20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekonomik gelişmeler, doğal kaynaklar üzerinde kirlilik artışı, biyoçeşitliliğin kaybı ve küresel ısınma gibi sorunları beraberinde getirmekle birlikte yeşil kavramının ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Bu anlamda işletmelerin amacı ise kar elde etmek olduğundan iş süreçleri boyunca minimum maliyet ile maksimum kar elde etmek olmuş ve böylelikle rekabet gücü elde ederek daha üretken bir hal almışlardır. Bu üretkenlik aşamalarının başında ise çevre dostu olma ve çevreyi koruma uygulamaları gelmiş ve buna bağlı olarak ise günümüzde bu işletmeler tarafından kullanılan en iyi yöntemlerden bir tanesi de yeşil lojistik ve yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamaları olmuştur.
YEŞİL LOJİSTİK NEDİR?
Yeşil lojistik, çevreyi kirletmekten kaçınarak, doğal kaynakları tüketmeden üretim yapmak ve lojistik faaliyetlerin çevreye olan olumsuz etkilerini ölçerek, bu etkileri en aza indirgemeye çalışmaktır. Bu anlamda araçlara gürültü ve ses önleyici cihazların takılması, çevre dostu geri dönüşüm yapılması ve EURO 5 standartlarına sahip araçların kullanılması vb. gibi uygulamalar bu amaç çerçevesinde kullanılan uygulamalara örnek teşkil etmektedir.
TÜRKİYE’DEKİ YEŞİL LOJİSTİK UYGULAMALARI
Yeşil lojistiğin dünya genelinde artan önemine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet ortamı, Türkiye’deki firmaların işleyiş ve politikalarını “yeşilleştirmeye” doğru yönlendirmiş ve böylelikle yeşil lojistik uygulamaları görülmeye başlanmıştır. Yeşil lojistik uygulamalarına odaklanan Türk lojistik firmaları ise sektörün öncüleri sayılmış ve bu firmalar ISO standartları ve özellikle ISO 14001 çevre yönetim sistemlerini karşılayan kalite yönetim sistemlerine de sahip olmaktadırlar. Bu firmalar arasında yer alan Türk lojistik sektörünün en önemli kurumlarından birisi olan UTİKAD, lojistik sektöründe faaliyet gösteren tüm firmaların sürdürülebilir bir şekilde büyümesine katkı sağlamayı amaçlayan bir program başlatmış ve program dâhilinde verilen bir takım eğitimler sonucunda uygun görülen firmalara sürdürülebilir lojistik belgesi vermiştir. Bu kapsam adı altında diğer faaliyet gösteren Türk şirketleri ise aşağıda belirtilmiştir.
EKOL LOJİSTİK
Daha iyi bir dünya için lojistik anlayışı ile 1990 yılında kurulan Ekol Lojistik, yeşil lojistik uygulamalarını, başta ülkemiz ve dünyamız olmak üzere sektör olarak da üzerinde hassasiyet gösterilmesi gereken bir uygulama olduğu bilincini ile ilke edinmiş ve filo (sürücü eğitimleri sağlanmış, araçlar Euro 5 araçlarla yenilenmiştir), teknoloji (yük ve rota optimizasyonu sağlanmış, araç hareketlerinin takibi sağlanmıştır), operasyon(Intermodal taşımacılığa ağırlık verilmiş, etkin araç kullanımı, acenta ağı ve speedy taşıma sistemi dikkate alınmıştır), organizasyon (CO2 emisyonunun düzenli raporlanması yapılmaktadır) gibi konular üzerine yaptığı uygulamalarla dikkatleri üzerine çekmiş ve günümüzde de bu uygulamaları geliştirmeye devam etmektedir. Bunlara ek olarak ise;
- 2012 Yılında İntermodal projesine uyumlu 200 adet daha yeni treyler alınmıştır.
- Araçların etkin kullanımı; farklı sektörler için farklı treyler kullanımı sağlanmıştır. Örneğin; Tekstil için askılı sistemle maksimum yükleme kapasitesi; Otomotiv için açılır tavanlı ve tenteli treylerle esneklik ve maksimum yükleme kapasitesi ve metal kasalarla etkin istifleme; Konsolidasyon projeleri için P&G ve Nike ürünlerinin birlikte konsolide edilmesi ya da rakip olmayan ürünlerin ortak istif edilmesi sağlanmıştır.
Yeşil lojistik uygulamalarını pekiştirmek amacıyla havayolu taşımacılığına alternatif olarak karayolu ile yapılan Speedy adı verilen uygulamalar üzerine de hava kargoya göre daha az dizel tüketimi, kapıdan kapıya teslimat, hava taşımacılığından daha az elleçleme gibi uygulamalar yapılmıştır. Bunlara ek olarak ise Ekol Lojistik tarafından geliştirilen ve QUADRO (Taşıma/Depolama/Dağıtım/Gümrükleme/Quadronet) adı verilen operasyon yönetimi sistemi uygulanmış ve bu sistem ile kilometre ve varış süresi tahminleri oluşturulmuş, yük ve rota optimizasyonu kurulmuş, özel ihtiyaçlara göre uyarlanabilen raporlama sağlanmış ve araçlarla birlikte yüklerin gerçek zamanlı görüntülenebilmesi sağlanmıştır. Bunlara bağlı olarak aynı zamanda firma raporlama sistemi de kurulmuş ve bu sistemle müşteriler için aylık CO2 emisyonu ve dizel tüketimi raporlanması, sistem tarafından müşteri taşımalarının otomatik raporlanması ve bu raporların düzenli takip edilip değerlendirilmesi ile birlikte tasarruf oranlarının web sitesinde anlık paylaşılması gerçekleştirilmiştir. Tüm bu uygulamalar sonucunda ise şirketlerin çevreye duyarlılığının ekonomik iş modeline göre değerlendirilmesine bağlı olarak verilen ‘2012 European Eco Performance Awards’ ödülünün sahibi, büyük ölçekli firmalar kategorisine; ekonomik başarısı, çevre ve sosyal sorumluluk projeleri ile Ekol Lojistik olmuştur.
NETLOG LOJİSTİK
2003 yılında kurulan Netlog Lojistik, tedarik zinciri yönetimi, depolama, taşımacılık, uluslararası taşımacılık gibi alanlarda hizmet vermesinin yanı sıra şirketin ana sektöründe kuru gıda, soğuk zincir, tekstil, otomotiv, kimya, ilaç, inşaat ve teknoloji yer almaktadır. Bunlara bağlı olarak şirketin gerçekleştirdiği yeşil lojistik uygulamaları ise şunlardır:
- 2011 yılında, geri dönüşüm uygulamaları ve alternatif taşıma gibi bölümlerden oluşan sürdürülebilirlik raporu yayınlamıştır
- ATU operasyonları kullanılarak 26 milyon 391 bin 221 kg karbondioksit gazının doğaya yayılmasını engellemiştir.
- 2010 yılında kullanılan kâğıtların %40’ı çift taraflı kullanım sağlanarak ve atık kağıt olarak geri dönüşümünün sağlanması için firmalara verilerek tasarruf sağlanmıştır.
- Yılda yaklaşık 10.350 kg kâğıdın geri dönüşümü ile 130 adet ağacın kesilmesi ve böylelikle 800 metrekarelik orman alanının heba edilmesi engellenmektedir.
- 2010 yılında atık pillerin ve akü geri dönüşüm politikası sayesinde 26.000 ton toprağın ve 2 milyar 600 milyon litre suyun kirlenmesi engellenmiştir.
- Yapılan elektrik tasarrufu ile 2010 yılında kişi başına düşen elektrik miktarı %12 azalmıştır
- Tır parkının %70’e yakın kısmı, Euro 5 araçlarla değiştirilmiş ve salınan gaz miktarı azaltılmıştır.
ARKAS HOLDİNG
Arkas Holding, 1902 yılında Gabriel J.B Arcas tarafından İzmir’de kurulmuş ve 1944 yılında ise kendi adına bir denizcilik acenteliği kurmasıyla birlikte denizcilik sektörüne girişini sağlamıştır. Bununla birlikte Arkas Holding, deniz, kara, demir ve hava yolu taşımacılığı ile entegre ederek sunduğu lojistik hizmetlerinden acenteciliğe, armatörlükten liman işletmeciliğine, gemilere yakıt ikmalinden otomotive, sigorta hizmetlerinden bilgi sistemlerine ve kruvaziyer turizmine kadar birçok alanda faaliyet göstermiş ve 1978 yılında ise Türkiye’den Avrupa’ya ilk konteyner taşımasını gerçekleştirmiştir. Bunların yanı sıra yeşil lojistik konusu üzerinde de çeşitli uygulamalara sahip olan Arkas Holding, yeşil bir lojistik için kara nakliyesinde kullandığı araçları yenileyerek Euro 5 emisyon standartına sahip araç yatırımı yapmış ve gemilerini ise ekonomik hızda kullanarak 20 ton yakıt tasarrufu sağlamıştır. Aynı zamanda yeşil konteyner, yeşil bilgi teknolojisi, Arkas ormanı gibi çeşitli uygulamaları da hayata geçirmiştir. Çevreye duyarlı yaklaşımlarının iş süreçlerinin bir parçası olmasına çaba gösteren ve yeşil lojistiği iyi bir şekilde uygulayan Arkas Holding, filo gemilerinde optimum trimde (optimizasyon programı uygulaması) yakıt tasarrufunun sağlanması için gemi tiplerine göre trim optimizasyon programları yaptırıp uygulamaya başlanmıştır. Gelecekte ise limanlarda atıkların kaynağında azaltılması ve ayrıca elektrik, yakıt tüketimi sonucu oluşan karbon azaltılması ve küresel ısınmayla mücadele için yeni projeler geliştirmeyi de ayrı bir amaç çerçevesinde ele almaktadır. Arkas Holding, personel sayısı ve bilgi işlem alt yapısı bakımından karşılaştırıldığında, bünyesinde çok daha az sayıda kişisel bilgisayarların kullanıldığı, düşük işlem gücüyle çalışan bir altyapı mevcut olduğundan Microsoft Terminal Server kullanılan bilgi işlem altyapısı, düşük enerji tüketimi sayesinde dolaylı olarak aynı sayıda kişisel bilgisayarlar için gerekli enerji üretiminin ortaya çıkartacağı CO2 salınımını da azaltmış olmaktadır.
PAŞABAHÇE
Paşabahçe, enerjinin yoğun olduğu sektörde faaliyet göstermektedir. Bu nedenle enerjinin verimli kullanımı, sürekli enerji tedarikinin etkin şekilde sağlanması, enerji ile ilgili risk ve fırsatların sürekli olarak gözden geçirilerek operasyonların bu doğrultuda yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda Paşabahçe, enerji tüketimi ve sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve böylelikle daha etkin ve verimli bir üretim seviyesi yakalamayı hedef edindiğinden birtakım çevreci faaliyetlerde bulunarak doğa dostu ürünler üretmeyi ve çevreyi korumayı kendisine görev edinmiştir. Paşabahçe’nin yapmış olduğu çevreci uygulamalar ise şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Fırınlarda yapılan hava-yakma oranı optimize edilerek ve belirli kısımlarda bulunan fanlar birleştirilerek fan sayısı azaltılmış ve bu çalışmalar sonunda enerji tasarrufu sağlanmıştır. Buna ek olarak enerji tasarrufunun yanında ise %20 oranında doğal gaz tasarrufu da sağlanmıştır.
- Endüstriyel su soğutma sistemi için bir proje geliştirilmiş ve bu proje ile elektrik tüketimi 225 kWh seviyesinden 100 kWh seviyesine çekilmiştir. Bu sayede yılda %50+ enerji tasarrufu gerçekleştirilmiştir.
- Enerji verimliliğinin artırılması için fabrikalarda dış duvarlara yalıtım yapılmış ve bu sayede de doğalgaz tasarrufu sağlanmıştır.
- Yüksek enerji ve teknoloji verimliliği sağlayan yeni araçlar eski teknoloji olan gazlı tip kurutucularla değiştirilerek sera gazı üretimi azaltılmış ve böylelikle elektrik tasarrufu da elde edilmiştir.
- 2016’da boya çöktürme amaçlı kullanılan su sistemi, yeni bir sistem olan filtreli kuru sistem ile revize edilmiş ve eski sistemde meydana gelen tehlikeli atık problemi ortadan kaldırılmıştır.
- Ambalaj tasarrufu kapsamında %80 oranında geri dönüştürülebilir ambalajlar kullanılırken aynı zamanda fabrika temizliğinde de çevre dostu ve su bazlı ürünler kullanılarak çevreye verilen zarar bu şekilde en aza indirilmeye çalışılmıştır.
- Baskı hatası nedeniyle defolu ürün kapsamına giren ve zücaciyede kullanılmayan ürünler boyalı olmaları sebebi ile çevreye zarar verebilme ihtimalleri vardır. Bu nedenle bu ve benzeri ürünler geri dönüşüme gönderilmektedir.
- Bunun peşi sıra 2017 yılında kullanılan tüm ambalajlar 2018 yılında piyasadan toplanarak geri dönüşüme gönderilmiş ve toplamda 7500 tona yakın ahşap, plastik ve karton tasarrufu doğaya kazandırılmıştır.
DÜNYA’DAKİ YEŞİL LOJİSTİK UYGULAMALARI
Gelişmiş ülkeler arasında Avrupa ülkeleri de yeşil lojistik alanında ön plana çıkmaktadır. Bu anlamda Hollanda’da elektrikli araçlara özel şehir dağıtım sistemi, İsviçre’de kargo tramvayı gibi çevre dostu araçlar kullanılmaktadır. Barselona’da ise gerçekleştirilen “sessiz gece dağıtım sistemi” adı verilen bir pilot çalışmada gece dağıtım yapan 40 ton kapasiteli kamyonlar kullanılmış ve bu kamyonlar gürültü önleyici bir sistemle donatılarak, gece saat 11’den sabah saat 5’e kadar olmak üzere 2 kez trafiğe çıkmalarına izin verilmiştir. Böylelikle gece saat 11’de uzun ömürlü malların transferi gerçekleştirilirken sabah saat 5’te kısa ömürlü ve soğuk hava zinciri çerçevesinde taşınması gereken malların transferi gerçekleştirilmiştir. Roma’da ise şehir merkezinde dağıtım işlerinin yoğunlaştığı tarihi bir bölge bulunması sebebi ile bölgede dağıtım işlerinin çoğu yasal olmayan parklar yapılarak gerçekleştirilmiştir ve yapılan bir düzenlemeyle akşam saat 8 ile sabah saat 7 arasında 3.5 tonun üzerindeki araçların şehre girmesine izin verilmiştir. Bunun gibi gece dağıtım sistemlerinin Dublin, Londra ve daha birçok şehirde de bulunduğu bilinmektedir.
DANİMARKA’DAKİ YEŞİL LOJİSTİK FİRMALARI
GENAN
Genan, Danimarka’da bulunan ve otomobil lastiklerini dönüştüren dünyanın en büyük geri dönüşüm şirketlerinden birisidir. Otomobil lastikleri, üretim veya yakma sırasında yüksek derecede sera gazı emisyonları içeren çok miktarda yağ ve doğal kauçuk tüketmektedir. Danimarka’da bulunan bu şirket ise atletik alanlarda yüzey olarak, futbol sahalarında suni çim olarak, boyamada, zeminde, yeni lastiklerin çoğaltılmasında ve hatta yeni asfaltta ses azaltma bileşeni olarak kullanılabilecek bir kauçuk tozu ve granül ürünü geliştirmiş ve aynı zamanda teknoloji, çeliği yeniden kullanılacak kadar yüksek saflıkta da ayırabilir hale gelmiştir. Bu uygulama ile Genan, Danimarka’da lastiklerin %80’ini geri dönüştürmektedir. 2006’da Avrupa Komisyonu ise daha sürdürülebilir çözümler geliştirmek için araba lastiklerinin çöp alanlarına bırakılmasını tamamen yasaklamış ve böylelikle Danimarka’da kullanılmış lastiklerin geri dönüşüne yol açan şişelere ve plastik torbalara benzer bir yeniden fonlama sistemi getirilerek atık ve çevre kirliliği sorununa da böylelikle bir çözüm getirilmiştir.
SASHIMI ROYAL
Sashimi Royal, 2016 yılında karada süründürülebilir bir balık üretimi yapmaya başlamıştır. Var olan bu üretim yönetimi ise balık yetiştiriciliğine yönelik balık hasadı için kara bazlı devridaim sistemlerine, düşük su kullanımına ve çok düşük deşarj seviyelerine dayanmaktadır. Ayrıca tesisler, çevreyi ve bireyleri gözetmekte, hastalık yayılma riskini en aza indiren sağlam su arıtma sistemlerini de içermektedir. Tesis aynı zamanda da katma değerli ürünler geliştirmek için tüm atık akışlarını kullanarak atık yönetimi yapmaktadır.
ÇEKYA’DAKİ YEŞİL LOJİSTİK FİRMALARI
ARROW LINE
Arrow Line, atık ve biyo-atıkların seçilen bileşenlerinden enerji elde etmekle ilgilenmektedir. Bu enerji ise Ostova Teknik Üniversitesi ile birlikte işbirliği içerisinde geliştirilen teknolojiyi ele almaktadır. Bahsi geçen teknoloji, enerji geri kazanımına ve tasnif edilmiş atıkların ve biyo-kütlenin bertarafı için pirolize dayanmaktadır. Bu yön, özellikle önemli bir enerji ve hammadde kaynağı olarak gelecekte umut vericidir. Özellikle, organik kökenli atıkların içine gizlenmiş olan enerji potansiyeli, günümüz çevre dostu üretim ve tüketim savunuculuğu ve en çok tercih edilen potansiyel olarak kıt ve işlenmesi zor olan biyo-kütle için daha iyi bir alternatif sunmaktadır. Arrow Line ayrıca biyo-kütle kullanımı, atık ayırma ve piroliz işleminde odun yongaları alanındaki uygulamalı araştırmalarla da ilgilenmektedir.
LINDE VITKOVICE
Linde Vítkovice, Çekya ve Avrupa’da tüm gaz şirketlerine asetilen şişeleri ve şişe paketleri tedarik etmektedir. Şirket politikasında belirlenen sıkı güvenlik ve kalite gerekliliklerine aynı zamanda çevre koruma sınırlarına uygun olarak Linde Vítkovice, Kimya ve Teknoloji Üniversitesi ile birlikte yenilikçi bir yaklaşım geliştirmiş ve bunun sonucunda ise aseton verimli ve ekolojik olarak kullanıldığı için şirket üretime geri dönmüş, aynı zamanda hammadde olarak yeniden kullanmaya başlamıştır. Tehlikeli atık olarak uzman bir şirket tarafından kaldırılması yerine, yılda 106 ton kirli asetonu yenileyen bu şirket; atık yönetimi ve çevre koruma açısından tehlikeli atık maddeler taşımamakta, diğer atıklarla karıştırmamakta ve tüm bunların yerine yeni bir hammaddeye dönüştürmektedir.
İSVEÇ’TEKİ YEŞİL LOJİSTİK FİRMALARI
SEELUTION
Sürdürülebilir ve biyolojik temelli hammaddelere odaklanan Seelution, iki ana ürün geliştirmiştir: Bunlardan ilki, mineral yağlar ve geri dönüştürülmüş liflerden yapılan kartonla paketlenmiş yiyeceklere sızan diğer zararlı maddeler sorununa bir çözüm sunan ürün, ikincisi ise gıda ambalajları için yenilenebilir yağ ve oksijen bariyeri sunan bir üründür. Her iki bariyer malzemesi için de ortak olan tarımsal yan ürünlere (tahıl gövdeleri ve kabukları gibi), yan ürünlerden elde edilen tohum kabuklarına ve gıda ile temas onaylı katkı maddelerine dayanıyor olmasıdır. En çok bulunan karbonhidratlardan biri olan ksilan (tahıl ve kepek samanlarında bulunur) ile bu işlevleri elde etmek için kullanılan alüminyum folyo ve yağ bazlı plastikler karşılaştırıldığında ise ksilanın oldukça çevre dostu bir çözüm olduğu görülmüştür. Seelution da doğal karbonhidrat ksilanından oluşmaktadır ve İsveç’te şirket bu yenilikçi bariyer malzemesinin temeli olan doğal karbonhidrat ksilanını üretmek için bir pilot tesis kurmuştur. Bu tesise bağlı olarak bu bariyer malzemeleri, zararlı maddelerin geri dönüştürülmüş karton ve kâğıttan geçişini etkili bir şekilde durdurmaktadır.
SEEC
SEEC Energy Store, çevre dostu bir bina teknolojisidir ve jeotermal ısıtma alanında yeni bir çözüm geliştirmiştir. Sistemin pompaları ve çevre birimleri tarafından kullanılan elektrik (örneğin güneş pilleri, rüzgâr enerjisi veya hidroelektrik gibi) karbon emisyonu olmadan üretildiği için, sistemin çevresel etkisi asgari düzeydedir ve binaların gerçekten ‘sıfır’ enerji kullanıcısı olmalarını sağlamaktadır. SEEC çözümü, kış aylarında binaların ısınmasını sağlama amacı güderek aşırı yaz sıcaklığının depolanması için sondaj deliklerini kullanmaktadır. Ek olarak ise kış soğuklarını da saklanmakta ve yaz aylarında soğutma için kullanılmaktadır. Jeo-depolama sayesinde ise de konut kooperatifleri ticari enerji alımlarını % 70, ticari mülkler ise %90 azaltarak çevreye en az zararı vermektedirler.
HİNDİSTANDA’DAKİ YEŞİL LOJİSTİK FİRMALARI
STATE BANK OF INDIA
10.000 yeni ATM’sinde eko ve enerji dostu ekipman kullanarak, bankacılık devi sadece enerji maliyetlerinde tasarruf sağlayan SBI, “Yeşil Kanal Sayacı” olarak bilinen yeşil servise girmiş ve SBI gibi birçok hizmeti de beraberinde vermiştir; kâğıtsız bankacılık işlemleri, fişsiz mevduat işlemleri, çek gerektirmeyen para işlemleri ki bu işlemler müşterileri zor duruma düşürmeden tamamının SBI alışveriş ve ATM kartlarıyla yapılması imkânını sağlamaktadır. Hindistan Devlet Bankası ise emisyonları azaltmak için Suzlon Enerji tarafından geliştirilen 15 megawatt’lık bir rüzgâr çiftliği aracılığıyla rüzgâr enerjisini kullanan ilk Hint bankası olmuştur.
INDUSIND BANK
Hindistan’daki hızlı büyüyen yeni nesil özel sektör bankaları arasında, Indusınd Bank, Yeşil Ofis Projesi kampanyasının bir parçası olarak ilk güneş enerjisiyle çalışan ATM’sini başlatmakla beraber IndusInd’in yeni solar ATM’si günde sekiz saat boyunca geleneksel enerjinin yerini çevre dostu ve yenilenebilir güneş enerjisi ile değiştirmektedir. Her yıl 1.980 kWh enerjiden tasarruf edilmekte ve eşzamanlı olarak karbondioksit emisyonlarında 1.942 kg azalma olmaktadır.
TATA CONSULTANCY SERVICES
Hindistan’ın diğer yeşil pazarlama organizasyonlarının çok ötesinde yer alan TCS, yalnızca BT organizasyonları için değil aynı zamanda üretim, mühendislik hizmetleri, ulaşım ve daha fazlası gibi disiplinler için de Yeşil BT kavramını verimlilik ve maliyet tasarrufu ile takip etmektedir. TCS, BT temelli organizasyonlar için gerekli olmayan birkaç yeşil inisiyatif uygulamaktadır. Bunlar; enerji tasarrufu (örneğin, enerji tasarruflu LED aydınlatma, sensor bazlı ışık açma / kapama, soğutma verimliliği için bina tasarımı, ihtiyaca ve yüke göre otomatik soğutma sistemi modülasyonu, aydınlatma ve pişirme için alternatif enerji), su tüketimini azaltmak (örneğin, geri dönüşüm, yağmur suyu hasadı), atık azaltma (örneğin, kağıt azaltma, biyo-atık için kompostlama ve sindiriciler) ve yakıt ve emisyon azaltma olarak sayılabilir. Çevrimiçi formlarla kâğıtsız geçiş yaparak, iş süreçleri ve iş akışları tüm işlemleri için kağıt tüketiminde önemli bir azalma sağlayan TSC, çift taraflı baskı ve yazıcı kartuşlarının geri dönüştürülmesi gibi önlemlerle de bu girişimini desteklemektedir.
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet