Hepinize Tekrardan Merhaba,
Lojistiğin Türkiye ve Dünya Genelinde Tarihçesi konusunda sizleri bilgilendirmek istiyorum.
Lojistik dediğimiz zaman hemen hemen herkesin aklına gelen ilk fikrin taşımacılık, nakliye olduğundan hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Dünya genelinde lojistik kavramı ve anlamı Türkiye’ye nazaran daha erken tanınmış olsa da kavramın ne anlama geldiğini, hangi alanlarla hayatımıza girdiğini, dünyada ve ülkemizde gelişme sürecini elimden geldiğince sizlere aktarmaya çalışacağım.
LOJİSTİK NEDİR?
Öncelikle lojistiğin kelime kökenlerine inmenin bize faydası olacağını düşünüyorum.
Yunanca: Logisticos kelimesinden türemiş olup, hesap, hesapta beceri anlamına gelmektedir.
Almanca: Unterbringungswesen kelimesinden türemiştir.
Fransızca: Logistique kelimesinden türemiş olup, askeri anlamda strateji ve savaş felsefesi anlamında kullanılmıştır.
Türkçe: Türkçede kullanılan lojistik sözcüğü yunan kökenli logistikos sözcüğünden dilimize gelmiştir.
Lojistik kelimesi ilk olarak Yunan uygarlığında askeri alanda ortaya çıkmıştır. Bir önceki kelime kökenlerinden bahsederken Fransızcada da askeri alanda kullanıldığını görmüş olduk.
Askeri anlamdaki lojistiği düşünelim. Bir Türk ordumuz var ve bu ordu binlerce kilometre uzaklıkta başka bir ülkede savaş veriyor. Bu ordunun ihtiyaçlarının tedarik edilmesi gerekir. Bu ihtiyaç tedariği ise doğal olarak bir lojistik planlaması ile hayata geçer. Bu örnekle fark ediyoruz ki lojistik, aslında insanlık tarihi kadar eskiye dayanan bir sektör.
LOJİSTİĞİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Lojistik, insan toplumunun gelişmesinde gerekli olan bir bileşen olarak varlığını kanıtlamış, bu tarihsel gelişimde ise bazı önemli teknolojik gelişmeler rol oynamıştır. Nasıl ki ateşin buluşu insanoğlunun korunmasında önemli bir rol oynamışsa, tekerleğin icadı da uygarlığın gelişmesinde önemli bir faktördür. Aynı zamanda lojistik stratejisinin temelini oluşturan ulaşım kavramını insanoğlunun hizmetine sunmuştur. Bu icada bağlı olarak gelişen taşımacılık binlerce yıl içinde küreselleşmenin de itici gücüyle etkin faktör haline gelmiştir. Dolayısıyla insanlığın son 5000 yıldaki gelişiminde, lojistik önemli bir rol oynadığını söylemek yanlış olmaz.
LOJİSTİĞİN EVRİMİNDE ÖNEMLİ TARİHSEL OLGULAR
M.Ö 2700’ler: Mısır Piramitlerinin Yapımı, Taşıma Teknolojisi. (Tonlarca ağırlıktaki taş bloklar şantiyeye taşındı ve birleştirildi.)
MÖ 300’ler: Devrimci Yunan kürek gemileri. (Kıtalararası ticaretin temeli atıldı.)
MS 700’ler: Cordoba’daki ünlü Mezquita Camii inşaatı. (Sütunlarının tedarik lojistiği ile İslam imparatorluğunun her yerinden İspanya’ya getirildi.)
1200’ler: Hamburg- Almanya Hansa Birliği olarak bilinen uluslararası ağ. (Denizde seyahat etmeyi daha güvenli hale getirmek ve yurtdışındaki ticari çıkarlarının temsil edilmesi için Kuzey Denizi’nde bir üs olarak kuruldu.)
1500’ler: Avrupa’da ilerici posta servisi, İlk kez kesin posta gönderim hizmeti. (Mektuplar Paris, Gent, İspanya ve Viyana imparatorluk mahkemesi gibi yerlere ulaştırıldı.)
1800’ler: Yeni kara yolu taşımacılığının ve demir yolunun keşfi. (Lojistik teknolojileri yeni teknolojiler ile geliştirildi ve nakliye araçlarıyla genişletildi.)
1940’lar: Dünya savaşları sırasında askeri lojistik. (Askeri lojistik kavramları iş dünyasına aktarıldı.)
1956: Deniz konteynerinin icadı. (Dünya ticaretinin yapısal gelişimi ve uluslararası mal akışı patlaması.)
1970-1980: KANBAN ve Tam Zamanında ve Yeni lojistik kavramları ile tedarik konusuna özel vurgu yapıldı. (Konseptler, Taiichi Ohno tarafından Japonya’nın Toyota Motor Şirketi’nde geliştirildi ve tanıtıldı.)
1990: QR ve ERC Teknolojileri. (Dağıtıma özel önem veren lojistik konseptler geliştirildi. Hızlı cevap (QR) ve verimli tüketici cevap (ERC) teknolojileri 1990’lı yıllarda geliştirildi ve birçok perakende ve toptan satış şirketi tarafından uygulandı.)
Günümüz: Tedarik zinciri yönetimi. (Satıcının tedarikçisinden son müşteriye kadar tüm lojistik zincirine bir bakış.)
LOJİSTİĞİN GELİŞİMİ
- 1940 – 1960 yılları arası: Lojistik aşamasını kurma.
- 1960 – 1970 yılları arası: Lojistik fikrinin yerleşmesi ve itibar kazanması.
- 1970 – 1980 yılları arası: Önceliklerin ve modellerin değişme çağı.
- 1980 – Günümüze Kadar: Ekonomik ve teknik değişimin çağı.
Lojistiğin gelişimi 3 aşama olarak ayrılabilir. Bunlar;
PARÇALANMA (1960-1980)
Bu dönemde lojistiği oluşturan faaliyetlerin ayrı ayrı yapıldığı görülmektedir. Aşağıdaki operasyonların bir kısmı işletme içinde yapılırken, kısmen de dışardabn alma şeklinde gerçekleşiyordu.
- Talep Örgüsü
- Satın Alma
- İhtiyaç Planlama
- Üretim Planlama
- Fabrika Stokları
- Depolama
- Malzeme İşlemleri
- Paletleme
- Mamul Stokları
- Sipariş Stokları
- Sipariş Sürei
- Taşıma
- Müşteri Hizmetleri
- Dağıtım Planlama
BİRLEŞTİRME (1980-2000)
Bu dönemdeki lojistik faaliyetleri iki kavram altında toplanmıştır.
- Madde ve Malzeme Yönetimi
- Fiziksel Dağıtım
TOPLAM BÜTÜNLEŞME (2000-GÜNÜMÜZ)
Halen daha devam etmekte olan bu süreç parçalanma ve birleştirme kısmında verilen faaliyetlerin bir çatı altında toplanmasını gündeme getirmiştir. Dünya ekonomisinde yaşanan küreselleşme, liberalleşme ve buna paralel olarak firmaları zorlayan uyum çabaları, lojistik faaliyetlerin önemini artırırken günümüzdeki entegre lojistik kavramını ortaya çıkarmıştır.
LOJİSTİĞİN TÜRKİYEDEKİ ÖNEMİ VE GELİŞİMİ
Lojistik ülkemize 1980’li yıllarda askeriyelojistiği ile yeni tanışmıştır. Türkiye, Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi oluşturmasından kaynaklanan avantajlı konumu ile birçok otorite tarafından lojistik üssü olma iddiası ve idealiyle tanımlanmaktadır. Türkiye’de lojistik sektöründe, yan sektörlerle birlikte 500 bin kişi istihdam edilmektedir. Lojistik, Türkiye’de rekabet üstünlüğü sağlamada her geçen zaman önemi gittikçe artan bir sektör konumuna gelmiştir. Avrupa’nın içinde bulunduğu krize ve Arap Baharı’nın ardından Suriye’de yaşanan iç çatışmaya ve siyasi gerginliğe rağmen lojistik sektöründe büyüme rakamlarını yakalamayı başarmıştır. 50 bini aşkın araç filosu ve 80 milyar liralık iş hacmi ve bunu yakın zamanda üç katına çıkarabilecek potansiyeli ile Türkiye’nin en önemli sektörleri arasında yer alan lojistik, kara, hava, deniz ve demiryolu modları ile ileriye yönelik daha güçlü hedefler koymaktadır.
Daha önceki yıllarda kara yolu ve demir yolu üzerine ağırlık veren Türk lojistik sektörü, 1980’lerde başlayan ve kara, hava, deniz ve demiryolunu kapsayan kombine taşımacılık ile de önemli bir çıkış yapmıştır. 1990’larda güçlendirilen kombine taşımacılık alt yapısı 2000’lere gelindiğinde artık dünya standartlarında bir sisteme dönüşmüştür. Oluşturulan bu kalite standartları ve hizmet çeşitliliği ile 2000’lerin başından itibaren yurt dışı irtibat büroları kuran ve başka ülkelerde aktif olarak faaliyet göstermeye başlayan Türk lojistik firmaları, bir anlamda Türkiye’nin lojistik konusundaki potansiyelinin dünyaya duyurulmasında da önemli bir rol oynamıştır.
TÜRKİYE’DE LOJİSTİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN SWOT ANALİZİ
GÜÇLÜ YÖNLER:
Jeo-Stratejik önemi ile Türkiye, gelişmekte olan Orta Doğu ve Türkiye Cumhuriyetlerinden Avrupa’ya uzanan yol üzerinde bir merkez konumundadır.
Çok uluslu lojistik şirketlerinin ülkedeki varlığı yerel şirketlere bunların teknik bilgi ve birikimlerinden faydalanma imkanı sunmaktadır.
Türkiye’de Avrupa’nın en büyük kamyon filolarından birisi ve gelişmiş kara yolu taşımacılık sektörü bulunmaktadır.
İşgücü maliyetleri düşüktür.
ZAYIF YÖNLER:
Fiyat odaklı rekabet yüksek kalitede hizmet sunan firmaları zorlamakta ve özellikle kamyon taşımacılığındaki kar marjlarını olumsuz etkilemektedir.
Sektördeki kayıt dışı faaliyet haksız rekabete yol açmaktadır.
Özellikle demir yolu ve deniz yolu altyapısında modernizasyon gereksinimi bulunmaktadır.
Firmalarda kalifiye eleman yetersizdir.
Deniz yolu taşımacılığının tercihi nizip olarak düşüktür.
FIRSATLAR:
Uluslar arası ticaret giderek artmaktadır.
Türkiye’nin olası AB üyeliği ticaret hacminin daha da artmasını sağlayacaktır.
Yeni limanların inşasına uygun topografya bulunmaktadır.
Sektörün boyutu AB ülkelerine kıyasla önemli ölçüde küçüktür ve pazar henüz doymamıştır.
AB’nin kendi içinde belirlemiş olduğu 10 ana ulaşım koridorundan en önemlilerinden biri olan Avrupa-Kafkasya-Asya koridoru doğrudan Türkiye üzerinden geçmektedir.
Lojistik teknolojileri hızlı gelişim göstermektedir.
TEHDİTLER:
Özellikle kamyon taşımacılığındaki kotalar, vize sınırlamaları ve gümrük belgesi yükümlülükleri yüksek orandadır.
Deniz taşımacılığında Yunanistan, kara taşımacılığında Bulgaristan önemli rakipler olarak tehdit oluşturmaktadır.
Lojistik altyapısı için yüksek miktarda yatırım gereksinimi vardır. Bu yatırımın zamanında gerçekleştirilememesi veya bu yatırım ihtiyacının potansiyel yatırımcıları pazara girmekten alıkoyması riski bulunmaktadır.
Petrol fiyatlarındaki artışlar.
Küresel ekonomik kriz.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…
KAYNAKÇA:
Lojistikçilerin Sesi
https://osmancikmyo.hitit.edu.tr
https://dergipark.org.tr
http://www.mku.edu.tr
https://www.taylorfrancis.com
https://books.google.com.tr
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet