Lojistiğin işletmenin performansı, varlıkların getirisi gibi konular üzerinde önemli bir etkisi vardır. Lojistiğin amacı; hızlı dağıtım yapmak, maliyeti düşürmek, verimi artırmak ve stokları azaltmak olmakla birlikte en temel amaç müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Maliyeti düşürmek ve müşteri memnuniyetini en iyi şekilde sağlayıp kar oranlarını artırmak için teknolojinin yeniliklerinden yararlanmak burada önemli bir konu olmakta.
Teknolojik imkanların gelişmesi her alanda olduğu gibi lojistik yönetiminde de yenilikleri beraberinde getirmiştir. Tedarik zinciri içindeki ürün ve hizmetin başlangıç noktasından tüketildiği son noktaya kadar gerçekleşen depolama, planlama, uygulama ve kontrol etme süreçlerinin hepsini kapsayan lojistik yönetimi, teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte kendine yeni uygulama alanları bulmuştur. Bu uygulamaların hayata geçirilmesiyle birlikte farklılaşan lojistik süreçler, firmaların artan rekabet ortamında ayakta kalabilmesinde, müşterilerin satış esnasında ve satış sonrasında aldığı hizmet düzeyinde, üretim öncesi, üretim sırasında ve üretim sonrası etkinliklerin verimliliğinde önemli rol oynamaktadır. Üretim imkanlarının her geçen gün artması sonucunda teknolojiyi iyi kullanan ve süreçlerine dahil edebilen firmalar ön plana çıkmıştır. Şirketler kendi lojistik faaliyetlerini doğrudan etkileyen teknolojik yenilikleri iş süreçlerine entegre etme gayreti içindedirler. Bu entegrasyonu başarıyla gerçekleştirebilen firmalar rekabet üstünlüklerini ve piyasadaki konumlarını koruyabilmektedir. Bu yeni teknolojilerin hayata geçirilebilmesi için firmaların üst düzey yöneticilerinin süreçlerin işleyişinin geneline hakim olması ve yenilikçi teknolojileri faaliyetlerine entegre etmesi durumunda firmaya getirilerini öngörebilme yetisine sahip olmaları gerekmektedir.
Nüfusun hızla artması, toplumsal değişimle birlikte çoğalan ihtiyaçlar ve endüstrileşmenin hız kazanması ile birlikte 1950’lerden itibaren büyük atılımlar kaydeden lojistik sektörü; bu değişime ayak uydurmaya çalışırken gelişen teknolojinin sunduğu kaynakları olabildiğince çok kullanmak için büyük yatırım yapmaktadır. Lojistiğin 4 ana gündemi olan doğru ürünün, doğru yer, doğru zaman ve kabul edilebilir maliyet ile teslim edilmesi teknolojik yeniliklerden ve teknolojinin kolaylığından yararlanmayı gerektirir.
Lojistik ve teknoloji arasında ki ilişki giderek artmakta ve sektörün ihtiyaçlarına göre gelişim göstermektedir. Haliyle şirketler arasındaki rekabetinde her geçen gün arttığını göz önünde tutarsak lojistikte kullanılan farklı teknolojiler sıklıkla tercih edilir hale gelir. Gerçekleştirilecek operasyonlar için karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu başta olmak üzere farklı taşımacılık modları, ürünlerin özelliklerine, ağırlıklarına ve boyutlarına göre tercih edilmektedir. Taşınacak olan ürünlerin özel kargo statüsünde olması durumunda ise taşımacılık sırasında bazı noktalara özellikle dikkat edilmelidir. Ürünlerin tehlikeli olarak tanımlanan patlayıcı veya yanıcı özelliklere sahip olmaları durumunda özel araç ve ekipmanlar kullanılmaktadır. Son dönemde sıklıkla gerçekleştirilen bozulabilir ürün taşımalarında, taşınan ürünü dış ortam şartlarından koruyacak taşıma araçları kullanılmalıdır. Ürünlerin taşınmasında kullanılan bu tarz araçların teknolojiyle yakından bir ilişkisi vardır.
LOJİSTİK YÖNETİMİNDE TEKNOLOJİNİN YERİ VE ÖNEMİ
Lojistik yönetimini etkin bir biçimde uygulayan firmalar tedarik, depolama ve dağıtım süreçlerini teknolojiyi kullanarak daha iyi yönetebilmekte, bu bakımdan teknolojiyi hedeflerine ulaşmak için iş süreçleri ile bütünleşmiş yardımcı bir araç olarak değerlendirmektedirler. Lojistik süreçlerde verimlilik, karlılık ve rekabet gücü iş süreçlerinde kullanılan teknolojilerle doğrudan ilişkilidir. Bu konuda öncü firmalar yenilikçi teknolojilere yatırım yaparak süreçlerini daha optimize ve elverişli duruma getirmektedirler. Lojistik yönetiminde teknolojinin kullanılması işletmeye aşağıdaki faydaları sağlanmaktadır:
- Depoya giriş yapan ürünlerin hangi rafa yerleştirileceğini barkod eşleştirme sistemiyle hatasız bir şekilde gerçekleştirme,
- Siparişlerin ve araçların takibine imkan sağlanarak müşteri ve işletmenin eş zamanlı olarak bilgilenmesi,
- Müşterilere işletme ile ilgili birimlere ulaşabilme imkanı sunarak kuruma duyulan güven duygusunun artırılması,
- Tedarikçi ile iletişim kurmaya ihtiyaç duymadan online hizmet aracılığıyla müşterilerin ürün seçerek sipariş verebilmesi.
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇLARI
Ticaretin gelişmesi ve globalleşme ile birlikte piyasalardaki rekabet artmış ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte lojistik sektöründe duyulan ihtiyaçlar da çeşitlilik göstermeye başlamıştır. İhtiyaçların yanında ortaya çıkacak olası problemlerin çözümü için de teknolojiden faydalanılmasına sıklıkla rastlanmaktadır. Lojistikte teknoloji, sektörün istek ve ihtiyaçlara hızlı ve pratik şekilde cevap vermeye çalışmaktadır. Teknoloji kullanımının önemli adımlarından biri, lojistik süreçlerinde kullanılan belgelerin dijital ortama aktarılması ve saklanmasıdır. Bu aşamada verilerin güvenliği ve geçerliliğinin kontrol edilmesi bilgi güvenliği açısından oldukça önemlidir. Kullanılan teknolojik araçlar arasında kurumsal kaynak yazılımları kullanılması ve kullanılan sistemler arasında gerekli entegrasyonların sağlanması da bulunmaktadır. Ürünlerin özelliklerine ve sevkiyat güzergahlarına göre farklı taşıma yöntemleri, aynı sevkiyat hattında kullanılabilmektedir. Tercih edilen farklı taşımacılıkların modları, yapıları gereği farklılık gösterdiği için her birinin ayrı mevzuatı ve belgeleri bulunabilmektedir. Diğer tüm işlemlerin ve gümrük işlemlerin dijital ortama aktarılması ve kolaylaştırılması lojistik sektöründe teknoloji kullanımı ile mümkün hale gelmektedir.
DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİNDE TEKNOLOJİK YENİLİKLER
Arz ve talebin birebir eşleşmemesinden kaynaklanan depolama faaliyeti, üreticilerle müşteriler arasındaki kesintisiz bağı sağlayan önemli bir faaliyettir. Günümüzde depolamacılıkta gelinen noktada ürünlerin en hızlı şekilde depolanıp, raflardan yine en hızlı şekilde nasıl ulaşılabileceği sorularına akıllı depolama ve raf sistemleri ile yanıt aranmaktadır. Alandan maksimum şekilde yararlanarak tasarruf sağlamak, insan gücüne olan ihtiyacın en aza indirilmesi, ürünlerin kaydının anlık olarak tutularak takibinin yapılması, ürün hasarlarının minimize edilmesi ve envanter kontrolünün arttırılması gibi faydalardan yararlanılmak istenmektedir. Amazon, Alibaba gibi iş hacmi çok büyük boyutlardaki küresel ölçekli firmalar süreçlerini daha iyi yönetebilmek için depolarında otomasyona büyük önem vermekte; akıllı raf sistemleri, RFID tabanlı kontrol sistemleri ve depo içi taşımacılıkta robotlardan faydalanmak gibi yenilikçi çözümlere başvurarak verimliliği arttırmaya çalışmaktadırlar.
TAŞIMACILIKTA TEKNOLOJİK YENİLİKLER
Ürünlerin aynı lokasyonda üretilip tüketilmesi çok nadir bir durum olduğundan taşıma lojistik süreçlerde kilit bir role sahip olup, en önemli maliyet bileşenlerinden birisidir. E-ticaretin yaygınlaşması ve ürünlerin müşterilere çok kısa sürelerde ulaştırılmasının artık bir hizmet anlayışı haline gelmesiyle birlikte taşımacılık süreçlerinde teknolojinin aktif olarak kullanılması bir zaruret haline gelmiş durumdadır. Taşımacılık faaliyetlerinde firmanın sahip olduğu araç filolarını merkezi elden takip edebilmek, olası sorunları anlık olarak gözlemleyip reaksiyon gösterebilmek için filo takip sistemlerinin kullanılması günümüzde önem kazanan bir teknolojik altyapıdır. Bu teknoloji ile geçişe yönelik olarak da araç durum raporu, anlık konum bilgisi, aracın o anki hız bilgisi gibi önemli verilere ulaşılabilmektedir. Ulaşım sektöründeki gelişmelerin lojistik taşımacılığa etkilerinden birisi de Mercedes firmasının Future Truck projesidir . Bu proje ile firma, şehirlerarası karayollarında otomatik pilottan faydalanarak araçlarda şoförlerden kaynaklı kaza olasılığını en aza indirecek donanımla taşımacılık sürecini daha verimli hale getirmek istemektedir. Tesla firmasının bir projesi olan Semi model elektrikli kamyon , muadillerine göre yakıt tüketimi, aerodinamik katsayı, menzil gibi üstün özelliklerle inovatif bir bakış açısı sunmaktadır. Yakın zamanda drone kullanarak ilk ürün teslimatını gerçekleştiren Amazon firması bu alanda da önemli yeniliklere imza atmaktadır . Drone ile teslimatlarda özellikle şehir içindeki bölgelerde iniş ve kalkış yapmanın hem maliyet hem de teknik olarak olumsuzluklar barındırmasından dolayı bu duruma çözüm olarak müşterinin adresine havadan dikey olarak paraşüt aracılığıyla bırakılması planlanan ürün fikri de bu alandaki bir diğer inovatif yaklaşımdır. Drone ile teslimat konusunda başarılı testler gerçekleştiren Amazon’un, paraşütle ürün teslimatı patentini de alması drone ile teslimat konusundaki kararlığını göstermektedir. Akıllı ulaşım sistemlerinin günden güne yaygınlaşması ile birlikte hayatımıza giren bir diğer kavram sürücüsüz araçlardır. Yapay zekadan faydalanarak otomatik sürüş deneyimi yaşatan bireysel araçların yanında toplu taşıma araçlarında da sürücüsüz seferler gerçekleştirilmeye başlanmış durumdadır. Türkiye’de sürücüsüz metro olarak “Üsküdar – Ümraniye – Çekmeköy” hattının kullanılmaya başlanması bu alandaki önemli bir gelişmedir.
AMBALAJLAMADA TEKNOLOJİK YENİLİKLER
Tüketici alışkanlıklarının değişmesi ile birlikte ambalajlama alanında da yenilikçi çözümler ortaya çıkmıştır. Aile yapısının küçülmesi ve buna bağlı olarak tüketilen gıda miktarlarının azalması, çağdaş iş yaşamının hızlı tüketimi zorunlu hale getirmesi kullanılan ambalajlarda çeşitliliğe neden olmuştur. Meyve ve sebzelerin etiketlenmesinde yeni bir yöntem sunan LaserFood firması çevreci bir çözüm ile karşımıza çıkmaktadır. Plastik kullanımı gerektirmeden lazer etiketleme ile ürünün üretim bilgileri, sağlık verileri, firmanın logosu gibi pek çok bilgi meyve sebzelerin üzerine işlenebilmektedir. İşlemin hassasiyetini anlamak açısından kivi ve şeftali gibi kabuğu ince ve hassas meyvelerde dahi etkili bir şekilde kullanılabilmesi teknolojinin etkinliği hakkında önemli bir fikir vermektedir. Patenti Easysnap firmasında bulunan ve tek kullanımlık paketleme tasarımı ile ön plana çıkan ambalajlama teknolojisi bu alandaki bir diğer yenilikçi çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemde uluslararası markalar tarafından tek porsiyonluk paket ambalajı olarak kabul gören bu teknoloji, tek el kullanım kolaylığı ve ambalaj içindeki ürünün tamamının kolaylıkla dışarı aktarılabilmesi gibi özellikleri ile ön plana çıkarmaktadır.
LOJİSTİKTE YENİ BİR DÖNEM: YAZILIM TEKNOLOJİLERİ
Lojistik yazılım teknolojileri, lojistik kaynaklarının etkili ve verimli kullanımını sağlayarak daha hızlı ve güvenli bir lojistik süreci gerçekleştirilmesini hedeflemektedir. Ticaretin hem ülke içinde hem de ülke dışında hız kazanmasıyla birlikte şirketler arasındaki rekabet artmış ve hem ürünlerin üretilmesi hem de bu ürünlerin ilgili yerlere ulaştırılması önem kazanmaya başlamıştır. Bu noktada devreye giren lojistik yeni teknolojiler ile sevkiyatların hızlı ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Kullanılan yazılım teknolojileriyle ürünlerin üretim aşaması takip edilebilir, ürünler kolay bir şekilde ayrıştırılabilir, stok miktarları anlık olarak takip edilebilir, paketlenebilir ve gerekli yerlere ulaştırılmak üzere sevk edilebilir. Gelişmiş teknoloji sayesinde aynı zamanda bu ürünlerin sevkiyat aşamasındaki konumları takip edilebilir. Böylece herhangi bir sorun olması durumunda hızlı ve kolay bir şekilde müdahale edilebilir.
LOJİSTİKTE TEKNOLOJİNİN İZLERİ
Taşımacılık teknolojileri, her geçen gün gelişmekte ve yeni taşıma türlerine ayak uydurmaktadır. Taşımacılık sistemleri ve teknolojileri arasında yerini alan otomasyon ve bilişsel teknoloji, lojistiği daha profesyonel ve pratik bir hale getirmektedir. Sevkiyat, teslimat, ürün hareketlerinin planlanması ve düzenlenmesi, rota planlamasının yapılması, araç ve yük takibi gibi pek çok taşıma aşaması akıllı uygulamalar ve özel geliştirilmiş yazılımlar ile sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu bilgi teknolojilerinin kullanılması ile operasyon süreçlerinin yönetilmesi sağlanarak müşteri memnuniyetinin de arttığı gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra depo sayımlarında droneların kullanılması, yoldaki tehlikeler hakkında önceden bir fikir sahibi olabilmek için sanal gözlüklerin kullanılması, sürücüsüz kamyon ve otonom gemiler ile ilgili çalışmalarının sürdürülmesi lojistik sektöründeki diğer teknolojik izler olarak sıralanabilir.
E-LOJİSTİK YAZILIMLARI
Son 20 yılda dünya ekonomisi için son derece önemli bir hale gelen e-ticaret sektörü, kendi içindeki dinamikler dolayısıyla lojistik sektörünü de dönüştürüyor. Hızlı, efektif ve verimli çözümlerin her zamankinden daha önemli hale geldiği e-ticaret sektöründe işlerin sorunsuz şekilde ilerlemesi ise akıllı lojistik yönetiminden geçiyor. İşte EDI yani (Electronic Data Interchange) Türkçe açılımı ile “Elektronik Veri Değişimi Yazılımları”, yeni nesil lojistik yönetiminin vazgeçilmez bir unsuru. EDI sistemleri sayesinde ticari işletmeler, birbirleriyle kurdukları ticari ilişkiye dair dokümanları belirli bir standart kapsamında tamamen elektronik ortamda paylaşabiliyorlar. Böylece firmalar kağıt bürokrasisinden, zamandan ve insan kaynağı kullanımından fark edilir oranda tasarruf ediyorlar. Ayrıca tüm bilgi akışının yedekli şekilde sistem üzerinde kaydedildiği EDI yazılımları sayesinde dosya kaybı, bilgi akışında aksama gibi sorunlar da ortadan kaldırılmış oluyor.
Lojistik yönetiminde ezberleri bozan bir diğer e-lojistik yazılımı da ERP yani “Kurumsal Kaynak Planlama Sistemleri”dir. ERP (Enterprise Resource Planning), işletmelerin mal veya hizmet üretiminde kullandığı malzeme, makine ve işgücünün bir araya getirilerek verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan yazılım ve sistemlerdir. Satın alma, insan kaynakları, muhasebe, risk yönetimi gibi farklı iş yönetimleri sistem üzerinde bir araya getirilmekte ve finansal planlama oluşturulmaktadır. ERP sistemi sayesinde bir işletmenin tüm verileri tek bir sistemde toplanmaktadır. Bu sebeple veri yenilemesinin önüne geçilmekte ve veri doğruluğu sağlanmaktadır. Günümüzde birçok işletme ERP sistemi ile yönetimini desteklemektedir.
ARAÇ TAKİP SİSTEMLERİ
Lojistiğin en önemli alt dallarından biri olan taşımacılık; teknolojik gelişmeler sayesinde artık geçmişe oranla çok daha hızlı, güvenli ve kârlı şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bu değişimin en büyük sebebi ise tabii ki GPS teknolojileri ile çalışan araç takip sistemleri. Son derece ulaşılabilir başlangıç maliyetleri ile filolara entegre edilen mobil araç takip sistemleri sayesinde, filodaki herhangi bir aracın konum ve durum bilgilerini grafiksel ve metin olarak bilgisayar ortamında görüntülemek ve söz konusu araçlar hakkında konum ve veri analizlerini birbirleri ile ilişkilendirerek verimli hale getirmek sadece birkaç saniye alıyor. Ters lojistik iade işlemlerine de hız kazandıran araç takip sistemleri aynı zamanda işletmelerin yakıt maliyetlerinde de dramatik düşüşler sağlıyor.
RFID TEKNOLOJİLERİ
Ürünlerin depoya hangi araçla ne zaman giriş yaptığını; operasyonun hangi personel tarafından yapıldığını ve o ürünlerin tam olarak nereye yerleştiğini ve benzeri birçok bilgiyi sağlayan otomatik tanıma sistemleri, lojistiğin özellikle depo yönetimi kısmında önemli bir yer tutuyor. İşte bir okuyucu ve bir mikroçipte dijital bilgiyi tutan bir antenden oluşan; cisimleri radyo dalgalarını kullanarak tanımlayan ve aldığı radyo sinyallerini dijital bilgiye dönüştürerek bilgisayar sisteminde anlaşılacak şekle dönüştüren RFID sistemleri, bahsettiğimiz tüm bu bilgileri sağlayan teknolojiler arasında yer alıyor. Günümüzde karekod (QR Code) uygulamaları ile birlikte de kullanılan bu teknoloji sayesinde işletmeler işçilik maliyetlerinden, kayıp malların getirdiği mali yüklerden ve zaman sarfiyatından kurtulmuş oluyor.
LOJİSTİKTE MAKİNELERİN ÇAĞI: M2M TEKNOLOJİSİ
Mobil teknolojilerin hayatımıza kattığı en önemli yeniliklerden biri olan M2M (Machine to Machine) teknolojileri, lojistik yönetiminin vazgeçilmezi olarak kabul edilmekte. M2M yani makineler arası iletişim, cihazlar için geliştirilen akıllı boardlar sayesinde cihazların uzaktan izlenmesini, yönetilmesini ve birbirleriyle iletişim kurabilmesini sağlıyor. Kullanım alanının genişliği ve iş modellerinde yarattığı değişiklikler nedeniyle M2M, bireylerin ve şirketlerin hayatını ciddi biçimde değiştiriyor, lojistik sektöründe insan kaynağı tasarrufu sağlanmasının önünü açıyor ve aynı zamanda servis verimliliğini de artırıyor. Lojistik alanında kullanılan örnek M2M uygulamaları arasında filolarda bulunan araçların arıza / bakım takiplerinin yapılmasını; depolardaki hava sıcaklığı nem oranı gibi kritik değerlerin an be an ölçümlenmesini veya soğuk zincir operasyonlarında ortaya çıkabilecek aksiliklerde otomatik olarak aksiyon alan sistemleri örnek göstermek mümkün.
ROBOTİKLERİN LOJİSTİK VE TEDARİK ZİNCİRLERİNDE KULLANIMI
Gelecekte robotların daha gelişmiş yapay zekâ ile donatılarak daha akıllı makineler haline gelmeleri ve otonom davranış gösterebilme kabiliyetine erişmesi halinde lojistik alanında robotik sistemlerin kullanılmasında bir patlama yaşanacağı bugünkü gelişmelere bakıldığında kolaylıkla söylenebilir.
Konteynır elleçleme robotları giderek artan bir ivme ile yaygınlaşmaya başlamıştır. Daha da önemlisi sağladığı hız ve etkinlik düzeyi dikkate alındığında lojistik süreçlerde fayda yaratacak bir yarı-robotik sistem olduğunu ispatlamıştır. Gelecek yıllarda daha da geliştirilmesi ve otonom bir karakter kazanması ile birlikte elleçleme süreçlerinde daha etkin kullanılabilen ve insan faktörüne bağımlılık göstermeyen makinelere daha sık rastlanılabilir.
Lojistik süreçlerde kullanılabilecek bir diğer robotik sistem de hareketli toplayıcı robotlardır. Sipariş toplama robotları ile bir takım benzerliklere sahip olsalar da temel farkları rafları hareket ettirmeksizin ve sabit bir hareket yoluna gereksinim duymaksızın depo sahası içerisinde serbestçe dolaşarak ürün toplama işlevi gerçekleştirmesidir. Şu an için ticari olarak lojistik süreçlerde kullanılmasa da yakın bir gelecekte lojistik süreçlerin birçok yerinde görev üstlenebilecek potansiyele sahip sistemlerdir.
Lojistik sektörünün yeni robotu Strech ile tanışın!
Geçtiğimiz yıllarda Hyundai tarafından satın alınan robotik şirketi Boston Dynamics, koli taşıma ve yükleme işlemleri için geliştirdiği yeni robotu tanıttı. Saatte 800 hareket kabiliyetine sahip olan robot, 2022 yılında piyasaya sürülmeyi bekliyor. Yürüyen bantların olmadığı depolarda görev alması beklenen robot ağır kolileri taşıyabildiği ve araçlara yükleyebildiği ifade edildi. En önemli konu ise bu robotun büyük maliyetler gerektirmeden hedef odaklı tasarlandığının altı çizilmiştir.
LOJİSTİK SEKTÖRÜNDE OTOMASYON VE BİLİŞİM TEKNOLOJİSİ
Teknoloji ve otomasyon hayatımızın her alanında olduğu gibi lojistik sektöründe de hayatı kolaylaştıran teknolojiler sunuyor. Mal hareketlerinin planlanması, sevkiyat, teslimat, mal bedellerinin tahsili, iade mallar, rota planlaması, araç takibi gibi pek çok alanda özel geliştirilmiş yazılımlar ve akıllı uygulamalar işleri kolaylaştırıyor. Bilgi teknolojilerine sahip işletmelerin operasyon maliyetleri düşüyor, müşteri memnuniyeti artıyor, rekabet gücü yükseliyor, zaman ve emek kaybı da önlenmiş oluyor. Üretilen hizmetin düşük maliyet ve tam zamanında doğru noktaya ulaştırılması otomasyon sisteminin önemini ortaya çıkartıyor. Ürünlerin üretim aşamasından depoya gelişi, burada sınıflandırılması, mağazaya gönderilmesi gibi süreçler zaman, dikkat ve iş gücü gerektiren işlemler. Bir otomasyon sistemine sahipseniz, ürün depoya girişinden itibaren otomatik olarak izleniyor, sınıflandırılıyor ve depolanıyor. Böylece hata yapma riskiniz ve iş gücü ihtiyacınız ortadan kalkmış, operasyonu çok daha hızlı ve kısa bir sürede tamamlamış oluyorsunuz. Bütün bunlar otomasyon ve bilişim teknolojilerinin lojistik sektöründe mutlaka kullanılması gereken önemli bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
DEPO SAYIMLARINDA DRONE’LAR KULLANILACAK
Taşımacılık sektöründe depo sisteminin düzgün yapılması önem arz etmektedir. Depolardaki malların sayımını hatasız ve hızlı yapabilmek için drone kameraların depodaki malları saydığı ve belirli bir düzende kaydettiği, bu sayede çalışanların başka işlerle meşgul olması için çokça zamanın kaldığı bir sistemi geliştirilmekte.
UPS EĞİTİM İÇİN (VR) GÖZLÜKLERİ KULLANIYOR
UPS firmasının sanal gerçeklik (VR) gözlüklerini kullanarak yoldaki olası tehlikeleri tespit etmek amacıyla çalışanlarına eğitim vermeyi söylediği bilinmekte. Sanal gerçeklik gözlükleri kullanarak akılda kalıcı bir eğitim içeriği oluşturulurken, diğer yandan kuryelerin şehrin sokaklarında sürüş deneyimi canlı bir şekilde yaşamaları sağlanıyor.
SÜRÜCÜSÜZ KAMYON VE İNSANSIZ GEMİLER YOLDA
İngiltere’de kısmen sürücüsüz kontrol edilen kamyonlar test sürüşüne başladı. Test pistlerinde yapılan deneme sürüşleri 2018 sonundan itibaren ana yollarda yapılacak. İnsan kaynaklı hataları ve maliyetleri en aza indirmek amacıyla gemicilik şirketleri insansız gemi çalışmalarına hız veriyor.
Değişen dünyanın rekabetçi iş dünyasında ayakta kalabilmek için yeniliklere açık olmanın gerekliliği ortadadır. Buradaki belirleyici unsur, gelişen teknolojiye ayak uydurmak zorunda kalmak yerine o teknolojiyi getiren ve öncülük eden pozisyonda olma vizyonuna sahip olmaktır. Ar-ge yatırımları ve altyapı gerektiren bu tarz kararların uzun vadede kazanımları göz önünde bulundurularak firmaların bu alanlara yönelmesi, her ne kadar ilk bakışta riskli gibi gözükse de, doğru bir planlama ve ileri görüşlülük olduğu değerlendirilmektedir. Bu vesileyle sektöre yön veren pozisyonuna gelmek mümkün olabilecektir. Yakın geçmişte küresel çaplı firmaların inovatif teknolojileri iş süreçlerine dahil etmeleri ve bunun sonucunda elde ettikleri getiriler de bu durumun en somut kanıtıdır.
Her ne kadar inovatif ve yüksek yatırım gerektiren yeniliklere küresel firmalar öncülük ediyor olsa da bu teknolojileri yakından takip etmek, organizasyon süreçlerine süratle entegre etmek tüm firmaların rekabetçi ortamda hayatta kalabilmesi için olmazsa olmaz bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Gelecekte, burada bahsedilen teknolojilerin ne kadar etkin olarak kullanıldığı, lojistik sektörüne ne tür katkılar sağladıklarına ilişkin yapılacak ampirik çalışmalar literatüre önemli katkılar sağlayacaktır.
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
One response
Harika bir yazı emeğinize sağlık.