E-LOJİSTİK NEDİR?
E-Lojistik, geleneksel lojistiğe nazaran dağıtım, depolama, gümrükleme gibi işlemlerin internet teknolojisi üzerinden çok daha kolay ve sistemli bir şekilde gerçekleştirmekte ve işletmeleri, müşterileri, tedarikçileri de etkilemektedir. Bilgi paylaşımı ve veri aktarımını basitleştiren, GPRS ile ürün taşıyan aracın takibi ve teslimat süresini dakikası ile bildirebilen bu sistem, her ne kadar lojistik alanında gerek kontrol gerekse işleyiş açısından kolaylık sağlıyor olsa da firmalar bazında rekabeti de peşinde getirmiştir. Bu rekabet, gelişimi hızlandırmış ve yeniliğe her geçen gün biraz daha fazla kapı aralamıştır. Genel olarak bakıldığında ise elektronik lojistik işlemlerinin işleyişi geleneksel lojistiğe nazaran çok daha güvenli, hızlı, maliyetlerin azalmasında yardımcı ve ürün takibi yapılabilmesi açısından da oldukça büyük bir öneme sahiptir.
ELEKTRONİK VERİ DEĞİŞİMİ (EDI)
Elektronik veri değişimi, bilgi ve işlemlerin bilgisayardan bilgisayara aktarımını sağlayabilme amacı ile Birleşmiş Milletler Bünyesinde kurulan komisyonların çalışmaları ile oluşturulmuş ve veri aktarımının yanı sıra kâğıt üzerinde oluşabilecek hata payını da en aza indirgeyen, iletişim seviyesi yüksek, hızlı ve güvenli bir sistemdir. Aynı zamanda taşıyıcılar arasında ulaşımı düzene sokabilmek, müşteri siparişlerini almak, bilgilerini faturalandırmak ve ödemelerini toplamak gibi alanlarda firmalar tarafından kullanılan EDI faaliyetleri; geri dönüşüm, depolama, ambalajlama, müşteri hizmetleri, satın alma gibi alanları da bünyesinde barındırmaktadır. Çok sayıda veri ve operasyonel yükü içerisinde barındıran EDI işleyiş aşamalarından ayrıca söz edecek olursak bu işleyiş aşağıdaki görselde olduğu gibidir.
EDI KULLANICILARA SUNDUĞU AVANTAJLAR
- Depolama, posta ve geri dönüşüm gibi işlemlerde minimum düzeyde kâğıt kullanımı sağlar ve böylelikle kâğıt masraflarını azaltır.
- Sunmuş olduğu veri kalitesi ile birlikte veri giriş hatalarını en aza indirir ve süreçler akıcı bir şekilde ilerledikçe hesaplarda oluşacak alacak ve ödenecek işlemlerin süreleri üzerinde iyileşme sağlar.
- Manuel olarak oluşturulan fatura ve sipariş işlemlerini işleme koyma süresini azaltarak operasyonel verimlilikte maliyet tasarrufu sağlar.
- Kâğıt ile yapılan işlemleri azaltması ve kâğıt kullanımını minimuma indirmesi dolayısıyla daha yeşil bir dünya yaratmaya yardımcı olur.
EDI‘nin uygulanmasında en büyük 2 dezavantajı ise; pahalı olması ve alanında uzman EDI danışmanı veya BT uzmanının çalıştırılma gereğinin olmasıdır. Bu gerekliliğin getirdiği maliyetler ise genellikle artan organizasyon verimliliği ile dengelenebilmektedir.
BARKOD OKUMA ve İLETİM SİSTEMLERİ
Teknolojinin gelişmeye başlaması ile birlikte işletmelerin, mallarını ve stoklarını takip edebilmeleri, satışlarını hızlandırabilmeleri için barkod sistemi geliştirilmiş ve işletmeler tarafından da yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Barkodlar, ambalajlar üzerinde birbirine paralel bir şekilde çizilmiş çizgilerden oluşurlar ve aynı zamanda her ülkenin de kendine ait özel bir kodu bulunmaktadır. Genel olarak karşımıza çıkan barkod türleri ise dikey çubuklar halinde birbirine paralel olarak çizilen zebra barkod ve dikey çubukların yerine kare algoritmalı barkod sisteminin kullanıldığı kare barkod türüdür. Kare barkod türü, zebra barkod türüne nazaran daha az veri işleme oranına sahiptir ve kare barkod okuma işlemi mobil telefonlar aracılığı ile de gerçekleştirilmektedir.
Barkod okuma ve iletim sistemleri, ürün hakkındaki doğru bilgiye hızlı bir şekilde erişim imkânı sağlar ve dolayısıyla ürünlerin satışında işletme sahiplerine de kolaylık tanır. Bu sayede lojistik işletmeleri, ürünlerin imalatını sağladıktan sonra yine o ürünlerin depoya ya da antrepoya girişini sağlamadan önce barkodlama işlemi yaparlar. Bu sayede ürün hakkındaki detaylar çok daha kolay ve hızlı bir şekilde okunmakta ve elektronik ortama aktarılmaktadır. Bu da aynı zamanda işletmelerin stok kontrolü yaparken zaman kaybını önler ve bu aşamada oluşabilecek hataları en aza indirgeyerek işçilik maliyetlerinde de azalma sağlar.
RADYO FREKANSLI TANIMLAMA (RFID)
Radyo frekanslı tanımlama; Stoklanan, depolanan ya da taşıması yapılabilen her türlü ürünün radyo frekans sinyalleri kapsamında otomatik olarak izlenmesi ve bulunmasını sağlamaktadır. Lojistik sektörü üzerinde barkod etiketine nazaran maliyeti yüksek bir tanımlama sistemi olan RFID, 1999 yılında kullanılmaya başlanmış ve kullanılmaya başlanılması ile birlikte maliyetler üzerinde önemli derecede düşüşler görülmeye başlanmıştır. Böylelikle bu sistemi kullanan şirketler bünyesinde gerek satışlar üzerinde gerekse malların sevkiyatı, nakliyesi ve envanter yönetimi sürecinde olumlu etki sağlayan bu teknolojinin kullanımı artarken kullanmayan şirketler ya da firmalar bazında ise envanter daralmasından dolayı kayıp, hasar ve nakliye karışıklığından doğacak sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu anlamda radyo frekansı tanımlama sistemi içerisinde RFID okuyucusu ve etiketleri de dâhil olmak üzere birçok bileşeni bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca RFID tanımlama ve okuyucu etiketleri ile birlikte verileri iletebilmek-alabilmek için tanımlanan RFID kontrolüyle beraber RFID protokolünü işleme alarak yayılan verilerin okunabilir hale gelmesi ile RFID tanımlama ve etiketlerini kullanabilir hale getirmiştir. Bu tanımlama etiketleri ise aktif ve pasif etiketler olarak ikiye ayrılmaktadırlar. Pasif etiketler, hemen hemen sınırsız operasyonel kullanım ömrü sunabilen, barkod teknolojisi üzerinde bir değişiklik yaratabilmek adına kullanılan ve aktif etiketlere nazaran çok daha ucuz olan bir sistemdir. Aynı zamanda pasif etiketlerin okuma aralıkları da çok daha sınırlı olduğu için genellikle uzak mesafeli okumalarda ise aktif etiketler daha çok tercih edilmektedir. Bu durumun asıl sebebi ise uzak mesafelere karşın okuma aralıklarının çok daha uzun olması ve bataryalı veya batarya olmaksızın çalışabiliyor olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı genellikle büyük şirketler tarafından kullanılan aktif etiketler, aynı zamanda pasif etiketlere nazaran çok daha maliyetli bir yapıya sahiptirler. Radyo frekanslı tanımlama sistemlerinin işletmenin temel faaliyetlerinde kullanılmasının amaçları arasında;
- Yönetim hatalarını önlemek,
- İşletme içi hırsızlığı önlemek,
- Barkodların taranması sırasında meydana gelebilecek işçilik masraf ve kayıplarını önlemek,
- Oluşabilecek nakliyat hatalarını ve stokların seviyesini azaltmak gibi maddeler yer almaktadır.
Günümüz koşullarında lojistik sektörü üzerinde radyo frekanslı tanımlama sisteminin birçok yararı olmuş ve bu sağlanan yararlar sayesinde şirketler çapında büyük bir ilerleme kaydedildiği görülmüş ve RFID sistemi kullanım alanları ile birlikte tedarik zinciri sürecinde sağladığı yararlar aşağıda belirtilmiştir.
RFID UYGULAMA ALANLARI
- RFID uygulama alanları bünyesinde, ürünlerin taşıma işlemlerinin hangi araçlarla yapıldığı ve aynı zamanda araç sürücüsünün depo veya antrepoya giriş çıkış saatlerinin takibinin yapılabilmesi ile birlikte ürün ve paketlerin konumu hakkında bilgi alarak ürünlerin sistemli bir şekilde ayrılabilmesi,
- Taşıması yapılan ürünlerin tam anlamıyla hangi saatte depoda olduğuna dair bilginin sağlanabilmesi ve bu ürünlerin izin alınmadan depolardan çıkışını önleyebilmek adına erken uyarı sistemlerinin oluşturulmasını sağlamıştır.
Genel olarak tedarik zincirinin aşamaları; tedarikçiler, dağıtıcılar ve perakendeciler ile birlikte paylaşılmaktadır. Tedarik zinciri işleyiş aşamaları üzerinde radyo frekanslı tanımlama teknolojileri, gerek verimlilik üzerinde artışın sağlanabilmesi gerekse depolanan/stoklanan ürünlerin sayılarında doğruluğun sağlanması ve çok daha güvenli bir şekilde nihai kullanıcıya teslimini sağlamaktadır.
KURUMSAL KAYNAK PLANLAMA (ERP)
Kurumsal kaynak planlama (Enterprise Resource Planning); İşletmeler bünyesinde mal ve hizmet üretimi için gerekli olan işgücü, makine ve malzeme gibi kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan, yazılım ve donanımın da dâhil olduğu, farklı kaynaklar aracılığıyla bütün verileri tek nokta üzerine toplayıp yine aynı noktadan var olan organizasyon süreçlerinin yönetimini sağlayabilen bir sistemdir. ERP programı sayesinde iş süreçleri tümüyle birbirine bağlanıp üretim, stok, sevkiyat, satın alma gibi vb. alanlar arasında veri akışı sağlanabilmektedir. ERP programı, bir kurumda farklı kaynaklar üzerinden topladığı verileri birleştirebilmesi dolayısıyla kaynaklar arasında oluşabilecek karmaşa ve hataları önleyerek verilerin doğru bir şekilde ele alınmasını da sağlamaktadır. Temel lojistik faaliyetlerin birbirleri ile bir bütün olarak çalışmasına ortam hazırlayan bu sistem üzerinde, dikkat edilmesi gereken önemli nokta ise sistemin uygulanacağı işletmenin ERP sistemlerini destekleyecek altyapısının olup olmaması durumudur. Olaya bir de günümüz açısından bakıldığında ise birçok lojistik işletmesi rakipleri karşısında belli bir avantaj sağlayabilmek adına farklı sistem ve uygulamalarını, organizasyonlar içerisinde bir bütün olarak ele alıp uygulamaktadırlar. Bu anlamda ERP programının sağladığı yararlardan bahsedecek olursak, bunları aşağıdaki gibi listeleyebilmekteyiz.
- İş süreçlerinin çalışanlar ve yönetim tarafından rahatlıkla takip edilebilmesi ve aynı zamanda gelişmiş iş süreci,
- İyi bir bilgi planlaması ile birlikte daha iyi veri doğruluğunun sağlanması,
- Gelişmiş maliyet ve daha iyi nakit izlemesi,
- Paylaşılan müşteri veri tabanı ve müşterilere daha kısa yanıt süresi sağlanabilmesi,
- Karar destek sistemleri adına daha kolay veri erişimi ve daha az kâğıt işi sağlamaktadır.
SİPARİŞ YÖNETİM SİSTEMLERİ (OMS)
Lojistik işletmelerinin temel faaliyetlerinden birisi olan sipariş yönetim sistemleri, müşterilerin vermiş oldukları siparişlerin takibinin yapılması ve bu siparişlerin kaydının tutulması işlemlerini ele almaktadır. Sipariş yönetim süreci, müşteri siparişini verdiği noktada başlar ve müşteriye talep ettiği siparişi ulaştırıldığında işlem sona erer. Bu sipariş yönetim süreçlerine detaylı olarak bakıldığında ise şunları içermektedir:
OTOMATİK SATIŞ SÜREÇLERİ
Sipariş edilen ürünler ve teslimat durumuna kadar gerçekleşen süreç içerisinde satışın her türlü yönünü izleyerek bu süreci otomatikleştirir.
ENVANTER KONTROLÜ
Zamanla ürünler azaldıkça ürünler otomatik olarak yeniden sıralanarak envanter düzeylerinin kontrol edilmesi ve bu durum dolayısıyla sipariş karşılanması sağlanırken maliyetler üzerinde de düşüşlerin görüldüğü aşamadır.
MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ
Müşteriye dair tüm yolculuk sürecini ele alır.
SATIŞ OTOMASYONU
Ürün siparişlerinden müşteri ilişkilerine, müşteri ilişkilerinden ödeme aşamasına kadar oluşabilecek süreçler üzerinde kolaylık sağlayarak iş yükünü azaltmaktadır.
SEVKİYAT VE TESLİM ALMA
Oluşabilecek her türlü sevkiyatın durumuyla ilgili güncellemelere erişerek sevkiyatlar ve teslim alma konusu üzerinde oluşabilecek sorunların ortaya çıkabilmesi üzerine erken uyarı sağlar.
ÖDEME TAHSİLATI
Kredi kartı, banka havalesi, nakit karşılığı ya da diğer ödeme seçenekleri ile ödemeleri kolayca alabilmeyi sağlar.
DÖKÜMAN İZLEME
İşletmeler ve üreticiler nazarında her türlü dokümanın izlenip takibinin yapılması ve bu dosyaların kimler tarafından görüntülendiğine kadar her türlü aşama üzerinde güncel bilgi edinimi sağlar.
GELİŞMİŞ RAPORLAMA
Performans analizi sağlayan ve en çok satış yapılan ülkeler, en popüler markalar, en çok satış yaban satıcılar vb. alanlar üzerinde raporlama sağlar.
MOBİL UYGULAMALAR
Verilere her yerden kolayca erişim sağlayabilen bu sistem sayesinde şirketler, yeni ürünler sipariş edebilme, müşteri ilişkilerini gözden geçirebilme ve fatura oluşturma gibi vb. alanlar üzerinde işlemlerini kolaylıkla yerine getirebilmeyi sağlamaktadır.
Tüm bu süreçler kapsamında siparişlerin istenilen yerde, istenilen zamanda ve doğru miktarda ulaşımının sağlanabilmesi için sipariş yönetim sistemi kullanılmaktadır. Bu bağlamda sipariş yönetim sisteminin işletmeye sağladığı faydalar:
- İşletmelerin ürünleri üzerinde oluşabilecek hata payı azalır ve dolayısıyla hizmetler karşısında müşterilerin memnuniyetleri üzerinde artış sağlanır.
- İşletmeler nazarında siparişlerin takibinin yapılabilmesi ve siparişlerin kontrol edilebilmesi çok daha kolay bir şekilde sağlanır ve böylelikle siparişlerdeki değişikliğin etkisi minimum seviyelere kadar indirgenebilir.
- İşletmelerin elastikiyet oranı artarken oluşabilecek kâğıt masrafları da azaltılır.
DEPO YÖNETİM SİSTEMLERİ (WMS)
Depo yönetim sistemleri (Warehouse Management Systems); Ürünlerin dağıtım sürecini ele alarak bu sürecin bir bütün halinde ilerlemesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistem üzerinde radyo frekanslı tanımla sistemi ve barkod okuma sistemleri önemli bir paya sahiptir. Bir bütün halinde işleyebilen bu sistemler sayesinde ise lojistik sektörü üzerinde depolama sistemleri bünyesinde bir lojistik işletmesi ürünler hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilmekte ve aynı zamanda fiziksel depolama süreçlerini çok daha verimli bir şekilde ele alabilmektedirler. Genel işleyişi üzerinde mal kabul süreci, stok yönetimi, sayım, sevkiyat, iş gücü yönetimi, depo yönetimi ve veri analitiği, iade takibi ve üretim gibi aşamaları bünyesinde barındıran depo yönetim süreci lojistik işleyiş açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu anlamda depo yönetim süreci kullanmanın sağladığı faylar aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir.
- İşletme performansı üzerinde verimlilik artışı yaşanırken, işletmenin rakipleri karşısında rekabet üstünlüğü kazanmasını sağlar,
- İşletmenin var olan kaynakları en iyi düzeyde kullanılır ve işçilik üzerinde oluşabilecek masraflarda azalma olur,
- Depodaki ürünlerin sayımında hata oranı en aza indirgenerek ürünlerin toplanması ve hazırlanabilmesi çok daha kolay bir hale getirilir,
- Genel olarak bakıldığında tüm tedarik zinciri sürecinde maliyetleri azaltır ve depo/dağıtım noktaları üzerindeki alanların çok daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlar.
TAŞIMA YÖNETİM SİSTEMLERİ (TMS)
Taşıma yönetim sistemi, teknolojiyi kullanarak hem gelen hem de giden malların fiziksel olarak taşınması sürecinin planlanması, optimize edilebilmesi ve verimli bir nakliye sürenin gerçekleşmesini sağlayan uygulamalar bütününü ifade etmektedir. Bu sistem sayesinde işletmeler, taşıma maliyetlerini azaltırlar ve aynı zamanda taşınan ürünler hakkındaki net bilgi ediniminin alıcılara iletilmesini sağlamaktadırlar. Müşteri memnuniyeti açsından da oldukça önemli bir konumda yer alan bu sistem, her ne kadar müşteri memnuniyeti sağlar onların istek ve ihtiyaçlarına hızlı dönüş sağlayabilirse bir o kadar da karlılık payını artırmaktadır. Genel olarak taşıma yönetim sistemi faaliyetleri ise;
- Ürün ve araçların takibinin sağlanarak ürünlerin taşıma evrak ve dokümanları üzerinde etkili bir yönetimin sağlanması,
- Rotalama ve çizelgelerin üzerinde planlama yapılarak dağıtım ağının yönetiminin çok daha kolay bir şekilde sağlanması,
- Taşıma türünün seçilerek araç planlamasının da ona nazaran yapılmasıdır.
Taşıma yönetim sistemleri planlama ve optimizasyon ile birlikte taşıma faaliyetlerinin yürütülmesi gibi 2 ana alanda karar destek sistemi olarak kullanılmaktadır. Planlama ve optimizasyon süreçleri boyunca taşıma modu seçiminden yükleme süreçlerinin koordinasyonuna kadar gerçekleşen işlemler bütünü bu sistem aracılığıyla sağlanmaktadır. Yürütme ve operasyon modları üzerinde kullanıldığında ise rotalama, çizelgeleme ve navlun takipleri ele alınıp bu sistemler üzerinden takip edilmektedir. Ürün teslimat sürelerinde önemli derecede azalmaların yaşanması, personel maliyetlerindeki düşüş ve müşteri memnuniyetinde yaşanan artışlar gibi vb. faydaları da bulunmaktadır.
İLERİ PLANLAMA SİSTEMLERİ (APS)
İleri planlama sistemleri, tüm lojistik süreçlerin yönetimini en verimli bir şekilde sağlayabilmek, envanter seviyelerini ve israfı azaltmak, geleceği tahmin ederek ileri görüşlülük sağlayarak tüm bu süreçlerin stratejik planlamasının yapıldığı bir sistemdir. Dolayısıyla lojistik sektörü üzerinde de işletme faaliyetlerinin daha verimli bir şekilde planlanması ve yönetilmesi işletme nazarında büyük bir öneme sahip olmaktadır. Genel olarak bakıldığında ise ileri planlama sistemleri işletmeler adına temel lojistik faaliyetleri üzerinde daha verimli kararlar alabilmeyi sağlamaktadır. Bu sistemin asıl amacı ise tüm lojistik faaliyetlerinin işleyişini kontrollü bir şekilde ele alabilmektir. Bu sistemin gerçekleşebilmesi ise 4 temel bileşenden oluşmaktadır. Bunlar:
- Tedarik zinciri işlemleri üzerinde denetimlerin sağlanabilmesi,
- Kaynakların birbirine paralel olacak şekilde bulundurulması,
- Kaynakların en doğru şekilde değerlendirilmesi ve kullanılması,
- İşleyişin çok daha kolay yürütülebilmesi adına stratejik planlamanın yapılmasıdır.
ARAÇ TAKİP SİSTEMLERİ (ATS)
Araç takip sistemleri, araçlar üzerine yerleştirilmiş olan araç takip cihazları ile birlikte araçların internet ortamı üzerinden anlık olarak takip edilebilmesini sağlamaktadır. Hem kurumsal olarak hem de bireysel olarak kullanılabilen bu sistemin asıl amacı araç güvenliği olsa da birden fazla araca sahip olan şirketlerin ATS kullanmasının nedeni yakıt tasarrufu, güzergâh takibi ve maliyeti düşürme çabasıdır. Araç takip sistemlerinin en önemli özelliği ise hangi hava şartında olursa olsun sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor ve istenilen hizmeti sunabilecek etkinliğe sahip olmasıdır. İstekleri üzerine müşteriler tarafına da paylaşılabilen bu bilgiler sayesinde müşteri memnuniyeti de ayrı bir önem kazanmıştır. Aktif ve pasif araç takibi olarak 2’ye ayrılan sistem üzerinde aktif araç takibi, aracın ne zaman çalıştırılıp ne zaman çalışmadığından araç konumuna kadar her detaya eş zamanlı olarak erişebiliyorken pasif araç takibi, hemen hemen aktif araç takibi ile aynı bilgilere sahip olsa da aktif araç sisteminde olduğu gibi burada bilgilere eş zamanlı olarak erişim sağlanamamaktadır.
KARAR DESTEK SİSTEMİ (KDS)
Karar destek sistemi, tamamen bilgisayar odaklı, iş veya kurumsal açıdan oluşabilecek problemleri çözme konusunda yardımcı bir sistemdir. İşleyiş olarak gerek insan beyni üzerinden planlama yapılmasının karmaşıklık oluşturabilmesi gerekse doğru kararın tespitinin zor olabilmesi ve oluşabilecek zaman kaybından dolayı sistem üzerinde, birçok veri ve belgeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sistem üzerinde gerçekleştirilmek istenen temel ama ise kullanıcılara bulunan çözümleri kabul ettirmekten ziyade daha doğru ve stratejik bir ilerleme kaydedebilmeleri adına çözüm yaratabilecekleri bir ortam sunmaktır. Bu bağlamda bakıldığında ise karar destek sistemini kullanan işletmeler, kullanmayan işletmelere nazaran çok daha avantajlı bir konumda yer almaktadırlar. İşletmeler bazında asıl önemli olan avantajları ise;
- Etkin kullanılabilen veri ve bilgiler dâhilinde çözüm aşaması üzerinde zaman tasarrufu sağlamaktadır,
- Çoğunlukla bilgisayar odaklı bir sistem olması dolayısıyla işletme üzerinde oluşabilecek maliyetlerde düşüş sağlar ve böylelikle işletmelerde verimlilik üzerinde artış sağlayabilmektedir,
- Sistemli bir şekilde çözüm ve hızlı çözüm sunabilmesinden dolayı faaliyetler üzerinde sürekliliği sağlamaktadır,
- İşletmeler nazarında karar destek sistemini etkin bir şekilde kullan/kullanmayan şirketler arasında rekabete katkı sağlar ve böylelikle yenilikçi fikirlere de kapı aralamaktadır.
UZMAN SİSTEMLER (US)
Uzman sistemler, işletmenin çok taraflı faaliyetleri üzerinde daha verimli kararlar alabilmesi adına kullanılan bilgi tabanlı bir sistemdir. Sistem işleyişi, alanında uzman mühendislerin bilgileri alarak onları daha sonra kullanmak üzere ya da çözüm odaklı düşünmeyi sağlayabilmek adına depolamaları üzerine gelişmektedir. Daha çok deneyime dayalı olan bu sistem, teknolojinin gelişmeye başlaması ile birlikte uzmanlık gerektiren alanlar üzerinde işleyişi yerine getirebilmek için ayrılan bütçe bazında düşüşler yaşanmış ve kısıtlı bilgi karşısında problemlerin oldukça kolay bir şekilde çözülmesini sağlamıştır. Sistem özelliklerinden bazıları:
- Alanında uzman mühendislere verileri işleme ve kaydetme aşamasında yansızlık ve kolaylık sağlar,
- Elde edilen bilimsel veriler sonucunda gerçek bir uzman gibi işlev görür,
- Tanı koyma ve çözüm sürecinde birden çok bilgiye erişerek en doğru olana ulaşır,
- Genel olarak tanı koyma, tarama ya da tanımla gibi alanlar üzerinde işlev görmesi dolayısıyla her türlü sorun üzerinde uygulanamaz.
FONKSİYONEL BİLİŞİM SİSTEMLERİ (FBS)
Fonksiyonel bilişim sistemleri, bazı fonksiyonları içerisinde barındıran ve belirli bir çalışma/işleyiş üzerine odaklanan bir sistemdir. Fonksiyonların gerçekleşmesi süreci ise işletme fonksiyonlarının uygun ve doğru bir biçimde yürütülüyor olmasına bağlıdır. Desteklediği fonksiyonun etkinliğini ve verimliliğini artırma amacı güden bu sistem, her geçen gün biraz daha geliştirilmekte olup pazarlama, üretim, muhasebe, insan kaynakları gibi vb. alanlar üzerinde değerlendirilmektedir. Bu bağlamda fonksiyonel bilgi sistemlerinin alt başlıkları şu şekildedir:
- Satış ve pazarlama bilişim sistemleri,
- Üretim bilişim sistemleri,
- Muhasebe ve finans bilişim sistemleri,
- İnsan kaynakları bilgi sistemleri.
YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ (YBS)
Yönetim bilişim sistemleri, insan, teknoloji, bilgi yönetimi ve bazı organizasyonları bünyesinde barındıran ve bunlar hakkında belirli bir düzen dahilinde rapor üretmek için entegre edilmiş bir sistemdir. 19. Yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan bilişim sektörü, zamanla lojistik sektörünü de etkilemeye başlamış ve buna bağlı olarak bazı kavramların doğuşunu da beraberinde getirmiştir. Bu kavramlardan bir tanesi de yönetim bilişim sistemleridir. Bu sistemin asıl amacı, yöneticilere kendi performansları üzerinde geri bildirim sağlayabilmektir. Dolayısıyla yöneticilerin işlerini kolaylaştırmak ve çok daha kolay karar verebilmelerini sağlayabilmek adına farklı noktalardan toplanan veri-bilgileri bir bütün halinde sunabiliyor olması bu sistemin önemli görevleri arasındadır. Aynı zamanda teknolojinin gelişmesi ile birlikte daha da büyümeye başlayan bu sistem her geçen gün biraz daha büyüdükçe elektronik yazılım ve donanımların maliyetini düşürmüş ve buna bağlı olarak bilinirliğini daha da artırmıştır. Bahsi geçen bu durumun işleyişi ve ilerleyişi aşağıdaki tabloda yıllar bazında çok daha net bir şekilde belirtilmiştir.
İNTERNET(ULUSLARARASI AĞ)
İnternet, birden fazla bilgisayar ağını birbirine bağlana ve bunlar arasında iletişimi sağlayabilen bir sisteme verilen addır. Genel olarak ortaya çıkış serüveni, 19. Yüzyılda Sovyetler Birliği’nin Sputnik uydusunu uzaya göndermesi ile başlamış ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri hükumeti herhangi bir savaş esnasında haberleşme kanallarının kullanılamayacak hale gelmesi ya da her türlü riske karşı korumak istemelerinden dolayı tek bir merkez üzerinden kullanılabilen/yönetilebilen bir sistem kurmak için harekete geçmişlerdir. Zamanla bu çabaları sonuç vermiş ve tek bir ana merkez üzerinden yönetilebilen ARPA (Advanced Research Project Agency) isimli birimi kurmuşlardır. Birimin asıl amacı ise savaş ve sevk işlemleri durumunda ağ üzerinde kesintisiz bir şekilde yönetimi sağlayabilmek ve kendilerinden uzakta olan bilgisayarları birbirine bağlanarak desteklenerek tek bir ağ üzerinden sorunsuz ve bir o kadar da güvenli bir şekilde yönetebilmektir. 1969 yılında California’da ilk bilgi transferi olarak 3 ayrı merkezle birlikte Utah’da bulunmakta olan 4 bilgisayar arasına bulunan sistemler geliştirilmiş ve “ARPANET” isimli ağ kurulmuştur. Kuruluşunun üzerinden zaman geçtikçe sonraki dönemlerde bu uygulamanın kullanımı kaldırılmış ve yerine “İnternet” adı verilen uygulama gelmiştir. Lojistik işletmeleri üzerinde de oldukça büyük faydası olan bu sistem gerek gerek elektronik veri değişimi gerekse de araç takibi gibi çevrimiçi uygulamaların kullanımını çok daha kolay hale getirmiştir. Bunun dışında müşteri istek ve takibinin yapılabilmesi, ürünlerin takibinin daha sistemli bir şekilde yapılabilmesini sağlamıştır. Zamanla işletmeler üzerinde de rekabeti artırmış ve işletmenin bilinirliğinin artmasını daha da tanınmasını sağlamış dolayısıyla işletmenin küresel pazarlara girişini daha kolay bir hale getirmiştir.
YEREL ALAN AĞI (LAN)
Yerel alan ağı (Local Area Network), ev ve ofis gibi küçük birimli alanlara sahip yerlerdeki bilgisayarların birbirine bağlanmasını sağlayan bilgisayar ağıdır. Bu ağ, birkaç cihaz üzerinde etki gösterebiliyorken aynı zamanda binlerce cihaz üzerinde de etki gösterebilmektedir. İlk ortaya çıktığı zamanlarda kablolu bir sistem sayesinde kullanılabilen bu ağ, günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte ev ve ofisler üzerinde modem aracılığı ile hemen hemen hayatımızın her yerinde karşımıza çıkan ve hemen her yerde kullanılan bu sistemin zamanla yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte birçok lojistik işletmesi de gerek müşteri dönüşleri ve memnuniyeti açısından gerekse rekabet avantajı açısından yarar sağlamışlardır.
GENİŞ ALAN AĞI (WAN)
Geniş bir alanda birbirinden uzak bilgisayarların LAN’ların ve buna benzer farklı tip ağların birbirine bağlanarak ortaya çıkan bilgisayar ağlarıdır. Genellikle tek bir organizasyon için kurulan bir sistemdir. Öteki yandan internet servis sağlayıcıları aracılığı ile kurulan WAN’lar ise var olan bir organizasyon üzerinde olan LAN’lardan bağlantı sağlamaktadırlar. Yerel alan ağına göre sinyal gücü ve erişilebilirliği daha yüksek olan bu sistem, daha hızlı ve daha fazla veri paylaşımı imkânı sağlamış ve böylelikle büyük ölçekli lojistik işletmeleri tarafından tercih edilebilir bir noktada yer almıştır. Dolayısıyla geniş alan ağları, yerel alan ağlarına nazaran çok daha geniş bir sinyal gücüne sahip olması ve daha fazla veri paylaşımı, bilgilere daha hızlı ve kapsamlı erişim sağlayabilmesinden dolayı ve aynı zamanda teknolojinin gelişmeye başlaması ile birlikte kullanım oranları tüm sektörler üzerinde artış göstermiştir.
KURUMSAL BELGE YÖNETİM SİSTEMLERİ (KBYS)
Kurumsal belge yönetim sistemleri; İşletmelerin temel faaliyetleri nazarında bulunan ürün ya da hizmetlerin, üretim aşamasından tüketiciye teslim edildiği aşamaya kadar geçen süre zarfında oluşan evrak ve belgelerin sistemli bir şekilde depolanması, düzenlenmesi, korunması ve kolaylıkla erişim sağlanabilmesi adına gerekli düzenlemeleri yerine getiren bir uygulamadır. Bu anlamda işletmeler, bahsi edilen sistem sayesinde depolanan, korunan ve düzenlenmesi yapılan belgelere çok daha kolay erişim sağlayabilmekte ve veriler üzerinde oluşabilecek herhangi bir kayıp ya da hata oranını minimum seviyelere kadar indirgemiş ve aynı zamanda kırtasiye masraflarını da azaltmışlardır. Dolayısıyla bu sistemin asıl kullanım amacı ihtiyaç duyulan temel faaliyetler üzerinde bir kontrol sağlamak ve ihtiyaç duyulduğu noktada verilere çok daha kolay bir şekilde erişim sağlayabilmektir. Bundan dolayı işletmeler açısından oldukça büyük bir öneme sahip olan bu sistem, işletmelerin yasal sorumluluklarından dolayı üretimini yapmış olduğu ürün ve hizmetlerin her aşamasının ayrı ayrı belgelenmesini istemekte ve aynı zamanda belgelerde eksiklik oluşabilmesi durumunda işletmeler açısından bazı sorunları ortaya çıkarabilmektedir. Doğru bir belge yönetimi aşamaları ise 4 temel aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
- Üretim-Dolaşım,
- Dosyalama-Erişim-Kullanım,
- Depolama-Koruma,
- Değerlendirme-Düzenleme.
TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİM SİSTEMİ (SCM)
Tedarik zinciri yönetim sistemi; Var olan bir ürünün üretim aşamasında gerekli olabilecek hammadde tedarikinden itibaren başlayıp nihai kullanıcıya ulaşana kadar gerçekleşen lojistik faaliyetlerinin ele alındığı bir sistemdir. Dolayısıyla süreç boyunca ortaya çıkabilecek tüm malzeme ve bilgi akışına dair sistemli bir işleyiş ve yönetimsel açıdan yerine getirilmesi gereken aşamaları bünyesinde barındırmaktadır. Bu bağlamda etkin bir şekilde yönetilen tedarik zinciri, lojistik alanı üzerindeki faaliyetlerin de daha verimli ve sistemli bir şekilde çalışabilmesine olanak sağlamaktadır. Zamanla gelişen iletişim ve bilişim teknolojileri sayesinde tedarik zinciri yönetim sistemleri de buna paralel olarak gelişme göstermiş ve bu gelişmelere bağlı olarak işletmelerin tedarik zinciri üzerindeki etkinlikleri üzerinde bir artış ortaya çıkmış ve aynı zamanda karlılık payları nazarında da önemli artışlar yaşanmıştır.
Instagram Hesabı‘mızı da takip edebilirsiniz!
No responses yet