksilerinin de bulunduğu kavram, yapılan pazar araştırmaları neticesinde gerek müşterilerden gerekse bazı yöneticilerden kazanmış olduğu bilgi/verilerden yola çıkarak uygulamalarını gerçekleştirmektedir. Bunun neticesinde kalite fonksiyon göçerimi kavramı, büyük bir dikkat ve özveri isteyen bir sürece sahip olmakta ve yapılacak olan herhangi bir yanlış araştırma ya da yanlış sebeplerden ötürü ortaya çıkan sorunlar neticesinde güvenilir kaynak, güvenilir bilgi elde edilmesi olanağını ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla süreci dikkatli bir şekilde ele almalı, adımları doğru uygulamalıdır çünkü üretim sürecinin başlamasının ardından herhangi bir sorun oluştuğu durumda geriye dönüş fikri büyük maliyetlere sebep olmakta ve yapılacak olan herhangi bir değişiklik durumlarında kalite fonksiyon göçerimi kaynakları arasında ürün/süreç etkileşiminin sağlanabilmesi ve değişiklikler arasında uyum sağlanması oldukça güç duruma düşmektedir. Kavrama genel olarak bakıldığındaysa yüksek derecede şirket kültürü ve disipliner arası bilgi kullanımı alanında yetkinleştirilmiş personellere ihtiyaç duyulmakta ve esas sorunlardan bir tanesi de kalite fonksiyon göçerimi kavramının işletmeler tarafından yanlış biçimde değerlendirilmesi, yanlış bir biçimde kullanılmasından kaynaklı yerine getirilmesi düşünülen çalışmaların boş bir çalışmaya dönüşecek olmasından kaynaklı bir noktadır.
KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİNİN UYGULAMA ALANLARI ve KULLANILDIĞI DURUMLAR
Kalite fonksiyon göçerimi kavramı, hizmet ya da üretim işletmesi gibi alanlarda diğer bir ifade ile hemen hemen tüm ürün geliştirme süreçleri üzerinde uygulanan bir yöntem olmakla birlikte sadece ürün tasarımında değil elde bulunan bir ürün üzerinde değişiklik yapılması esnasında da işlev gösterebilmektedir. Neticesinde de kalite fonksiyon göçerimi kavramının kullanılması gereken bazı durumlar vardır ve bunlar aşağıda olduğu gibi açıklanabilmektedir.
- Ürün, hizmet ya da sunulan yazılımlardan müşteriler memnun değil ya da şikâyet taleplerinde bulunuyorlarsa,
- Pazar payı oranı durağan bir hal almış, büyümüyor ya da oran üzerinde sürekli bir azalma gerçekleşiyorsa,
- Tasarımların kontrolsüz ve gereğinden fazla bir şekilde tekrara düşmesi, ürün üretim sürecini etkiliyor ve sürecin uzamasına sebebiyet veriyorsa,
- İşletme fonksiyonları kendi arasında bir etkileşim sağlayamayıp iletişim eksikliği yaşıyorsa,
- Ürün gelişim tarafında eksiklik var ve kontrol sağlanamıyorsa,
- Ürün geliştirme aşamasında takımlar arasında bir düzen bozukluğu var ve doğru etkileşim sağlanamıyorsa,
- Ürün geliştirme süreci uzamaya başlıyorsa,
- Üretim aşamalarında doğru ve uygun ürün üretimi gerçekleştirilmiyorsa,
- İşletmelerde de personel devir hızı normalden fazla bir durumda seyir gösteriyorsa kullanılmaktadır.
KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİ SÜRECİ
Kalite fonksiyon göçerimi süreci temelde 4 aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama henüz kalite fonksiyon göçerimi süreci uygulamaya alınmadığı ve ön hazırlık süreci olduğu için 0 ile ifade edilmektedir. Genel olarak bakıldığındaysa aşamalar aşağıda belirtildiği gibidir.
Aşama 0: Planlama
Aşama 1: Müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesi
Aşama 2: Kalite evinin oluşturulması ve analizi
Aşama 3: Sonuçların analizi ve yorumlanması
PLANLAMA
Kalite fonksiyon göçerimi uygulaması esasında bir projeyi temsil etmekte ve planlama açısından önemli bir paya sahip olmaktadır. Dolayısıyla bir projenin planlı ve iyi hazırlanmaması durumunda kavramın sonuç ve başarıları bu durum neticesinde etkilenmektedir. Buna bağlı olarak planlama aşamasının doğru ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için kalite fonksiyon göçerimi uygulamasına başlamadan hemen önce grup üyeleri arasında belirli noktalar üzerinde görüş birliği sağlanması gerekmektedir. Bu konulardan bazılarıysa; hangi ürün ya da ürün özelliği üzerine çalışılması gerektiği, kendimizi nasıl müşteri yerine koyarak empati yapılabiliriz ya da nasıl bir müşteri gibi düşünebileceğimizi ele almamız gerektiği, ürün geliştirme süreci aşamasında rakip ürünlerinden hangilerinin kullanılması ya da kullanılmaması gerektiği ve son olarak nasıl bir kalite fonksiyon göçerimi yaklaşımının doğru ürün ve süreç yönetimi sağlayıp sağlamayacağının ele alınması gerektiği gibi konulardır. Bahsi geçen tüm bu süreçler ele alınıp doğru bir yönetim anlayışı uygulandıktan sonra ise olması gereken planlama aşaması; örgütsel desteğin sağlanması, yerine getirilmesi düşünülen projelere esasen amaçların belirlenmesi, zaman kavramının belirlenmesi, ürün kavramına karar verilmesi ve bir takım kurulması, kalite fonksiyon göçerimi sürecinin doğru planlanması ve olması gereken malzemelerle kurulacak olan tesisin sağlanması gibi alanları içerisinde barındırmaktadır.
MÜŞTERİ İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ
Genel anlamda bakıldığında müşteri ihtiyaçları; hizmet ve ürüne dair etkenler, içerisinde barındırmakta oldukları özellikler vezninde ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda ilk olarak müşterilerin net bir şekilde tanımlaması yapılmalı ve böylelikle müşteri isteklerinden beklentilerine kadarki oluşan ve oluşma ihtimali olan süreç koordineli bir şekilde ele alınabilmektedir. Müşteri tanımlaması yapılmadığı taktirdeyse müşteri beklentilerinin anlaşılması güç bir hal almakta ve bu da beraberinde birtakım sorunları peşinden getirebilme ihtimalini doğurmaktadır. Müşterilerin en baştan tanımlanması, anlaşılması, doğru etkileşimde olunması bu işi gerçekleştiren ekip tarafınca da bir birlik sağlayarak daha sağlıklı bir çalışma ortamı sunar ve bunun yanında doğru müşteri grubuna odaklanmayı da sağlamaktadır. Dolayısıyla hedeflenen müşteri grubuna odaklanılması için tüm olası müşterilerin listeleri tutulmakta ve bu işi de KFG planlamacıları ya da pazarlamacılar yerine getirmektedirler. Tüm bu müşterilerden toplanan veri/bilgiler KFG uygulamalarının önemli bir noktasında yer almakta ve süreç sonunda müşterilerden elde edilen veriler “Müşterinin Sesi” kavramı ile ifade edilmektedir. Her ne kadar elde edilen verilere karşın bu kavram kullanılıyor olsa da kavram, sadece tek bir noktaya bağlı olarak elde edilmemekte ve buna bağlı 2 etken söz konusu olmaktadır. Bunlardan ilki şahsen müşterinin kendisinden elde edilen bilgiler ışığında gerçekleşmekte, bir diğeri ise müşterilerin ürünlere bakış açıları üzerinden dergiler, fuarlar, toplantılar ve firma çalışanları gibi vb. alanlar aracılığı ile dolaylı olarak elde edilebilmektedir. Tüm bunlar ışığında büyümek ve ilerlemek isteyen firmalar ise, anlatıldığı üzere ilk olarak müşteri tanımlama evresini tamamlamalı, sonrasında müşteri ile nasıl iletişime geçebileceğini, onlarla nasıl etkileşim halinde olabileceğini bulmalı ve tasarım evresinin çatısı altına müşterilerini nasıl alacağına dair yollar bulmalıdır. Diğer bir ifade ile ise müşterinin sesini duyurabilmek adına doğru planlamayı nasıl yapmalı ona karşın çalışmalar gerçekleştirmelidir. Özetle yeni müşteri kazanmak ve aynı zamanda eski müşterileri de kaybetmemek, var olan bağlılıklarını, sadakatlerini artırabilmek adına ilk olarak müşteriyi, daha sonra ise müşteri beklentilerini doğru anlamak gerekmektedir.
KALİTE EVİNİN OLUŞTURULMASI VE ANALİZİ
Kalite fonksiyon göçerimi sürecinde yer alan aşama 2 ve 3 yani kalite evinin oluşturulması ve analizi kavramları birlikte bütünlük sağlayabilen kavramlardır. Bu yönüyle aşama 2’de oluşturulmuş olan kalite evi matrisi, aşama 3’te değerlendirilip yorumlanır ve böylelikle senkronize bir ilerleme sağlanarak birbirlerinin devamlılığını getirmektedirler. Bu süreç aynı zamanda kalite fonksiyon göçerimi sürecinin son 2 aşamasını oluşturmakta ve süreç dâhilinde kazanılan verilerin ışığı kalite evi matrisi üzerine yansıtılarak matris üzerinde bütünleşik bir yapı elde edilebilmesini sağlamaktadır. Müşterilerin oluşan istekleri üzerinden kalite fonksiyon göçerimi kavramı dolayısıyla bir yol haritası çizilerek o yönde ilerlemesi sağlanan kalite matrisi, bünyesinde yatay eksende müşterilere ait bilgilerin yer aldığı müşteri kısmı ve buna karşılık dikey eksende de müşteri bilgilerine cevap veren teknik kısım olmak üzere 2 önemli alanı içerisinde barındırmaktadır. Genel bir ifadeyle kalite evi matrisi, müşterilerin sesini, oluşturulan özel hedef değerlerine karşılık gelecek tasarım özeliklerine göre evrimleştirmekte ve elde edilen verilerin kuruluş tarafından nasıl bir şekilde karşılık göreceğini belirlemektedir. Aynı zamanda bunun yanında pek çok mühendis ve yönetici görüşlerine göre kalite planlaması adına kullanılabilecek en uygun, en doğru matris kalite evi matrisi olarak görülmektedir.
Belirtildiği üzere büyük bir önem taşıyan kalite evi matrisi kavramını görsel üzerinden açıklayacak olursak; evin dış kısımları müşterilerin istekleri adına tasarımlanırken sol duvar kısmındaysa müşteri isteklerine karşın listeler yer almaktadır. Bilgiler bu noktada yer alırken sağ taraftaki duvarda ise bir tür planlama kümesi yer almaktadır. Kavramın diğer bir bölümü olan ve evin tavan arası ya da ikinci katı olarak da gösterilebilen kısmı teknik tanımlamalardan oluşmakta ve ürünlerin birbirleri arasında olan ilişkileri, tutarlılıkları bu bölüm üzerinde belirtilen mühendisliğe dair özellikler, tasarım kısıtlamaları ve parametreleri ile sağlanmaktadır. Bu noktada evin iç duvarlarıysa müşteri istek ve beklentileri ile birlikte teknik anlamda yapılan tanımlamalar arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Bahsedilen bu bölümün ana göreviyse ortaya çıkan müşteri isteklerinin teknik tanımlamalar ve parametreler üzerinden tanımlanabilmesini sağlamaktır. Modelin çatı bölümüyse elde bulunan teknik tanımlamaların kendi aralarında oluşan ilişkileri ifade etmekte, birbirleri ile benzeyen ya da birbirlerine ters düşen zıt özellikleri arasındaki ilişkilerin incelenebildiği bir alan sunmaktadır. Son olarak matrisin giriş katına bakıldığıdığındaysa önceliğin iş tanımlamalarına verildiği ve dolayısıyla bölümler arası karşılaştırma, karşılaşılan teknik zorlukların derecesi ve hedef değer gibi vb. kavramlardan oluştuğu söylenebilmektedir. Tüm bunlar doğrultusunda genel olarak kalite evinin oluşturulabilmesi için dikkat edilmesi gereken ve elde bulundurulan en pratik yöntemler:
- Müşteri isteklerinin görülebileceği bir alan oluşturulması
- Planlama kısmının oluşturulması ve analiz edilmesi
- Kalite yapısının belirlenmesi ve analiz edilmesi
- İlişki matrisi belirlenmesi ve analiz edilmesi
- Teknik bir bağ sağlanarak analizinin sağlanması
- Teknik kıyaslamalar yapılması ve bunun üzerine hedeflerin belirlenmesi şeklindedir.
KAYNAKÇA
- 7e481f1a-e89d-4eac-98b5-2d5f8cae717a_KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİ.pdf
- 93-104-K.pdf
- 43234-K.pdf
- 578354-K.pdf
- Kalite Fonksiyon G____erimi-K.pdf
- SA__LIK SEKT__R__NDE B__R KAL-K.pdf
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet