Tedarik Zinciri Yönetiminin Post Modern Yönetim Yaklaşımları İle İlişkisi

Tedarik zinciri yönetiminin post modern yönetim yaklaşımları ile ilişkisini anlayabilmemiz için öncelikle tedarik zinciri yönetimi ve post modern yaklaşım kavramlarını ayrı ayrı inceleyeceğiz.

Literatürde tedarik zincirinin ‘malzeme akışını ileriye doğru taşınması’ ‘ürün ya da servisi markete taşınması ittifakı’ gibi dar kapsamlı tanımları yapılmıştır. Fakat biz lojistikçiler olarak geniş kapsamlı bir tedarik zinciri tanımı yapacak olursak ürün ya da hizmetin tedarikçiden müşteriye doğru hareketini kapsayan ve bu süreç içerisindeki örgütler, insanlar, teknoloji, faaliyetler ve kaynaklar sistemlerinin bütünü olarak nitelendirebiliriz. Şimdi çok uzatmadan post modern yönetim yaklaşımları nedir ve nelerdir bununla ilgili kısa bir tanım yapıp daha sonra konumuzu derinleştirmek istiyorum. Post Modern esasında modernlik sonrası anlamında kullanılan bir kavramdır. Post Modern yönetim yaklaşımları ise tahmin edeceğiniz üzere modernlik sonrası yönetim yaklaşımları olacaktır. Bunlar nelerdir peki? Post Modern yönetim yaklaşımları; outsourcing (dış kaynak yönetimi), core competence (çekirdek yetenek), benchmarking (kıyaslama), toplam kalite yönetimi, Networks (şebeke organizasyonu), cluster (yığışım organizasyonu), reengineering (değişim mühendisliği), alliances (ittifaklar), downsizing (küçülme), yalın yönetim, virtuality (sanal organizasyonlar), JIT (Tam Zamanında Üretim) ve seri uyarlama, yeni ekonomi ve e-ticaret olarak 13 başlık altında değerlendirileceğiz.

Değişimin getirdiği en yeni kavram, teknik ve uygulamalar bugün itibarı ile ayrı bir yönetim anlayış ve yaklaşımı oluşturabilmektedir. Bu yeni yönetim kavramını oluşturan 1980’den sonra yönetim bilimlerinde sıklıkla işlenen yaklaşımlar Post Modern Yönetim Yaklaşımları olarak adlandırılır. Modern sonrası uygulamaların ortak özelliği sürekli değişim göstermeleridir.

Şimdi tek tek bu kavramların tedarik zinciri ile ilişkilerini derinleştirip inceleyelim.

1. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE DIŞ KAYNAKLARLA YÖNETİM (OUTSOURCING)

İşletmelerde yalın bir yapı oluşturmak, uygun maliyet yapısında çalışıyor olmak, verimliliği arttırmak, küçülmek, küçülerek büyümek amaçlarıyla, işletme faaliyetlerinin bir veya birkaçının başka isimlere devredilmesi olarak açıklanmaktadır outsourcing kavramı. Aslında bu kavram aynı zamanda işletmelerde devrim niteliğinde değerlendirebilecek bir kavram olmaktadır. Bu kavramda işletme faaliyetleri bazen kısmen bazen de tamamen başka işletmelere devrediliyor olabilir. Örneğin bir otel işletmesi ana faaliyetini kendi gösterip bunu dışındaki bütün faaliyetleri (temizlik, yemek vb.) başka işletmelere yaptırabilir. Dış kaynak kullanımı uygulamasının en önemli faydaları da işgücü maliyetlerini azaltması ve yaygın girişimciliği geliştirmesidir denebilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetiminde ise dış kaynak kullanımının en önemli avantajı, işletmelerin karışık lojistik faaliyetleri içeren yüklerinin hafiflemesi ile asıl faaliyetlerine yoğunlaşabilmesidir. Bir başka deyişle, lojistik dış kaynak kullanımı yapan bir firma, lojistik faaliyetlerini hem maliyeti azaltarak ve kaliteyi arttırarak başka firmaya devretmekte, hem de hâlihazırda üretmekte olduğu mal ve hizmetlerin maliyet ve kalitesine daha fazla zaman ve işgücü katalize edebilmektedir.

2. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE ÇEKİRDEK YETENEK (CORE COMPETENCE)

Günümüz organizasyonlarının yapılanma ve işleyişini etkileyen bir başka gelişme, işletme faaliyetlerinin belirli temel yetenekler etrafında toplanması anlayışıdır. Çekirdek yetenek, bir işletmeyi başka işletmelerden ayıran, işletmenin vizyonunu geliştirmede temel rol oynayan, rakipler tarafından kolayca taklit edilemeyen bilgi, beceri ve yeteneği ifade etmektedir. Çekirdek yetenek; organizasyonlarda somut ve soyut özelliği olan kabiliyetlerin, yeteneklerin, bilginin, tecrübenin, insan kaynağının ve entelektüel sermayenin şekillendirilip tesis edilmesidir. Firma tarafından pazara giriş ya da bilgi açığını kapatmada kullanılabilecek bir fırsattır. Böylelikle işletmeler geleceğe yönelik stratejilerine temel yetenekleri sayesinde odaklanabileceklerdir.

3. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE KIYASLAMA (BENCHMARKING)

Kıyaslama ya da seviye belirleme olarak da nitelendirilen kavram, ‘’işletmelerin fiili performanslarına yeni perspektifler kazandırabilmek için dışsal analizler yapması’’ olarak tanımlanabilir. Amerikan Verimlilik ve Kalite Merkezi (APQC) benchmarkingi ‘’Dünyanın her yerindeki lider işletmelere karşı kendi işletmemizi kıyaslamak ve ölçmek üzere, uygulanan ve dinilen bilgileri işletmemizin performansını arttırmak için kullanacağımız sürekli bir süreç’’ olarak tanımlanmaktadır. Benchmarking işletmelerin sürekli olarak; üretim, hizmet, süreç ve uygulamalarının rakip işletmelerle karşılaştırılması suretiyle bir derecelendirmeye ve seviye tespitine tabi tutulmasıdır. Bunun yöneticilere faydası da, fonksiyonlar arası karşılaştırma yapmak suretiyle performanstaki artış ve azalışların nedenleri hakkında bilgi vermesidir. Kıyaslamada, örgütün belirli kademeleri belirli rolleri üstlenirler. Üst kademe kıyaslama önceliklerini ve kıyaslama ortağını belirler. Orta kademe kıyaslama çalışmalarını yürütür, verileri inceler ve gerekli değişikleri saptar. Alt kademe ise kıyaslama sonucu ortaya çıkan değişikleri uygular. Toplam katılımcılık kıyaslama çalışmalarının başarıya ulaşması için toplam kalite yönetimi felsefesindeki kadar önemlidir.

4. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE TOPLAM KALİYE YÖNETİMİ

Toplam Kalite Yönetimi, modern sonrası yönetim literatüründe geniş yer edilen konulardan biridir. Özellikle 70’li yıllarda Japonların kalite devrimi ile başlayan toplam kalite yönetimi felsefe ve uygulamaları, tüm dünyada ve ülkemizde birçok firma ve kurum için başarının formülü olarak algılanmış, bu görüş ve pratiklerinin yeni bir uygarlık konsepti olduğu ileri sürülmüştür. Öncelikle Toplam Kalite Yönetimi; Temle Yeterlilik ile öz yetenekleri dışındaki iş ve süreçleri başka işletmelere devretmek suretiyle outsourcing yapmakta, bunu yaparken de hem kaynak tasarrufu hem de yapı olarak küçülmeyi sağlamaktadırlar. Ayrıca dış kaynaklardan yararlanma arttıkça ortaklık ve şebeke organizasyonları da gelişmekte ve işletmeler küçülerek daha çabuk karar verebilir hale gelmektedir. Tedarik zincirinin kalitesi şüphesiz toplam kalite yönetimi felsefesi altında, sürekli gelişme ve müşteri tatmini öngören TKY yaklaşımı ile yine stratejik amaçlardan biri müşteri memnuniyeti olan TZY ilişkisinin özel boyutları merak uyandırmaktadır.

5. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE ŞEBEKE ORGANİZASYON (NETWORKS)

Toplumdaki beşeri ilişkiler kadar, işletmeler arasındaki ilişkiler de işletme disiplininin diğer uğraş alanlarını oluşturmuştur. Şebeke organizasyon, işletmeler arasındaki ilişkilere bir organizasyon mantığı içinde bakmaktadır. Bu tür yapılanmanın temel özelliği, bir mal veya hizmeti üretebilmek için yapılması gereken iş işletmeler dağıtılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Şebeke organizasyonunun önemli özelliklerinden biri de daha önceki organizasyon yapısının karakteristik özelliği olan ‘’ komuta ve kontrol ‘’ bakış açısı yerine, hiyerarşik yapılanmasından olabildiğince uzak ve yatay ilişkiler çerçevesinde çalışan birimlerin teşkil edilmesidir. Bu anlamda lojistikte dış kaynak kullanımı uygulamaları ile performansa dayalı lojistik uygulamalarının, işletmeler arasındaki ilişkilerin sıklık ve çeşitlilik düzeyine göre uygun şekilde bir araya gelmeleri durumunda bir şebeke organizasyonunu oluşturduğu söylenebilir.

6. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE YIĞIŞIM ORGANİZASYONU (CLUSTER)

Yığışım, kelime anlamı ile ‘’ ortak özellikleri olan bir grup müşteri ya da gözlem’’ anlamına gelmektedir. Buradaki ayrım, farklı kümelere ait olan diğer müşterilerden kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Bu yaklaşımdan hareketle yığışım organizasyonunun farklı birimlerden bir araya gelerek bağımsızlık bir firmada belirli zamanlarda gruplaşan işleri ve bununla ilgili yapıyı niteleyen bir kavram olduğu rolünü üstlenmesiyle, organizasyonda sınırların kaldırılması anlamını taşımaktadır. Yığışım organizasyonu ile şebeke organizasyonlarının temel fikirleri aynı olmakla birlikte, yığışım organizasyonları daha çok bir ‘’çalışma grupları organizasyonu’’ olarak nitelendirilebilir. Yani, daha esnek ve hızlı karar alabilen, masrafı azaltmış ve küçültülmüş bir organizasyon yapısı için temel ve yardımcı fonksiyonlarla ilgili iş ve faaliyetleri mümkün olduğunca işletme dışındaki başka işletmelerden sağlamak ve bu suretle hiyerarşik kademlerin azaltılması ile organizasyonun yalın hale getirilmesi bu tür organizasyonunun amacı oluşturulmaktadır. Daha yalın bir ifadeyle, yığışım organizasyonunda değişik disiplinlerden gelen kişilerin bir grup oluşturarak sürekli veya geçici olarak, belirli işleri gerçekleştirmeleri söz konusudur.

7. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ (REENGINERRING)

“Süreç yenileme” ya da “Reengineering” adları ile de anılan Değişim Mühendisliği, işletmelerin rekabet koşullarına uyabilmeleri ve müşterilerine daha iyi, daha kaliteli, daha çabuk ve daha ucuz hizmet sunabilmeleri için işletme bünyesindeki tüm iş yapma usul ve süreçlerinin köklü bir şekilde gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılmalarını ifade etmektedir. Başka bir tanımlama ile Değişim Mühendisliği; müşterilerin gözünde işletmenin ürettiği mal ve hizmetlerin saygınlığını arttırma, kalite, maliyet ve zaman konularında köklü gelişmeler sağlayabilmek için işletmenin organizasyon yapısı ve bunu destekleyen bilgi akış sistemlerinin hep birlikte yeniden yapılandırılmasıdır. Değişim mühendisliğinde; maliyet, hız, kalite ve hizmet gibi performans düzeyinin yükseltilmesi amaçlanır. Böylece örgütün dinamik bir yapıya kavuşması yanında yenilik ve yaratıcılığın geliştirilmesi suretiyle örgütsel bir sıçrama sağlayabilecektir.

8. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE İTTİFAKLAR (ALLIANCES)

Uzunca bir süredir stratejik yönetimin olduğu kadar, lojistik ve tedarik zinciri yönetimin de sorunsallarından biri , ‘’işletmelerin değer yaratarak rekabet edebilmek için yönetiminin tedarik zincirindeki görevleri işletmenin farklı departmanları arasında iş bölümü ve koordinasyon sağlayarak -işletme içinde- dağıtan yapısı, çağdaş tedarik zinciri yönetiminde farklılaşmıştır. Günümüzde işletmeler, farklı faaliyetlerini bünyesinde bulunmayan bağımsız işletme dışı aktörler ile iş birliğinde; amaç birlikteliğinin ve stratejik olarak birlikte hareket etme düşünesinin ortaya çıkması ve bunun da bir akde dayanması durumunda, ittifaklar ortaya çıkmaktadır. İttifak, iki veya daha fazla sayıdaki bağımsız şirketin, belirli bir ticari hedef doğrultusunda iş birliği yapmak için bir araya gelmesi ile oluşan karşılıklı anlaşmaya denilmektedir. Genellikle böyle bir iş birliğinin amacı, ya girişim maliyetinin bir tek işlem için çok yüksek olması, ya da şirketlerin birbirlerini tamamlayıcı teknolojilere ve güçlere sahip olmasıdır.

9. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE KÜÇÜLME (DOWNSIZING)

Küçülme, ‘’İşletmelerin özellikle kriz dönemlerinde varlıklarını devam ettirebilmek için uyguladıkları bir şirket kurma operasyonu’’ olarak ifade edilmektedir. Koçel, bir organizasyonun küçülmesini; işletme yönetiminin bilinçli olarak aldığı kararlar ve uyguladığı stratejiler ile personel sayısını, maliyetleri ve iş süreçlerini azaltması olarak tanımlamaktadır. Bu iki tanımdan hareketle, küçülmenin; işletmelerin kriz dönemlerinden etkilenmemek hatta daha da güçlenerek çıkabilmek için hız ve esnekliklerini arttırıp maliyetlerini azaltmak için iş süreçlerinde ve personel sayısında optimuma ulaşması anlamına geldiği ifade edilebilir. İşletmelerde küçülme uygulamalarının hem ülkemizde hem de dünyada başarılı örnekleri olmasına rağmen, uygulamanın bazen işten çıkarmaları gerektirmesi gibi sosyal boyutlarının organizasyonu farklı bir şekilde etkiledikleri hala tartışılmaktadır.

10. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE YALIN YÖNETİM

Bowersox’a göre yalın lojistik, hammadde yarı mamul ve bitmiş ürünlerin hareketini en az maliyetle temin edecek lojistik sistemin kurulması ve idamesidir. Hem maliyetleri azaltarak, hem de tedarik zinciri içerisinde nihai müşteri memnuniyeti yaratarak, lojistik etkinliği sağlamak kuşkusuz kolay bir iş değildir. Yalın düşüncenin temel ilkeleri gereği faaliyetlerdeki atıl zaman ve süreçleri ortadan kaldırarak israfın önüne geçilmesi, yalın lojistiğin de temel hareket noktalarıdır. Yalın lojistik uygulamalarının yalın üretim ile ilişkili olduğu belirtilmekte ve her iki yaklaşımın da toplam kalite yönetimindeki ‘sıfır hata’ düşüncesi ile örtüştüğü anlaşılmaktadır. Bu düşünceye göre, üretimde veya yönetimde değer yaratmayan ancak maliyet kalemi oluşturan israflar tanımlanır ve süreçlerden çıkartılır. İşlemlerin tedarik zinciri içerisinde esnek davranmalarına engel teşkil edebilecek, her türlü katma değer yaratmayan faaliyetini sonlandırmak veya bir başka tedarik zinciri üyesine devretmek, yüksek yatırım ve işletme maliyetine sahip olan örneklerin taşıma, depolama ve dağıtım faaliyetlerinde verimlilik ve hizmet kalitesini arttıracaktır. Günümüzde yalın lojistik, lojistik performansı arttırma yöntemlerinden birisi olarak algılanmaktadır.

11. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE SANAL ORGANİZASYONLAR (VIRTUALITY)

Organizasyonlar küreselleşme süreci ile birlikte rekabet edebilmek, örgütsel ekinlik ve hizmet kalitesi gibi amaçlarına ulaşabilmek için yapılarını yeniden tasarımlamalıdırlar. Bilgi çağıyla birlikte organizasyonların uğraşısı icra ettiği işlevlerden çok, bu işlevleri nasıl yerine getirdiği noktasında yoğunlaşmaktadır. Globalleşmenin gerektirdiği yeni rekabet stratejisi; organizasyonları, teknolojiyi hat safhada kullanarak fiziksel sınırların ötesine çıkmaya zorlamaktadır. Sanal takım , ‘’ Ortak olarak paylaşılmış bir amacı gerçekleştirmek için, teknolojiyi kullanarak, zaman, mekân ve örgüt sınırlarından bağımsız olarak faaliyet gösteren insan grubu ‘’ olarak tanımlamaktadır. Sanal organizasyon ise; ‘’değişik coğrafi bölgelerde dağılmış, fonksiyonel ya da kültürel olarak çeşitliliğe sahip işletmelerin, belirli ürünlerin üretimi amacı ile haberleşme teknolojisi yardımıyla, birbirine bağlanan, uyumlu hale gelen ve sanki tek bir işletme varmış gibi çalışan yüksek koordinasyon becerisine sahip bir organizasyon’’ olarak tanımlanmaktadır. Sanal organizasyonların gelişi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimine ve bu yeni teknolojilerin organizasyon amaçlarına uygun olarak kullanımına yüksek düzeyde bağlıdır. Konçel’e göre sanal organizasyonların ortaya çıkma nedeni; organizasyonlarda temel yetenek ve dış kaynak yararlanma uygulamaları sonucunda şebeke organizasyonlarının gelişmesi ve bütün bu uygulamaların sanal organizasyonu yaratmasıdır.

Tedarik zincirinde farklı uzmanlıklara sahip ve farklı coğrafyalarda faaliyet gösteren tedarikçilerin sayısının dış kaynak kullanımın artması, bu hizmet sağlayıcılar ile koordinasyonun birincil olarak elektronik ortamda ve bilgi iletişim teknolojileri ağırlıklı olarak yapılması durumunda, tedarik zinciri gittikçe daha fazla bir sanal organizasyon görüntüsü vermektedir. Tedarik zincirini bir sanal organizasyon gibi görmek TZY esnekliği ve cevap verebilirlik düzeyini arttırmaktadır. Bu durumda Tedarik Zinciri Yönetimine bir sanal organizasyon mantığı ile yaklaşma, tedarik zincirinin hızlı reaksiyon verme düzeyini arttırma ya da çevik tedarik zinciri yaratma konusunda yöneticilere farklı stratejik araçlar kullanma şansı tanıyacaktır. Diğer taraftan çoklu tedarikçilerle bilgi iletişim temelli yüksek koordinasyon sağlama, tedarik zincirinin entegrasyonunu kolaylaştıracaktır.

12. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ – TAM ZAMANINDA YÖNETİM (JIT) VE SERİ UYGULAMA

Son yirmi yıldaki gelişmeler, işletmelerin fonksiyonel alanları ile ilgili yeni uygulamaların ortaya çıkmasına yol açmış, özellikle üretim fonksiyonunda; hem işletmelerin rekabet gücünü arttıracak, hem de müşteri isteklerine en kısa sürede cevap verecek yeni tekniklerin uygulamaya konulmasına neden olmuştur. Bu gelişmeler bağlamında seri uyarlama; hem standart, hem seri imalattan vazgeçmeyerek ürünü müşterinin isteklerine göre uyarlama olarak tanımlanmaktadır. Bir başka ifadeyle seri uyarlama, seri imalattan taviz vermeksizin, bir malı müşterinin istediği şekilde farklılaştıran, bunu seri bir şekilde yapabilen ve çok sayıda üretebilen teknolojinin adıdır. Müşterinin istediği miktardaki ihtiyacını ”daha hızlı’’ ya da ‘’en hızlı’’ karşılaşma eğilimi, zaman temelli rekabetin küresel düzeyde önem kazanması paralelinde, seri uyarlama uygulamalarının da artmasına yol açmıştır. Zamana endeksli rekabet için firmaların araştırmaları, başlangıçta JIT ve FMS gibi yeni imalat metotlarını hızlı bir şekilde benimsenmesine yol açmıştır. Kullanılan bu metotlar, imalat temin sürelerini azaltarak ve kaliteyi arttırarak tedarik zinciri performansında önemli iyileşmeler sağlamıştır. Gittikçe farklılaşan tüketici profili ve buna endeksli belirsiz talep ortamında, tedarik zinciri sürecinde çok miktarda sipariş ve üretim yükü olması, firmaların stok riskini arttırmış, bazen de maliyet etkin olmaya üretim ve envanter politikalarının uygulanmasına neden olmuştur.

13. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ – YENİ EKONOMİ VE E TİCARET

1980’lerin ortasından itibaren uluslararası ticaret alanında yaşanan gelişmelerin günümüzde yorumlanması, yeni ekonomi kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu kavram çoğu kez; e-ticaret, dijital ekonomi, bilgi ekonomisi ya da internet ekonomisi gibi kavramlarla birlikte anılmaktadır.

Yeni ekonominin dört temel özelliğinden söz etmek mümkündür. Bunlar;

  1. Dijitalleşme (internet ekonomisi ve elektronik ticaret)
  2. Araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması
  3. Küreselleşme
  4. Kurumların insan kaynaklarına dayalı yeniden yapılanmasıdır.

Yeni ekonomi, bilginin elde edilmesi, işlenmesi ve dönüştürülmesi ile birlikte dağıtımı süreçlerini kapsar. Bu üç temel süreç bilgisayar sisteminin fiziksel araçları ile birlikte insan yardımı ile bütün süreci kontrol eden yazılım sistemi sayesinde işler. Yeni ekonomide ürün ve hizmetlerin en önemli özelliği, bilginin temel üretim faktörü olarak ön plana çıkmasıdır. Yeni ekonomi, beşeri sermaye ve fiziksel sermaye ile entelektüel sermayeyi güçlü bir şekilde tamamlayan bir rol üstlenmektedir. E-Ticaret ayrıca, ekonomik krizlerde rekabet üstünlüğü kazandıran bir işletme stratejisi olmaya başlamıştır. Örneğin Çin’in global ekonomik krizlerden büyüyerek çıkmasının nedenlerinden birinin de e-ticaret kapasitesi olduğu belirtmektedir. Yeni ekonomi sayesinde, gelecekte firmalar bugün olduğundan çok daha fazla düzeyde e-ticaret olarak adlandırılan faaliyete ürünlerini internet aracılığıyla pazara sunacaklardır. İnternet, bilgi ve iletişim teknolojilerinde elde edilen hızlı gelişmeler beraberinde lojistik sektöründe de önemli değişimler yaratmıştır. Önceleri e-ticaret, sadece mevcut süreçleri ve bulunduğu iş akışını otomatikleştirmişti. Örneğin bir satın alma emrini internet üzerinden gönderebiliyor, fatura ödeyebiliyor veya e-mail yoluyla iletişim kurabiliyordunuz. Günümüzde ise işletmeler, özellikle değer yaratan tüm e-uygulamaları ile olayların senkronizasyonu ve lojistik faaliyetleri hızlandırarak, doğru vermeye katkı sağlamaktadırlar. Bu konudaki gelişmeler, e-ticaret uygulamalarının işletmeler için stratejik bir üstünlük yarattığı kadar, finansal bir statü ve saygınlık imajı da yarattığını göstermektedir. Geniş kapasiteli yük gemileri, büyük kargo uçakları, demir yolu taşımacılığında büyük değişimler, GPS ağı ile donatılmış son sistem yük kamyonları, standart hale getirilmiş konteynerler ve kapasitesi oldukça geniş depolarda, barkod ve RFID sistemleri kurulmaya başlanmıştır. Dahası e-ticaret geliştikçe RFID uygulamalarının çok daha ileriye gideceği ve Tedarik Zincirinin güvenliğini sağlamada önemli bir araç olabileceği belirtilmektedir. Bilgi teknolojisinde meydana gelen bu değişimlerle beraber lojistik sektörü de eskisinden çok daha fazla internet kontrollü olarak yönetilmeye başlanmıştır.

KAYNAKÇA

  • RAMAZAN ERTURGUT – LOJİSTİK VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
  • ALİ AKDEMİR – VİZYON YÖNETİMİ
  • EROL EREN – YÖNETİM VE ORGANİZASYON
  • MUAZZEZ BABACAN / ENGİN DENİZ ERİŞ – POST MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI (MAKALE) 

Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*