Küresel Değer Zinciri

DEĞER KAVRAMI NEDİR ? 

Değer kavramı en basit olarak Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet” olarak tanımlanmıştır (TDK, 2020). Bu ifade maddi ya da manevi anlamda da kullanılabilmektedir. Ticarette değer biçmenin birinci unsuru doğru hesaplanmış maliyet ve hedeflenen kârdır. Bu kısaca maddi değerdir. Sanat eseri ya da nadir bulunan numuneler için nesnenin maddi maliyeti üzerine arz ve talepte dikkate alınarak ek bir değer katılabilir. Bu değer bazen madde maliyetinin çok üzerinde olabilir.
Değer, müşterilerin algıladığı faydayla ürünün fiyatı arasında olan ilişkidir. Fayda, öngörülen fiyata eşitse ya da daha yüksek ise, Müşteri bu ürün veya hizmeti satın almak ister. Çünkü satıcının belirlediği fiyat müşteriler tarafından algılanan ürün veya hizmetin değerine karşılık gelen paradır. Fiyat belirleme stratejileri kritiktir. Geleneksel yöntemlerle fiyat, maliyete, olasılığa ve talebe dayalı olarak belirlenir. Müşterinin algıladığı değer esas fiyatı belirler.
Değer kavramının, İngilizce karşılığı olan “value” kelimesi, Latince ticaret ve pazarlama anlamına gelen “Valere” kelimesinden türetilmiştir. Uluslar arası İngilizce sözlüklerdeki değere ilişkin tanımlar da şunlardır ;
  • Herhangi bir şeyle değiştirilen mal, para veya hizmetin sunduğu makul getiri,
  • Bir şeyin paraya miktarına karşılık gelen kıymeti, bir şeyin hesaP edilen ya da takdir edilen kıymeti,
  • Hesaplanan veya takdir edilen kıymet.

DEĞER ZİNCİRİ 

Küreselleşmenin hızla devam ettiği bu çağda küresel değer zincirleri analizlerini önemli kılan üç neden bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, büyüyen iş bölümü ve bileşenlerin üretiminin küresel dağılımı ile sistematik rekabet gücünün gittikçe artması ve önemli hale gelmesidir. Küreselleşen dünyada, başarılı olmanın ana unsularından biri olan küresel değer zincirlerine katılımı olan uluslar, sektörler ve firmalar uluslararası rekabetle daha fazla karşı karşıyadır. Ticaretin serbestleşmesi, teknolojik gelişmeler, küresel bilgi ağının gelişimiyle uluslararası rekabete daha fazla maruz kalınmaktadır. Yerli şirketler yabancı şirketler ile rekabet ederek, teknolojik gelişime fazla önem vermekte ve olumlu gelişim yönlerini referans alıp kendilerini geliştirmektedir.

Küresel değer zinciri (KDZ), nihai bir ürünün gelişmesi, oluşması, satışa sunulması ve dağıtılması için gereken tüm katma değer faaliyetlerini içeren zincirler olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda KDZ’leri daha çok yüksek değer elde etmek ve üretmek için girdilerin çıktılara dönüşmesindeki süreçlere derinlemesine odaklanmaktadır.

Değer zinciri bir hizmet veya ürünün, ilk düşünce aşamasında başlayarak, tasarlanıp çeşitli gelişim aşamalarından geçerek üretimde fiziksel değişim ve diğer dönüşümlerden sonra nihai tüketiciye erişmesi ve kullanım sonrası tüm faaliyetleri içeren, katma değerin nasıl ortaya çıktığını gösteren bir modeldir.

Küreselleşmenin etkisi ve değişen ticari işleyiş ve artan rekabet ortamı, ticaretin ve üretimin giderek yaygın olarak küresel değer zincirlerinin etrafında örgütlenmesine neden olmuştur. Bilgi ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler ile elde edilen ilerlemeler, azalan ticaret engelleri, farklı lokasyonlardaki ucuz işgücü ile üretimi parçalamıştır. Üretimin parçalanması, ara malların ve hizmetlerin zincir boyunca birkaç sınır aşması ile birçok ülkeden birden fazla kez geçmesi, küresel değer zincirlerinde yer almak veya başka bir ifade ile değer zincirine katılım anlamına gelmektedir.

21. yüzyılın en önemli olgusu olan küresel değer zincirlerinde sadece nihai mallar veya hizmetler alınıp satılmaz. Zincir içinde ayrıca ara mallarda alınıp satılabilmektedir Üretim daha fazla geniş zincirlere parçalanabilmektedir. Küresel değer zinciri farklı coğrafyalarda, zincirlerde ve zincirler arası birçok faaliyeti içermesinden dolayı karmaşık yapılara sahiptir.

Ülkelerin küresel değer zincirlerine katılımları sahip oldukları üretim sistemlerine ve yapısına göre değişmektedir. Küresel değer zincirlerine katılım, o ülkenin küresel çapta değer zincirlerine ne derece entegre olduğunu göstermektedir. Küresel platformda ekonomiler hem yabancı girdi kullanır hem de diğer ekonomilerin ihracatında kullanılan girdilerin tedarikçisi olarak küresel zincirlerinde yer alırlar, bu sayede küresel değer zincirlerine iki şekilde katılırlar. İki grupta ele alının küresel değer zincirlerine katılım geriye ve ileriye doğru katılım veya bağlantılar olarak belirtilmektedir. Ülkelerin brüt ihracat içerisindeki
yerli katma değeri ileriye doğru katılımı temsil ederken, brüt ihracattaki yabancı katma değeri ise geriye doğru katılım veya bağlantılar ile açıklanmaktadır.

Bu bağlantıların ileriye veya geriye doğru olması ekonomilerin uluslararası ticaretteki rekabetçiliğine etki etmenin yanında rekabet avantajını korumada ve ilerletmede önemli unsur olarak dikkat çekmektedir. Genel anlamda, bir sektörün geriye doğru bağlantısı, sektörün üretim süreçlerinde yerel girdilere olan bağımlılığını yansıtmaktadır. Geriye doğru güçlü bağlantılar sektörel bağımsızlığın çok düşük olduğuna ve zayıf bağımsızlığa işaret etmektedir. Küresel değer zincirinde ileriye doğru bağlantılar, ekonomideki sektörlerin tedariklerine olan bağımlılığını göstermektedir. Küresel değer zincirleri ele alındığında ileriye doğru bağlantılar aynı ülkelerin diğer ülkelere ihracatında kullanılan ara malları yansıttığı yani diğer ülkelerde üretim sürecinde devam etmek için o ülkenin ihracatına olan bağımlılığı olarak ifade edilmektedir.

Değer zinciri, esasen rekabet üstünlüğünün gelişimini incelemeye yönelik sistematik bir yöntemdir. Bu itibarla model, bir kuruluşun ana yetkinlik alanlarının tanımlanması ve rekabet üstünlüğü kazanmada etkili olan operasyonların tespitinde yararlı bir analiz aracı olarak kullanılmaktadır. Rekabet üstünlüğünü bir kuruluşa genel olarak bakarak anlamak mümkün değildir. Rekabet üstünlüğü kuruluşun tasarım, üretim, pazarlama, teslimat ve ürün destek hizmetleri gibi gerçekleştirmekte olduğu farklı operasyondan kaynaklanmaktadır.

Rekabet üstünlüğünü kazandıran operasyonları daha iyi anlayabilmek için, öncelikle genel kapsamı ile değer zincirinden başlamak ve daha sonra o kuruluşa özgü uygun operasyonları tespit etmek gerekmektedir.

Bir örgütün (kuruluşun) rekabet üstünlüğü, değer zincirinde yer alan önemli operasyonları rakiplerinden daha iyi yapma becerisinden kaynaklanmaktadır.

Rekabet üstünlüğü; kuruluşun değer oluşturan fonksiyonlarını rakiplerinden daha ucuz maliyet ile yapmasına ya da ürünlerinin kalite ve işlevlerini farklılaştırarak yüksek bir fiyat ile piyasaya sunmasına bağlıdır. Dolayısıyla, rakiplerden farklılıklar kuruluşa rekabet avantajı sağlar.

DEĞER ZİNCİRİ

KÜRESEL DEĞER ZİNCİRLERİ

Küresel Değer zincirinde; herhangi bir ürün için değer üretimi süreci genellikle sadece tek bir ülke üzerinde yerleşimle sınırlı kalmamakta; üretim süreci pek çok alt aşamaya ayrılarak farklı ülkelerde yerleşik kuruluşların dahil olduğu bir iş bölümü bağlamında bütün dünya coğrafyası üzerine yerleştirilebilmektedir.

Bir başka ifadeyle bazı kuruluşlar, kontrol ettikleri bir değer üretim zincirini/sürecini parçalayarak, her bir bölümü ya kendilerine sermaye bağıyla bağlı başka kuruluşlar arasında ya da kendi bünyeleri dışında olmakla birlikte kontrol edebildikleri tedarikçi/taşeron konumundaki kuruluşlar arasında, ulusal ya da uluslararası düzlemde dağıtabilmektedirler.

DEĞER ZİNCİRİ AKIŞI 

Bir değer zinciri, üretim faaliyetlerinin akışını beş kategoriye ayıran bir şirket modelidir. Bu kategorilerin her biri, bir şirketin verimliliği maksimize etmesi ve rekabet avantajı yaratması için bir fırsattır. Değer zincirinin amacı, ürünle ilişkili maliyeti aşan beş ürün dokunma noktasının her birinde değer yaratarak karları artırmaktır.

DEĞER ZİNCİRİ SIRALAMASI

DEĞER ZİNCİRİNİN ÖNCELİKLİ FAALİYETLERİ

Değer katmak ve rekabet avantajı yaratmak için beş ana faaliyetin tümü gereklidir. Değer zincirindeki ilk etkinlik, üretim için hazır hammaddelerin tüm alımını, depolarını ve stok yönetimini içeren giren lojistiktir. İkinci faaliyet, operasyonlar olup, hammaddeleri bitmiş bir ürün veya hizmete dönüştürmek için gereken tüm çabaları kapsar.

Çıkış lojistiği, değer zincirindeki üçüncü faaliyettir ve tüm işlemler tamamlandıktan ve nihai ürün müşteriye hazır olduğunda gerçekleşir. Bir ürünü son kullanıcıya teslim etmek için gereken faaliyetler, giden lojistik bölümünün bir parçası olarak düşünülür.

Pazarlama ve satış değer zincirinin dördüncü kısmıdır ve potansiyel müşterilerin bir ürün satın alabilmesi için kullanılan kanal seçimi, reklamcılık ve fiyatlandırma gibi tüm stratejileri içerir. Hizmet, bir şirketin değer zincirinin beşinci ve son basamağıdır ve müşteri hizmetleri ve onarım hizmetleri gibi daha iyi tüketici deneyimleri yaratan tüm faaliyetleri açıklar.

Şirketler, değer zincirindeki beş etkinlikten herhangi birinde rekabet avantajı sağlayabilir. Örneğin, son derece verimli olan gemi lojistiği yaratmak, bir şirketin gönderim bedellerini düşürür ve ya daha fazla kâr elde etmesine ya da tasarrufları tüketiciye geçirmesine olanak tanır ve fiyat noktasını düşürür. 

Gelişmekte olan bir ülkenin küresel değer zincirini yukarı çıkarması için beş ipucu:

  • Eğitimli, kalifiye işgücü oluşturmak ve yabancı dil eğitimine ağırlık vermek
  • Doğrudan yabancı yatırım çekmek ve koordineli bir yaklaşım için uzun vadeli bir stratejik vizyona sahip olmak.
  • Sağlam bir iş ortamı sağlamak: Ülkenizden ithalat yapmak, yerel ihraç ürünlerinizle ilgilenen firmalar, ekonomik ve siyasi istikrar oranında ticaret yapmaya istekli olacaklardır.
  • Serbest ticaret anlaşmaları yapma
  • Coğrafi konumunuzdan yararlanma: Öncelikle lojistik avantajları değerlendirmek için komşu ülkeler ve yakın pazarlara ihracat seviyesini artırmak için ticari iş birliklerinin geliştirilmesi. 

Global bir değer zinciri, modüler, ilişkisel veya esir olabilir. Modüler değer zincirleri tüketicilerin talebi üzerine ürünler üretir. Bu, tüketicilerin en çok arzu ettikleri ürünü alacağı için bir şirketin yüksek pazar payı elde etmesini sağlar. Uluslararası pazarlarda mal üretmek ve / veya satmak, şirketleri çok sayıda pazardaki müşterilerin geniş taleplerini karşılamak için mümkün olan en genel makineleri kullanmaya yönlendirecektir.

İlişkisel değer zincirleri, görevleri ve faaliyetleri tamamlamak için birden fazla şirkete güvenir. Örneğin, bir widget üreticisi, üretilen her birim için iki kilo çelik gerekebilir. Yerli üretim tesisinin yerel bir çelik fabrikasına erişimi olmasına rağmen, uluslararası bir lokasyon olmayabilir. Bu nedenle, küresel değer zinciri, organizasyon içindeki süreçlerin tamamlanmasına yardımcı olmak için hem büyük hem de küçük şirketlerden oluşan yerel sanayilere dayanacaktır.

Sabit bir değer zinciri, küçük şirketler zincirdeki daha büyük organizasyonlara güvendiğinde ortaya çıkar. Lider firma daha sonra yerel sektördeki fiyatları ve hizmetleri belirleyebilir. Küresel değer zinciri, daha büyük bir yerli firma birkaç küçük uluslararası tedarikçiyi içeren zinciri kontrol etmeye çalıştığında güç mücadelelerine yol açabilir. Uluslararası tedarikçileri kullanmak, değer zincirindeki mallar için daha düşük maliyet anlamına gelmesine rağmen, şirketler adil olmayan ticaret uygulamaları için tüketicilerden geri tepme yaşayabilir.

KAYNAKÇA

https://haldunyildizcom.medium.com/de%C4%9Fer-zinciri-nedir-2d93246bbe28 

https://www.netinbag.com/tr/business/what-is-a-global-value-chain.html 

https://tr.wikipedia.org/wiki/De%C4%9Fer_zinciri_analizi 

https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/368226/ 

https://www.researchgate.net/publication/350804600_DEGER_ZINCIRI_NEDIR_VE_DEGER_ZINCIRI_ANALIZININ_CESITLI_SEKTORLERE_OLAN_YANSIMALARINA_KISA_BIR_BAKIS 

https://www.ihracat.co/2017/04/kuresel-deger-zinciri.html 

https://dergipark.org.tr/en/pub/trakyasobed/issue/30207/326015

Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*